JINHA

İSTANBUL - Tutuklandığı günden beri ağır tecrit koşulları altında mücadelesine devam eden PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün önemli olduğuna değinen avukat Eren Keskin, "Türkiye gerçekten bir demokrasiden söz etmek istiyorsa Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü tartışmaya açması gerekiyor. Abdullah Öcalan'ın cezaevinde olmasıyla sorun mu çözülecek? Hayır, sorunlar daha çok çözümsüzleşiyor" dedi.

Türkiye devleti tarafından tutuklandığı günden beri ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, son bir yıldır ise İmralı heyetiyle görüştürülmüyor. Duruma tepki gösteren avukat Eren Keskin, "Bir halkın önder olarak kabul ettiği bir kişiden bahsediyoruz. Eğer gerçek anlamda bir çözüm isteniyorsa kim kimle savaşıyorsa, çözüm masasında onunla birlikte oturur. Burada masaya oturacak kişi Abdullah Öcalan'dır. Türkiye gerçekten bir demokrasiden söz etmek istiyorsa öncelikle Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü tartışmaya açması gerekiyor. Türkiye'de örgütsel anlamda cezalandırılan suçlarda ağır büyük bir çifte standart var. İnfaz hukukunda farklılıklar var ve bunların ortadan kaldırılması gerekiyor" ifadelerinde bulundu.

'Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması gerekiyor'

Kürt sorununun sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun olmadığını kaydeden Eren, "Bu sorun Ortadoğu'da 4 ayrı devleti ilgilendiriyor. Bu yüzden özellikle Rojava'da Kürt hareketinin büyük ve meşru bir güç haline gelmesi Türkiye'yi kızdırıyor bu nedenle Kürtlere baskı uyguluyor, Abdullah Öcalan'ın insanlarla bağını kesiyor. Sadece savaşlarla bir sorun çözülmez. Sivil siyasette gereklidir, sivil siyasetin üretilebilmesi içinde ifade özgürlüğünün sağlanması lazım. Bu nedenle her şeyden önce Kürtlerin ayrılma hakkı dahi her mesele özgürce konuşulmalıdır. Bu konuları ise liderler konuşmalıdır. Bu yüzden Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması gereklidir. Abdullah Öcalan'ın cezaevinde olmasıyla sorun mu çözülecek? Hayır, sorunlar daha çok çözümsüzleşiyor" diye belirtti.

'Tecrit illegal bir uygulamadır'

Barış İçin Öcalan'a Özgürlük girişiminin çatışmasızlık süresinde Beşir Atalay'la görüşmelerini anlatan Eren, "Atalay 'bu görüşmeler güven ortamında devam ediyor' demişti. Şimdi ise güven ortamında görüşmelerimiz devam ediyor dediğiniz kişiyi tecrit ediyorsunuz. Bunun anlaşılır bir yanı yok" dedi. Tecrit ve izolasyonun işkence olduğuna dikkat çeken Eren, "Tecrit, ilk olarak bir doktor tarafından 'bir insan nasıl kendisi olmaktan çıkar?' sorusu üzerine bir araştırma yapması üzerine bulunuyor. Bu ağır bir işkencedir. Bu durum Türk hukukunda dahi olmayan bir durum. Hükümlüler vasisi olmasının yanı sıra avukatlarıyla da görüşebilir. Bu tecritin hukukta yeri yok. Tamamen illegal bir uygulamadır" şeklinde konuştu.

(ödk/ck/mg)