'Gazetecilik suç değildir, olamaz'

10:17

JINHA

İSTANBUL - Türkiye'de cezaevlerinde 33 gazetece tutuklu olarak bulunurken, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'ne ilişkin konuşan Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademisyeni Itır Erhart "Gazetecilik suç değildir; olamaz" dedi.

Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında özgür ve bağımsız basın için 3 Mayıs'ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kabul edildi. Dünyanın pek çok yerinde "Olaya en yakın rahata en uzak" meslek olarak nitelendirilen gazetecilik, bir de siyasal iktidarlar ve medya patronlarının tekelinde şekillendirilmeye çalışılıyor. 3 Mayıs dünyada Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlansa da, Türkiye'de cezaevleri tutuklu gazetecilerle dolup taşıyor. Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademisyeni Itır Erhart, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününe ilişkin konuşarak, "Türkiye, gazetecileri hapse atan ülkeler sıralamasında birinci sırada yer alıyor. İktidarın karşısında duran, iktidarı eleştiren basın çizgisi, bu ülkede her zaman baskı görmüştür" dedi.

'Basın özgürlüğünde ekonomi önemlidir'

Basın özgürlüğüyle ilgili bir genellemenin doğru olmayacağını söyleyen Itır, dünyadan örnekler vererek, İsveç'te olumlu gelişmelerin gözlemlendiğini ama Rusya'da ise sorunların çok daha büyüdüğüne değindi. Basın özgürlüğünde ekonominin önemine vurgu yapan Itır, "Medya sahiplerinin başka alanlarda yatırımları olduğu sürece basının özgürleşmesinden bahsetmemiz çok zor. Medya kuruluşlarının maddi ve idari özerkliğe sahip olması nesnellik açısından son derece elzemdir. Çapraz mülkiyete ilişkin gerekli düzenlemeler yapılmalıdır" diye belirtti.

Tutuklanan gazeteciler ile ilgili 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun 299 ve 301. maddelerinin kullandığını söyleyen Itır, siyasi müdahalenin ve oto sansürün de beraberinde arttığını gözlemlediğini ve olanların kendisini endişelendirdiğini dile getirdi.


'Gazetecilik suç değildir; olamaz'

Kürt gazetecileri üzerindeki baskıyı hatırlatan Itır, "Kürt basını son zamanlarda hedef haline geldi. Bu vatandaşın resmi iktidar söyleminin dışında haber yapan kanallara ulaşmasını engellemektedir ki bence içinde bulunduğumuz gibi çatışma dönemlerinde bu kanallar son derece önemlidir" dedi. Itır, editöryal bağımsızlığın ciddi darbeler aldığını söyleyerek son olarak şunları kaydetti: "Editoryal bağımsızlık teminat altına alınmadığı sürece basın özgürlüğünden bahsetmemiz çok zor. Gazetecinin işini iyi yapabilmesi için gazeteciliğe ilişkin bir suçtan asla dava edilemeyeceğinin insan hakları hukuku çerçevesinde, garanti edilmesi gerekir. Gazetecilik suç değildir; olamaz. Ceza hukuku editöryel tercihleri etkilemek için araç olarak kullanılamaz. Ombbudsmanlık mekanizmasının gerektiği gibi işlemesi için tedbirler alınmalıdır. Aksi halde basın özgürlüğünden bahsedemeyiz."

(ro/ck/dk)