'Direnmek yaşamın kendisi için hak'
09:01
Sarya Gözüoğlu / JINHA
AMED - Uluslararası Savaş Karşıtları heyetinde yer alan Michaela Soellinger, sadece savaşan kadınların değil savaşmayan kadınların da direnişte yer edindiğini söyleyerek, "Yaşamak için direnmenin kendisinin çok büyük bir hak olduğunu düşünüyorum. İnsanların nasıl örgütlenecekleri konusunda kadınların sadece yaşamaktan gelen ve yaşayarak öğrendikleri bir deneyim var ve bunu topluma aktardıklarında çok kıymeti bir şey olacaktır" dedi.
Uluslararası Savaş Karşıtları heyeti Kürdistan'da özyönetim direnişleri ardından yaşanan saldırı ve katliamları incelemek amacıyla Kürdistan'da inceleme başlattı. İncelemeleri ardından çalışma yürüttükleri ülkelere dönerek girişimlerde bulunacak olan Uluslararası Savaş Karşıtları Heyeti Yönetim Kurulu Başkanı Christine Schweitzer, kısa bir süredir Kürdistan'da bulunduklarını ancak bu süre zarfında edindikleri gözlemlerde kadınların çok fazla hak ihlalleri ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Christine, kadınların üzerinde çok fazla sorumluluğun olduğuna dikkat çekerek, "Aileleri ile ilgilenme kadınların sorumluluğunda. Yine bu süreçte çok fazla acı çektiklerini düşünüyorum. Ve bu süreçte en fazla kadınların etkilendiklerini ifade edebilirim. Tabi sadece kadınlar değil erkekler de bu süreçten çokça etkilenmiştir ancak kadın olmaktan kaynaklı yaşamın diğer bireylere oranla çok daha ciddi sorumluluklar yüklediği de aşikârdır" dedi.
'Kadınların direnişte yer alması özgürlüğün işareti'
Savaş sürecinde kadına yönelik şiddetin had safhaya ulaştığına değinen Christine, "Öyle yâda böyle şiddetin çözüm olduğunu düşünüyoruz. Kadın veya erkek savaşan kim olursa olsun çözüm savaşta değildir ancak kadınların erkekler gibi bu direnişte rol alması özgürlüğün işareti kadının alanlarda var olduğunun işareti olarak görebiliriz. Çünkü kadınlar bu direnişe yaşamlarında reddettikleri her şeyi çıkarmak ve özgür bir yaşamı kurmak için kendilerini var etti. Kadının alanlardaki bu duruşunu farklı faklı rolleri üstlenebileceği olarak da görebiliriz. Bunun farklı ülkelerde de örnekleri mevcuttur" diye konuştu.
'Kürdistan için elimizden geleni yapacağız'
Kadın örgütleri ile görüştüklerini söyleyen Christine, "Değerlendirmeler yapmamız gerekiyor. Çok fazla bilgi aldık. Ülkelerimize döndüğümüzde buradaki kadın örgütleri ile iletişimimizi kesmeyeceğiz. Bir şeyler yapabilmek için çalışacağız. Kendi ülkelerimizi de bu konuda duyarlı olma konusunda tetikleyici olacağız. Hala yaptığımız görüleşmelerin etkisindeyiz. Kürdistan için elimizden geleni yapacağız" şeklinde konuştu.
'Kürdistan'da çok güçlü kadınlarla tanıştım'
Uluslararası Savaş Karşıtları heyetinde çalışma yürüten Michaela Soellinger ise Kürdistan'da çok etkileyici ve güçlü kadınlarla tanıştığını ifade ederek, "Kolombiya ve Guatemala'da savaş süreçlerinde bulundum. Oralarda da kadınlar direnişte yer alıyordu. Kürdistan'da da benzer bir durum vardı. Kadınların erkeklerle ön safta savaşıyor olması tam anlamıyla eşitlik ile bağlantılı olmasa da önemli görüyorum. FARC'daki kadınlar da ön saflarda savaşıyorlardı. Son zamanlarda çok fazla insan hakları yayınlandı bunlar kadın gerillaların uğradığı insan hakları ile ilgiliydi ancak bu ihlaller askerler tarafından yaşanılan hak ihlalleriydi. Kadınların topluma sunacağı çok fazla şey var ve bunların erkeklerin sundukları ile aynı olması gerektiği düşünüyorum" dedi.
'Direnmek yaşamın kendisi için bir hak'
Sadece savaşan kadınların değil savaşmayan kadınların da direnişte yer edindiğine değinen Michaela, "İspanyolcada çok kullanılan bir deyim var 'vivir es resistir' anlamı, 'yaşamak direnmektir'. direnmenin kendisinin yaşamak olduğu için çok büyük bir hak olduğunu düşünüyorum ancak tabi ki bu çok fazla yaşamsal bir risk oluşturuyor" diye konuştu. Avusturya'ya geri döndüğünde şimdiden planladığı toplantılarda Kürdistan'da edindiği gözlemlerini aktaracağını ifade eden Michaela, "Aynı zamanda Uluslararası Savaş Karşıtları olarak yürüttüğümüz bir imza kampanyası var ve devam ediyor. Uluslar arası savaş karşıtları içinde sadece kadınlar için çalışma yürüten gruplarda var. Bunların daha aktive edilmesi ve buradaki örgütlerle birlikte çalışması konusunda bir çaba içerisinde olacağız" diye kaydetti.
' Örgütlenmede kadınların yaşamaktan gelen deneyimi var'
Kadınların topluma erkekleri tekrarlamadan sunabilecekleri birçok alternatif olduğuna işaret eden Michaela, "İnsanların nasıl örgütlenecekleri konusunda kadınların sadece yaşamaktan gelen ve yaşayarak öğrendikleri bir deneyim var ve bunu topluma aktardıklarında çok kıymeti bir şey olacaktır. Bu aslında erkeklerin yaptıklarını tekrar etmeyen kadın olmaktan kaynaklanan bir deneyimdir. Bugün toplandığımız bir kadın örgütü yasak sırasında bile çalışmaya devam ettiklerini ve sırdan çıkan kadınlarla görüşme aldıklarını ifade etti. Ve bu benim için kadın direnişinin en iyi örneklerinden bir tanesi kadınların örgütlenmesi konusunda çok güzel bir örnektir" diye konuştu.
(sg/dk)