KJK: Faşizm kaybedecek özgürlük kazanacak
12:04
JINHA
HABER MERKEZİ - KJK, 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle yazılı açıklamada bulunarak, "Kuzey Kürdistan ve Türkiye'deki emekçi halkları, kadınları, gençleri, işçileri ve işsiz kılınanları, antifaşistleri, kısacası bütün demokrasi güçlerini AKP'nin öncülüğünde tek bir renge büründürülen faşizme karşı güçlü durmaya ve direnişi yükseltmeye çağırıyoruz" dedi.
Kürdistan Kadınlar Topluluğu (KJK) Ortadoğu Temsilciliği, 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. İşçi sınıfının ve emekçi halkların direniş günü olarak 1 Mayıs'ın bu yıl itibariyle 150 yıllık bir geçmişe sahip olduğu ifade edilen açıklamada, "Bundan tam 150 yıl önce, 1 Mayıs 1856'da Avustralya'da işçiler, insanca yaşam ve çalışma koşulları için sokaklara döküldü. 1890 itibariyle ise dünyanın dört bir yanında 1 Mayıs işçi hareketinin mücadele günü olarak ele alınıp, kapitalist sömürünün protesto edildiği ve emek şehitlerinin anıldığı bir güne dönüştü" sözleri ifade edildi.
'Faşist dalgayı kırmanın tek yolu direniş'
1 Mayıs'ın tarihsel olarak aynı zamanda dünyada faşizme karşı direnişi yükseltme mücadelesinin simge günü olduğu kaydedilen açıklamada, "Zira faşizm de her zaman kendisini işçi sınıfının ve emekçi halkların inkarı, sömürüsü ve imhası üzerinde var kılmaya çalışmıştır. O nedenle emek mücadelesi ile antifaşist direniş arasında birbirinden kopmaz bir bağ söz konusudur. Bugün açısından baktığımızda en çok da Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de bu bağı güçlü örmeye, emek mücadelesini faşizme karşı bir direniş cephesi biçiminde yükseltmeye ihtiyaç vardır. Bugün Türkiyeli emekçi halkların karşısında en büyük tehdidi AKP hükümeti ve onun işbirlikçileri oluşturmaktadır. Yeşil, beyaz ve siyah faşizminin AKP öncülüğünde tek bir faşist cephe olarak örgütlendiği bir gerçek ile karşı karşıyayız. Geçmişteki bütün faşist iktidarlardan daha kapsamlı bir saldırı düzeni söz konusudur. Bu faşist dalgayı kırmanın tek yolu, Türkiyeli emekçi halkların 1 Mayıs ruhu ile 'Faşizme geçit yok!' sloganını yükseltip yaşamsal kılmasıdır" şeklinde belirtildi.
'Görev herkesten önce kadınlara aittir'
Her zamankinden daha elzem bir ihtiyaç olan böylesi bir antifaşist demokrasi ve özgürlük cephesinin öncülük görevi herkesten önce kadınlara ait olduğu dile getirilen açıklamada şunlar belirtildi: "Zira Türkiye'de hegemonyasını oluşturmaya çalışan devletli ataerkil-kapitalist-faşist iktidarın hedefinde en çok da kadınlar vardır. Önder Apo'nun da belirttiği gibi kadın, tarihin en eski ve en yeni, çoğunlukla ücretsiz ve çok az ücretli olan emekçisidir. Tavizci işçiliğin oluşumundan işsizliğe, ücretsiz işçilikte asgari ücretliye kadar her olumsuzlukta bedel ödetilen kadın emekçilerdir, kadının kendisidir. Kadın genelde uygarlık tarihinin, özelde kapitalist modernitenin en eski ve en yeni sömürge ulusu konumundadır. Bu nedenle sömürü ve sömürgeciliğe karşı mücadele özünde kadın sömürgeleşmesine karşı mücadele olarak örgütlenmek zorundadır. Kadın özgürlüğünü merkezine almayan bir emek mücadelesi başarılı olamaz. Her türlü sömürü ve faşizme karşı durabilecek yeni emek hareketinin kendisine esas alacağı çizgi ise demokratik ulusçuluktur. Kapitalist modernitenin kendi çıkarları doğrultusunda geliştirmiş olduğu uluslaşmaya karşısında emekçi halkların ve tabakaların iç ve dış iktidar ve sermaye güçlerine karşı demokratik ulusçuluğu, faşizmle güçlü mücadelenin yegane yoludur."
'Faşizme karşı özyönetim direnişi desteklenmeli'
AKP öncülüğünde tek renk haline getirilen siyah-beyaz-yeşil faşizme karşı en fazla Kürt halkının direndiği kaydedilen açıklamada, Kuzey Kürdistan'da kadınlar öncülüğünde geliştirilen özyönetim direnişinin, kendini yeniden örgütlemeye çalışan "devlet faşizmine" karşı en büyük cevap olduğu belirtildi. AKP hükümeti karşısında en örgütlü duran gücün Kürt Özgürlük Hareketi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bu nedenle başta demokrasi güçleri olmak üzere Türkiye'deki bu faşist gidişata dur demek isteyen herkesin Kürdistan'daki özyönetim direnişini desteklemesi ve antifaşist mücadele cephesinde yerini alması gerekmektedir" denildi.
Açıklamada son olarak şunlar dile getirildi:
"Kürt Kadın Özgürlük Hareketi KJK olarak bu temelde özellikle de Kuzey Kürdistan ve Türkiye'deki emekçi halkları, kadınları, gençleri, işçileri ve işsiz kılınanları, antifaşistleri, kısacası bütün demokrasi güçlerini AKP'nin öncülüğünde tek bir renge büründürülen faşizme karşı güçlü durmaya ve direnişi yükseltmeye çağırıyoruz. 1 Mayıs, yılın sadece bir günü değildir. 1 Mayıs, mücadeleyi daha örgütlü kılma, direnişi büyütme, birliği sağlamanın simgesidir. 1 Mayıs, bahar gibi mücadeleye yeni bir başlangıç yapma günüdür. Bu temelde bu yılki 1 Mayıs'ı antifaşist cepheyi büyütme ve güçlendirme, özgürlük ve demokrasi için direnişe hamlesel bir ivme kazandırma günü olarak ele alıp, sürekli kılma çağrısını yapıyoruz. Bu anlamda bir kez daha 1 Mayıs Emekçi halkların birlik, dayanışma ve direniş gününü kutlarken, faşizm kaybedecek, özgürlük kazanacak diyoruz."
(mg)