'Evimi görmek için her gün Sur'a geliyorum'

09:00

Güler Can/JINHA

AMED - 25 yıllık evini ve sokağını aylardır göremeyen Şerife, her gün torunları Yusuf ve Narin'i alarak Sur'a geliyor.

Binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasıyla, Çin Seddi'nden sonra dünyanın en büyük surlarıyla bilinen Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015'te Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahalleleri ile ilçenin en işlek yeri olan Gazi Caddesi'nde 'sokağa çıkma yasağı' ilan edilmişti. 13 Mart'ta Gazi Caddesi ve Cevatpaşa Mahallesi'nin tamamı ile Dabanoğlu Mahallesi'nin 4 sokağında, 17 Mart günü de Savaş Mahallesi'nin Buzcular, Buzcular 1, Eski Yoğurt Pazarı ve Çiftehan ile Dabanoğlu Mahallesi'ndeki Bıyıklı Mehmet Paşa sokağının Arman sokağa kadar kısmı ve Orta Karataş sokağında kaldırıldı. Yasağın kaldırılmasıyla tüm mahallelere açılan Gazi Caddesi'nde hareketlilik de başladı. Esnaflar tüm zorluklara rağmen işyerlerini açarken, kentin nefes alma yeri olan ilçeye gidişler başladı.

20-30 yıl yaşayanlar, Sur'da doğanlar bir yana başka bir kentten gelip birkaç saatini geçirenler için bile bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayan tarihi ilçeyle kadınların ayrı bir bağı var. Bu süre içinde Sur'un kamulaştırılması kararıyla da yüz yüze kalan kadınlar, göçertme politikalarına karşı tepkilerini ortaya koyarken kimi çadır açıp TOKİ'lere gitmeyi reddediyor, kimi evinin önünde nöbet tutuyor, kimi de "Makinelerin önüne geçer yıktırmam" diyor.

'İki kez evim yakılıp, yıkıldı'

Sokağını, komşularını, evini özleyen 55 yaşındaki Şerife Gülmez de hala sokağa çıkma yasağının kaldırılmadığı Fatihpaşa Mahallesi'ndeki evini görmeyi bekliyor. 5 aydır evinden uzak olan Şerife, saldırılardan dolayı eşi, çocukları ve torunlarıyla Yenişehir ilçesine taşınmak zorunda kalıyor. Şimdi 17 kişi birlikte yaşadıkları eve ısınamayan Şerife, her gün Gazi Caddesi'ne gelerek, sokaklarına bakıyor. Ancak aklından çıkmayan evini görmesine izin verilmiyor. Hala yasağın kaldırılmadığı Fatihpaşa'da 25 yıl yaşayan Şerife yaşamında iki kez göçertme politikasıyla karşı karşıya kalıyor. "90'larda da köyümüzü yaktılar" diyen Şerife, Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Nurlukuyu (Qercos) köyünden asker baskısı ve köy yakmalar nedeniyle göç etmek zorunda kalıyor.

'Evimi çok merak ediyorum'

O yıllarda taşındıkları evlerine zamanla alışan Şerife, Sur'u ikinci evi olarak görmeye başlıyor. Şerife, özellikle komşuluk ilişkilerini çok özlediğini söylüyor. İki katlı yan yana evlerin avlularında kadınlarla birlikte zaman geçirdiklerini, çocuklarını rahatça sokağa çıkardıklarını anlatan Şerife, "Hiçbir yer benim için Sur'daki evim gibi olamaz. Her gün merak ediyorum ne oldu diye. Mutlaka buraya gelip, evimi görmeye çalışıyorum" diyor. 5 ve 7 yaşlarındaki torunları Narin ve Yusuf'u yanına alan Şerife, Sur'a gelip birkaç saatini orada geçiriyor. "Evimizi vermeyiz" diyen Şerife, "Keşke hepimiz yeniden orada birlikte oturabilsek" diye ekliyor.

(dk)