HDK Kadın Meclisleri: 1 Mayıs'ta Taksim'e
16:27
JINHA
İSTANBUL - HDK Kadın Genel Meclisleri, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'nda tüm kadınları işçi ve emekçileri Taksim Meydanı'na çağırdı.
HDK Kadın Genel Meclisleri'nin, 16 Nisan 2016'da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede, AKP tarafından müjde olarak duyurulan yasalarla kadın emek gücü üzerinde artan sömürü politikalarıyla, kadının sadece anne olarak okunması, toplumsal yaşamdan dışlanmasının ivmelenmekte olduğuna dikkat çekildi. HDK Kadın Meclisleri olarak, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'na çağırı yapıldığına yer verilen bildirgede, "Bu kapsamda gerek esnek, güvencesiz ve sigortasız çalışma koşullarına, kadın işçi ve emekçiler üzerinde artan köleleştirme yasalarına, cinsel saldırılara ve faşizmin kurumsallaştırılma çabalarına karşı kadınları 1 Mayıs'ta HDK Kadın Meclisleri olarak, direnişin öncüsü olmaya, Türkiye'nin pek çok noktasında Taksim başta olmak üzere 1 Mayıs'ta alanlarda baharı örgütleyeceğimizi duyuruyor, bütün kadınları 1 Mayıs'ta alanlara çağırıyoruz" diye belirtildi.
Bildirgede, "Karaman'da Ensar Vakfına bağlı bir kurumda açığa çıkan 45 çocuğa cinsel istismarla birlikte, AKP'nin dindar nesil yetiştirme sürecinde çocukları kendi bekası için sömürmeye açık olduğunu gözler önüne sermekte olduğuna dikkat çekilen bildirgede, 'Hepimiz Ensarız' şiarıyla 'bir kereden bir şey olmaz' hatta 'Tecavüz ediliyorsa, bize ediliyor'a varan bu aklın iktidarı, kadınlar, çocuklar ve halklar için bir felakettir. Biz HDK Kadın Meclisleri olarak, çocuk şiddetinin erkek şiddetinin bir sonucu olduğu gerçeğiyle de; Saray, AKP, Ensar Vakfı destekçilerini kınıyor, 20 Nisan'da Karaman'da görülecek davaya bütün kadınları çağırıyoruz" sözlerine yer verildi.
Bilgirgede şunlar yer verildi: "Aynı zamanda Kadın özgürlük çizgimizin ve çocuk hakları noktasındaki yaklaşımımızın tamamen dışında söylem geliştiren Altan Tan'ı da özeleştiriye davet ediyoruz.
CHP'nin tutumu 'Seni başkan yaptıracağız' anlamındadır
Başkanlık rejimine giden yolda, Saray önünde temel engel oluşturan, HDP'nin meclis ve alandaki duruşu, dokunulmazlıkların kaldırılması yoluyla, oluşturulan savaş bloku ile devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. Son olarak, CHP'nin bu kapsamdaki tutumu da, Saray'a "Seni Başkan Yaptıracağız"ın ifadesinden başka bir tutum değildir. HDK Kadın Meclisleri olarak, 1994 saldırısının demokrasi mücadelesine ne denli zarar verdiğini bir kez daha hatırlatıyor ve demokrasi mücadelesinin öncüsü olmaktan hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha deklare ediyoruz.
Kürt Özgürlük ve Kadın Özgürlük Hareketi başta olmak üzere, bütün devrim ve demokrasi güçlerine karşı, yeniden yürürlüğe konulan siyasi soykırım operasyonları, 2009 KCK tutuklamalarında nasıl boşa çıkarıldıysa, yeni rehin alma politikaları da aynı direnişle boşa düşürülecektir. Merkezi binası hukuksuz bir şekilde basılan, KJA başta olmak üzere yeni siyasi soykırım operasyonlarını kınıyor, ve bütün fiziki tutsak kadınlarla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
Tutuklu kadın gazeteciler ve akademisyenlerle dayanışmadayız
Esra Mungan ve Meral Camcı şahsında, barış için direnen bütün kadın ve akademisyenlerin iradesini sahipleniyor, 22 Nisan'da görülecek olan davaya bütün kadınları, barışı ve akademisyenlerimizi sahiplenmeye çağırıyoruz. Basın özgürlüğü kapsamında tutuklanan, baskı ve sansüre uğrayan kadın gazeteci ve yazarlarımızla dayanıştığımızı, kalemlerini sahiplendiğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
Kadınlara baskı cinsel istismarı beraberinde getiriyor
Maraş-Pazarcık, Sivas ve Erzincan hatlarında yapılması planlanan AFAD kamplarının, demografik yapıyı Selefi bir anlayışla değiştirmeye yönelik, Aleviler üzerinde yeni asimilasyon ve katliam politikaları uygulanmaktadır. Bütün bu politika aynı zamanda, kadın düşmanı çizgi ile birleştiğinde kadınlar üzerinde yeni baskı, cinsel istismar politikalarını da beraberinde getirmektedir. HDK Kadın Meclisleri olarak, Alevi kadınların ve halkların yanında direnişi sahipleniyor, bulunduğumuz her alanda aktif bir bileşeni olduğumuzu deklare ediyoruz.
Mültecilere sömürü ve düşmanlık politikası arttı
Bütün dünya genelinde artan emperyalist savaş politikalarının bir sonucu olarak, kurulan kirli pazarlıklar sonunda mültecileştirme politikası hız kazanmış ve mülteciler üzerinde sömürü ve düşmanlık politikaları da artmıştır. Bu kapsamda savaşların iki kere mağduru olan, cinsel saldırılar, ağır yoksulluk başta olmak üzere çeşitli fiziki ve psikolojik saldıra maruz kalan mülteci, göçmen kadınlarla dayanışıyor, sağlık, barınma ve ucuz emek gücü olarak görülme politikasına karşı eşit çalışma koşullarının sağlanması noktasında mücadelemizi sürdüreceğimizi deklare ediyoruz."
(dk)