'Yıkım projelerine karşı kolektif mücadele geliştirilmeli'
09:00
Nişmiye Güler/JINHA
WAN- AKP hükümetinin yıkım projelerinin sürdüğü Kürdistan kentlerinde birlikte hareket etmenin önemine dikkat çeken gazeteci-yazar Pelin Cengiz ve Ekoloji Hareketi üyesi Nuray Yüce, mevcut iktidarın yıkım politikalarının önüne geçmenin tek yolu olarak mevcut ekolojist kurumların bir arada çalışarak kolektif bir mücadele geliştirmeleri gerektiğini vurguladı.
Kuzey Kürdistan kentlerinde "acil kamulaştırma" adıyla AKP hükümetinin yıkım projeleri sürerken, boşaltılan kentlere TOKİ yapımı gündeme geldi. Başta Sur, Silopi ve Cizre'de olmak üzere birçok tarihi mekan tahrip olurken, devlet eli ile bu yerlere TOKİ projesi yapılmaya hazırlanılıyor. Bölgede yapılmak istenen TOKİ projelerinin beraberinde birçok doğa sorununu getirdiğini söyleyen gazeteci Pelin Cengiz, AKP hükümeti tarafından TOKİ projelerinin amacının dışında kullanıldığına dikkat çekti. Pelin, TOKİ'lerin dar gelirli ailelerin barınma ihtiyacını karşılayan bir kamu kurumu olduğunun altını çizerek, Kürdistan bölgesinde yapılmak istenen TOKİ'lerin iktidar odakları tarafından zengini daha da zenginleştiren, yoksulu da daha yoksul eden bir araç olarak kullanıldığını belirtti. Sur'da yaşanan kamulaştırma projeleriyle birlikte TOKİ'lerin tekrar devreye konulduğunu hatırlatan Pelin, "Sur başta olmak üzere birçok kentte operasyon bittikten sonra acil kamulaştırma adı altında TOKİ'leri inşa etmek için çalışmalar başladı. Bu da çatışmaların sürdüğü bölgelerde bir sonraki aşamanın neler olabileceği konusunda bize ipuçları veriyor" dedi.
'İktidar çevrelerine baskı yapılmalıdır'
Hükümetin izlediği kamulaştırma politikalarını eleştiren Pelin şöyle konuştu: "Bölgeye uzmanların getirilip incelemelerde bulunması ve derin bir rapor düzenlenip tartışılması gerekir. İktidar çevrelerine bu konularda baskı yapılmalıdır. Çatışmalı süreçle birlikte yerlerinden yurtlarından edilen yurttaşlarla görüşülüp tekrar bölgeye geri dönmeleri ve yaşam alanların yeniden kazandırılması lazım. Tahribata uğramış tarihi yerlerin uzmanlar tarafından yeniden inşa edilmesi, restorasyonlarının projelerinin devreye konulması gerekiyor."
'Kolektif bir mücadele geliştirilmeli'
AKP hükümetinin Kürdistan'da çok ayaklı bir yıkım projesini devreye koyduğuna dikkat çeken Pelin, birçok yerde "doğa tecavüzü" ile karşılaştıklarını ifade etti. Sur, Cizre ve Silopi'de yaşanan yaşam alanı talanını örnek veren Pelin, yurttaşların evlerinden zorla çıkarılma, tarihi kültürel yerlerin tahrip edilmesi gibi çok ayaklı bir sürecin yaşandığını söyledi. Pelin, mevcut iktidarın yıkım politikalarının önüne geçmenin tek yolu olarak mevcut ekolojist kurumların, demokratik kurumların bir arada çalışarak kolektif bir mücadele geliştirmeleri gerektiğini vurgulayarak sözlerini sonlandırdı.
'Savaş en büyük ekolojik yıkımdır'
AKP hükümetinin Kürdistan'da yürüttüğü savaşın doğal varlıkları da tahrip ettiğini belirten Ekoloji Hareketi gönüllüsü Nuray Yüce ise, "Türkiye devletinin Kürdistan'da yürüttüğü savaş doğal varlıklara yansıyor ve tahrip ediyor. Bunun içinde su varlıkları, ormanlık alanlar da var. Savaş en büyük ekolojik yıkımdır. Bu gün Kürt bölgelerinde yürütülen savaş en büyük tespittir. Neoliberal güç odaklarının doğa ve insan üzerindeki yıkımının önüne geçilebilmesi için iktidar karşıtı örgütlerin birlikte hareket etmeleri gerekiyor" dedi.
(htk/dc/mg)