Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Devlet ablukasının sürdüğü Kürdistan topraklarında 'güvenlik' adı altında şehirlerde dolaşan zırhlı araçlar can almaya devam ediyor. Kürdistan'da özel savaş stratejisinin uygulandığını belirten kadınlar, "Onlar üzerimize korku salmak istedikçe bizler daha fazla güçlenerek hareket edeceğiz" dedi.

Abluka altına alınan Kürdistan topraklarında katliamların yanı sıra şehrin dört bir tarafına konuşlandırılan zırhlı araçlar tehlike yaymaya devam ediyor. 26 Nisan tarihinde Hakkari'de zırhlı araç çarpması sonucu 2 kadın yaralanırken, 27 Nisan tarihinde Diyarbakır'da askeri zırhlı araç Hatun Elhuman'ı katletti. İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarında ise emekçilere müdahale eden TOMA burada da bir kişiyi ezerek katletti. İnsan sayısında fazla olan zırhlı araçların kentlere konuşlandırılmasına tepkiler büyüyor. Zırhlı araçları kullananların özelde kadınları hedef seçerek katlettiğine dikkat çeken kadınlar, yaşadıkları şehirlerde karşıdan karşıya geçerken zırhlı araçların olup olmadığını kontrol ettikten sonra hareket ettiklerini kaydetti. Kürdistan'da özel savaş stratejisinin uygulandığının altını çizen Nupelda Yaşar, bu nedenle kadınlar olarak ne evde ne sokakta ne de yaşam içerisinde kendilerini güvende hissetmediklerini söyledi.

'Zırhlı araçlar insan hayatını tehlikeye sokuyor'

4 ayı aşkın Sur'da yaşanan çatışmanın sadece Sur'la sınırlı kalmadığını aktaran Nupelda, tankların ve zırhlı araçların şehir merkezinde hız yaparak halkın hayatını hiçe saydığını belirtti. Şehir merkezinde konuşlanan tankların ve zırhlı araçların halkı rahatsız ettiğine vurgu yapan Nupelda, devletin görüntü olarak dahi şehir içerisinde korku yaratarak verilen mücadeleyi sindirmeye çalıştığını ifade etti. Kadınların güçlü olduğu alanlarda özellikle özel bir strateji uygulandığını vurgulayan Nupelda, "Biz kadınların sesinden rahatsız olan zihniyet katliamla ve korku politikasıyla saldırıyor. Her yerde zırhlı araçların olması bir ülke için normal bir durum değildir. Aksine böylesi bir duruma derhal müdahale edilmesi gerekiyor. Art arda yaşanan zırhlı araç kazaları gözdağından başka bir şey değildir. Şehir içerisinde trafik kurallarını ihlal ederek hareket eden zırhlı araçlar insan yaşamını tehdit ediyor. Biz kadınlar hiçbir şekilde korkmayacağız. Onlar üzerimize korku salmak istedikçe bizler daha fazla güçlenerek hareket edeceğiz" dedi.

'Bir şehirde zırhlı araç sayısı fazlaysa orada güvenlikten söz edemez'

Kürdistan'da yaşanan savaşın asıl hedefinde kadın ve çocuklar olduğuna dikkat çeken Pervin Cengiz ise katliamlarla yetinmeyen devlet zihniyetinin zırhlı araçlarla katliamı hayata geçirdiğini kaydetti. Şehir içerisinde trafik kurallarını alt üst eden zırhlı araçlara tepki gösteren Pervin, karşı karşıya geçen sivilleri gören zırhlı araçların korkutma amaçlı hız yaptığını vurguladı. Pervin, yaşanan savaş politikasının her kesime yansıdığına vurgu yaparak, kadınların ve çocukların yaşamlarının tehdit altında olduğunu söyledi. Zırhlı araç içerisinde bulunan kolluk kuvvetlerinin hız yaparak kimseyi dikkate almadığını ifade eden Pervin, "Zırhlı araca binenler karşıdan karşıya geçen yayanın hakkını ihlal ediyor. Bir şehirde insan sayısından çok zırhlı araç varsa orada güvenlikten söz edilemez. Zırhlı araçları geri çeksinler. Çünkü biz halk olarak onlar şehirdeyken kendimizi güvende hissetmiyoruz" diyerek tepkisini dile getirdi.

'Zırhlı araç sayısının fazla olması korkunun göstergesidir'

Halkın yoğun olarak bulunduğu caddelerde zırhlı araçların neden bulunduğunu soran Songül Kapancı da, bir kentin tümden abluka altına alındığının resminin çizildiğini ifade etti. Kürdistan topraklarına bir bütünen kuşatma zihniyetiyle yaklaşıldığını aktaran Songül, Türkiye toprakları içerisinde bulunan Kürdistan'da bir vahşet politikasının yaşatıldığını söyledi. Kadınların özellikle hedef seçildiğine dikkat çeken Songül, Sur, Cizre, Nusaybin ve Yüksekova'da direnen kadınların gücünden korkulduğundan kaynaklı tüm bilinçli kadınların katledilmek istendiğinin altını çizdi.

'Onlar katlettikçe biz daha fazla direniyoruz'

Kadınların öfkeyle daha fazla güçlendiğine vurgu yapan Songül, "Devlet kadınları katlettikçe biz kadınlar daha fazla direnmeyi öğreniyoruz. Burada başta bir savaş adı altında saldırdılar ancak şimdi bir savaş olmamasına rağmen şehrin her yerinde zırhlı araç bulunuyor. Bu kadar zırhlı aracın bir şehirde bulunması bizlerden çok korktuklarının kanıtıdır. Zırhlı araçlarını bir an önce buradan çeksinler" ifadelerinde bulundu.

(mg)