İdil'den dönen Özlem: Mücadeleyi büyütmeliyiz

09:04

Öykü Dilara Keskin/JINHA

İSTANBUL - Şırnak İdil ilçesinde 44 gün süren soykırım saldırıları ardından ilçeye giden Özlem Tapu, dayanışma ve desteğin devlet tarafından engellendiğini belirterek, "Biz oraya gitmesek, orada muhabir olmazsa; kimsenin sesi duyulmayacak. Haklı gördüğümüz bu mücadelede kadınlar olarak mücadeleyi büyütmeliyiz" dedi.

AKP'nin Kürt halkına yönelik başlattığı soykırım politikalarını uygulamaya çalıştığı yerlerden olan Şırnak'ın İdil ilçesi, 44 gün süren soykırım saldırılarına direnişle cevap vermişti. 44 günün ardından devlet halka verilmek istenen yardımlara da engel olurken, birçok mahallede de yıkıma başladı. Halkın bir kısmı köylere giderken, bir kısmı da tüm saldırılara rağmen toprağını bırakmadı. Şiddete karşı direnen halk, şimdi yaşamını yeniden örmeye başladı.

'Halklar olarak dayanışmalıyız'

Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği öncülüğünde yürütülen dayanışma kampanyasıyla beraber İdil'e giden Özlem Tapu, daha önce Diyarbakır'a Cizre'ye, Silvan'a da gittiğini ifade ederek, "Bu ablukaların ardından halkın sıkıntıları oluyor. Yardım kampanyaları sayesinde halklar olarak dayanışma içerisinde olduk. Son dönemde en çok ihtiyaç duyulan ise insan gücü oldu. Ve benim gidişimde böyle ortaya çıktı" dedi. Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG)'nin sokağa çıkma yasaklarının olduğu kentlere düzenli olarak gitmeyi planladığını da anlatan Özlem, "Bu ablukalar yaşadığında insanlarla temasa girmek çok önemlidir. Halk sizleri görünce çok mutlu oluyor. Orada mücadeleyi bölüştüğümüzü görüyorlar" şeklinde konuştu.

'Her yerde PÖH ve JÖH imzaları vardı'

İdil'de sadece Turgut Özal ve Yeni Mahalle'de hendeklerin kurulduğunu, fakat diğer mahallerdeki evlerin de devlet tarafından yıkıldığını ifade eden Özlem, "Birçok ev yıkılmış, yıkılmayan da yakılmış durumda. Her yerde PÖH ve JÖH imzaları vardı. İnsanların evlerine girilmiş, eşyaları da alınmış durumda. Sokaklara 'yıkılmamış ev var mı?' diye bakıyorsun" diyerek oradaki durumu anlattı.

'Oraya gitmemiz gerekiyor'

Halkın dayanışma ve destek beklediğini söyleyen Özlem, "Orada yaşanılanlar normal şeyler değil. İnsanlar yakınlarını kaybediyor ve bu kayıplara rağmen ayakta kalmayı başarıyorlar. Sen 'bu insanlar bu kadar acıya rağmen nasıl dayanıyorlar' diye düşünüyorsun" dedi. Devletin amacının halkı yalnızlaştırmak olduğunu söyleyen Özlem, "Bu nedenle bizim gitmemiz, halkla dayanışma içinde olmamız gerekiyor" ifadesinde bulundu. Halka yardım dağıttığı sırada polislerin müdahale ettiği ve yardımları engellendiğini söyleyen Özlem, "Yardımları evlere dağıtıyorduk eskiden ama bu engellenince depodan insanlara veriliyor. Bizim neden geldiğimizi sorguluyorlar. Bizden önce giden arkadaşlarımız silahla tehdit edilmiş ve sürekli müdahale ediyorlar" şeklinde konuştu.

'Şiddete karşı direnmeye başladılar'

Kürdistan' da yaşananların yansıtılması gerektiğini belirten Özlem, "Orada çalışan muhabir arkadaşlar üzerinde de bir baskı yaratıyorlar. Oradan Batı'ya gelen haberleri engellemeye çalışıyorlar. Biz oraya gitmezsek, orada muhabir olmazsa kimsenin sesi duyulmayacak" dedi. Sokağa çıkma yasakları sırasında zorla insanların evlerinden çıkarıldığını söyleyen Özlem, "Çok uzun bir süreden bahsediyoruz. İnsanlar büyük bir şiddete karşı direnmeyi başarmışlar ve yalnızlar. İdil küçük bir yer olmasına rağmen mücadeleyi bırakmamışlar" şeklinde dile getirdi.

Boğun eğmeyen bir halk…

Özlem kendisini en çok etkileyen olayı ise şöyle anlatıyor: "Yaşlı bir teyze vardı çocukları ve torunu katledilmişti. Çok yaşlı bir kadın olmasına rağmen devlet onun üzerinde de baskı kuruyor ve onu da gözaltına almaya çalışıyordu. O kadın yaşamına sığdırdığı olayları anlatırken gülüyordu. Boyun eğmeyeceklerini söylüyordu."

'Kadınlar olarak bu mücadeleyi büyütmeliyiz'

Demokratik zemin oluşmayana dek katliamların devam edeceğini dile getiren Özlem son olarak şunları belirtti: " İnsanların oraya akın akın gitmesi gerekiyor. Ama burada büyük bir tepkisizlik var, oraya gidince daha da iyi anlıyorsunuz. Halkı yalnızlaştırma politikasına karşı durmak istiyoruz. Zaten köprüler kopuyor ve düşmanlaşıyoruz birbirimize. Desteği büyütmek önemli, herkesin yapabileceği bir şey vardır. Haklı gördüğümüz bu mücadelede kadınlar olarak mücadeleyi büyütmeliyiz. İnsanlarla dayanışma içinde olmalıyız."

(ck/mg)