Akademisyenlerden çağrı: Çağlayan'da adalet şöleni olsun
09:26
Duygu Erol/JINHA
ANKARA - Arkadaşları, barış istedikleri için tutuklanan akademisyenler için yarınÇağlayan Adliyesi'ne çağırıyor. Türkiye’de barış ve demokrasi isteyen herkese adliyede olma çağrısında bulunan Prof. Dr. Funda Başaran Özdemir, yarın görülecek mahkemelerin ifade, düşünce ve akademik özgürlüğün temellerini atacağını belirtti.
Kürdistan’da başlatılan savaş politikalarının ardından “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açık hedef haline getirilerek tutuklanan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı’nın 22 Nisan’da Çağlayan Adliyesi’nde görülecek mahkemesine akademisyenler çağrıda bulundu. Türkiye’de barış ve demokrasiden yana olan tüm kesimlere çağrıda bulunan akademisyenler, yarın Çağlayan Adliyesi’nde ifade, düşünce ve bilimsel özgürlüğün savunmasının yapılacağına dikkat çekti.
'Adalet şöleni olsun'
Barış İçin Akademisyenler'le birlikte barış bildirisine imza attığı için okulundan uzaklaştırılan ve yaşadığı şehirde hedef gösterilen Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Latife Akyüz, “22 Nisan’da orada Adalet Şöleni olsun istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya, Meral Camcı bizim gururumuz, onurumuz. Aynı şeye imza attık. Ama onlar günah keçisi olarak seçildiler” diye belirtti. Latife, tesadüfen arkasında durdukları, başka bir masada okudukları bildiri yüzünden söylense de hepimizin imza attığı o ilk bildiri yüzünden tutuklandılar. Biz dışarıdan, onlardan içeriden o duvarları yıkacağız.” diyerek, imzanın gereği olarak barış, demokrasi taleplerinin arkasında olduklarını yineledi.
‘İfade, düşünce ve akademik özgürlüğün temeli atılacak’
“22 Nisan çok önemli bir gün” diyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Funda Başaran Özdemir ise, yarın Çağlayan Adliyesi’nde tutuklu akademisyenler ve MİT tırlarına ilişkin haber yaptıkları için 92 gün tutuklu kalan gazeteci Erdem gül ve Can Dündar’ın da mahkemelerinin olduğunu belirtti. Bu iki duruşmada bulunmanın akademisyen olmanın gereği olduğuna değinen Funda , “Çünkü akademinin içerisinde bundan önce mutluluk içerisinde yaptığımız, severek ve keyifle yaptığımız işi yani bilgi üretmek, bu bilgiyi öğrencilerimizle paylaşmak onların sadece meslek kazanmasını değil, yaşama hazır olmasını sağlamak işini hakkıyla yapabilmemiz için ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve akademinin özgürlüğü şart. Ve bu iki duruşma art arda bu ülkede ifade özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün, akademik ve bilimsel özgürlüğün gelecekti temeline yerleşecektir” diye konuştu.
Funda, bu iki duruşmanın sonuçlarının Türkiye’nin daha yaşanılır bir ülke olmasının temelinde yer alacağının altınız çizdi. Yarın, tüm akademisyenleri Çağlayan Adliyesi’ne çağıran Funda, sadece akademisyenlerin değil, Türkiye’de barış ve demokrasi isteyen herkesin adliyede olmasını gerektiğini belirtti.
‘Barış ve demokrasiden yana olanları bekliyoruz’
Tutuklu bulunan arkadaşlarına destek olacaklarını ve Türkiye’de barış ve demokrasiden, özgürlükten yana olan tüm kesimlere de destek çağrısında bulunan Prof. Dr. Işıl Önal da, “Biz barışın olması için elimizden geleni yapacağımıza söz verdik. Ve hala sözümüzün arkasındayız. İki tutuklu gazeteci de var biliyorsunuz. Sabah onlar basın özgürlüğünü savunan insanlar. Bizlerde akademik ve düşünce özgürlüğünü savunuyoruz. Dolayısıyla burada birleşiyoruz. Toplumun en geniş kesiminden katılım olmasını bekliyoruz” diye konuştu.
(sy)