‘Erkek devlet, direnen kadını hazmedemiyor’
09:10
JINHA
MUĞLA – Son yasak kalktığında Datça’dan Cizre’ye giden Hürriyet Karadeniz, devletin Kürdistan’daki kadın direnişine özellikle saldırdığını söyleyerek, “Taybet Ananın yedi gün sokakta bekletilmesi de anneleri ve kadınları direnişten koparmak için yapılmış bir ceza gibi. Direnen kadını hazmedemiyor erkek” diyor. Bodrum’dan Diyarbakır’a giden Feyza Taner ise, kadın bedenine dair yapılan her türlü saldırının işgal edilecek yeri anlattığını belirterek, erkek devlet şiddetine, her bölgeden her kadını itiraz etmeye çağırıyor.
Muğla Diyarbakır’a bin 377 kilometre uzaklıkta. Cizre’ye ise bin 624 kilometre. Mesafeleri ve yasakları inadına delip birleşen güç ise kadın dayanışması. Bodrum’dan yola çıkan “Barışa Yürüyorum” ekibinde de kadınların ağırlığı bulunuyordu. Barış için ses çıkartan, yıkımlardan geçmiş halkla buluşanlardan biri olan Hürriyet Karadeniz de, son yasak kalktığında Datça’dan Cizre’ye gitti. 4 gün boyunca Cizre’de kalan Hürriyet, tanıklığını JINHA’ya anlattı. İki seçimde de HDP Muğla milletvekili aday adayı olan Hürriyet, mücadelesini Kürdistan’da yıkılan kentlere giderek sürdürdü.
‘Büyük bir düşmanlık yerle bir etmiş’
Kürditan’a ilk gidişi olmamasına karşın Cizre’ye gittiğinde devletin yıkımının ne kadar büyük olduğunu gören Hürriyet, geriye kalan için, “Bir barbarlar sürüsünün Cizre’nin üzerinden geçtiğini görüyorsun” yorumunda bulundu. Büyük bir düşmanlığın Cizre’yi yerle bir ettiğini söyleyen Hürriyet, “Nasıl bir dehşet ve düşmanlık… Bunu anlamam hiç mümkün olamadı. 200 bin insanın yaşadığı bir şehri yok ediyorlar. Orada yaşayan insanların evlerinde kaldım. Onlardan neler yaşadıklarını dinledim. Ama bütün buna rağmen hala gülüyordu o insanlar. Hele de Batı’dan gelmiş, Türk birisini gördüklerinde nasıl sarılacaklarını bilemiyorlar” diye konuşuyor.
‘Yaşamı kurmaya devam etmeliyiz’
Özellikle kadınların yaşamı yeniden kurmak için ellerinden geleni yaptığını belirten Hürriyet için en acı deneyimlerden biri de yalnızca eşyalara kadar değil, kıyafetlere kadar her yanın delik deşik edildiği. “Yakılmış, yıkılmış, parçalanmış, eşyaları mahvedilmiş, Bir eve gidiyorsunuz, kadın ne çıkarsa delik deşik çıkıyordu” diyen Hürriyet, halkın yıkıntılar arasından yeni bir yaşam var etmeye çalıştığının da altını çiziyor. Bodrum’dan Diyarbakır’a yapılan “Barışa Yürüyorum”un da içinde yer alan Hürriyet, her iki ziyaretin de aynı ‘yaşam’ umuduyla gerçekleştiğini belirterek, “Biz barış isteyenler belki de yenildik, silahın karşısında belki sözün hükmü yok, ama geri çekilemeyiz. Var olmaya, direnmeye, yaşamı kurmaya devam etmeliyiz” diyor.
‘Erkek devlet, direnen kadını hazmedemiyor’
Hürriyet’e göre, devletin en büyük saldırılarından biri de kadın direnişine. Devlet için “O kadar erkek ki” diyen Hürriyet, kadına ve kadın direnişine yapılan saldırıları şöyle anlatıyor: “Orada ciddi bir kadın direnişi var. O kadın direnişini yok etmek için de kadınlara özellikle saldırma durumu var. Son derece direngen kadınlardı. O kadınları koparmaya çalışmışlar. Taybet Ananın yedi gün sokakta bekletilmesi de anneleri ve kadınları direnişten koparmak için yapılmış bir ceza gibi. Direnen kadını hazmedemiyor erkek devlet. Ona çok daha büyük düşman gözüyle bakıyor.”
‘Kadın bedeni işgal edilecek yer görüyor’
Bodrum’dan Diyarbakır’a “Barışa Yürüyorum”un içerisinde yer alan, aynı zamanda “Barış İçin 1000 Kadın”la birlikte Diyarbakır’a giden Bodrum Kadın Dayanışması’ndan Feyza Taner ise, devletin kadına karşı düşman saldırılarına defalarca şahit olmuş. Yalnızca sokağa çıkma yasağının olduğu yerlerde değil, hemen hemen bütün yerleşim alanlarında kadına karşı tacizin çok yoğun olduğunun altını çizen Feyza, “Kadın bedenine dair yapılan her türlü saldırı işgal edilecek yeri anlatıyor. Oradaki kadın bedeni ilk hedef. Bunu sadece savaş olarak düşünmeyin, savaş bölgesi olmasa da genç kadınlara devletin, polisin, özel harekatın yoğun tacizi her dakika her saniye bulunuyor” diye anlatıyor.
‘Erkek devlet şiddetine itiraz etmeli’
“Bunlar özellikle direnen kadınlara değil, çocuklardan genç kadınlara kadar sürüyor” diyen Feyza, erkek devlet şiddetine karşı kadınların bir arada mücadele etmesi gerektiğine çağrı yaparak, şöyle devam ediyor: “Biz bu kadınların da yanında olmalıyız. Bu erkek devlet şiddetine, her bölgeden her kadının itiraz etmesi gerekiyor. Batı’dan dayanışmaya giden kadınlar da ayrı bir hedef. Hem Barışa Yürüyorum, hem de Barış İçin 1000 Kadın vaktinde gittim, tacizi her dakika hissediyorsun.”
(sy)