Zilanlı kadınlar geçmişten bugüne devlet zihniyetini anlattı
09:02
Vildan Atmaca/JINHA
WAN - 1930 yılında Zilan'da yakınları katledilen kadınlar, "Roboski Şırnak, Sur, Cizre, Gever ve Nusaybin'de yaşananların Zilan katliamından farkı var mı?" diye sorarak, devlet zihniyetinin kendini Kürtleri katletme üzerinde var etmeye çalıştığını söyledi.
Van'ın Erciş ilçesinde 15 Temmuz 1930 yılında 15 bin Kürdün katledildiği Geliyê Zilan'da, genç, yaşlı, kadın ve çocuk demeden onlarca köy boşaltıldı, yakıldı ve yağmalandı. Katliamı yaşayanların torunları Geliyê Zilanlı kadınlar, halen bölgede devlet ve güçlerinin baskısı olduğunu dile getirerek, köylerinin sık sık askerlerce basıldığını ve kendilerine hakaret edildiğini belirttiler. Kadınlardan Şahnaz Siyer, yıllar önce Zilan halkına yaşatılan zulüm ve katliamın izlerinin silinmediğini dile getirerek, halkın Zilan katliamını unutmadığını söyledi.
'Zilan'dan bugüne değişmeyen zihniyet'
Şahinaz, büyüklerinden duyduğu Zilan katliamını şu sözlerle anlattı: "Dedelerimizi akrabalarımızı ziyaret amaçlı bir araya getiren devlet yetkilileri, kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi katletti ve evlerimizi, yerimizi, yurdumuzu yaktı. Bizleri öldürdükleri yetmedi, öldürdükleri yerlere Kırgızları yerleştirdiler. Yerimizden yurdumuzdan edilmekle kalmayıp yabancı halkları topraklarımıza yerleştirdiler. Halende Kırgızların yaşadığı Altındere Harası'da toprağı kazdığınızda insan kemiklerini göreceksiniz."
'Kürtler düşmanına karşı birlik olsun'
Geliyê Zilan ve köylerinde devlet baskılarının devam ettiğinin altını çizen Şahinaz, "Köyümüz basılıyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyoruz. 'Sizi öldürürüz ya da tutuklarız' şeklinde konuşuyorlar. Şimdi de kadınları, çocukları ve 35 günlük bebekleri katlediyorlar. Roboski katliamı, Şırnak, Sur, Cizre, Gever, Nusaybin'de yaşananların Zilan katliamından farkı var mı sizce?" diye sordu. Şahinaz, Kürt halkının birlik olması gerektiğini söyleyerek, Kürt halkına tahammülü olmayan bir zihniyet ile yaşamanın imkansız olduğunu kaydetti.
'Geçmişten günümüze DAİŞ'çi devlet'
Geliyê Zilanlı kadınlardan Fatma Hezer de katliam sonrası kendisine anlatılan Zilan katliamını şöyle dile getirdi: "Zilan katliamı öncesi bizim köye bir tane asker gelmiş ve bütün köylüye 'komutan sizleri ziyarete gelmiş. Bütün köylüleri görmek istiyor' demiş. Geliyê Zilan'da yaşayan bütün köylüler de en güzel kıyafetlerini giyerek gitmiş. Asker köylüleri Hasanabdal köyünde Adağeybi denilen yere götürmüş. Hamile kadınların karnını süngülerle deşmişler. Herkesi kurşundan geçirmişler. Askerler katlettikleri hamile kadınların karnındaki bebeklerin kız mı yoksa erkek mi diye sigara iddiasına girerek karınlarını deşerlermiş. Halen de bu zihniyet kadınların bedenini kullanmaya devam ediyor. Türk devletinin yaptığı insan işi değildir. O zaman ki DAİŞ mantığı halen devam ediyor."
'Barış cesur ve yürekli insanların işidir'
Savaşların durması ve tekrardan çözüm sürecine geri dönülmesi talebinde bulunan Fatma,"Bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz. Onca katliama maruz kalmamıza rağmen yine de barış istemeye devam edeceğiz. Savaş korkakların işidir. Barış ise cesur ve yürekli insanların işidir" şeklinde konuştu.
Şahinaz ve Fatma, konuşmaların ardından Zilan katliamı için yazılmış klamlar seslendirdi.
(ng/dc/mg)