'Manevi gücün etkisi tecridi aşan bir durum'

09:00

Öykü Dilara Keskin/JINHA

İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik devam eden tecrit ve CPT'nin adaya gitmesine ilişkin konuşan avukat Ebru Günay, "17 yıllık süreçte bu tecridin işe yaramadığını gördük. İnsanlar sempatiyle yaklaşıyor, onun kitaplarını okuyor. Fiili anlamda tecrit var ama onun dışında manevi gücün etkisi tecridi aşan bir durum" dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde derinleştirilmiş tecrit devam ederken, İmralı Adası'ndaki uygulamalar diğer cezaevlerine de yansımış durumda. İmralı Cezaevi'nden Silivri Cezaevi'ne sürgün edilen tutsaklar üzerinde de İmralı Cezaevi'ndeki ağır tecrit koşulları uygulanıyor. Son olarak CPT'nin İmralı Adası'na yaptığı ziyaretin ardından büyük bir merakla raporun açıklanması beklenirken; Abdullah Öcalan'ın avukatları diğer heyetlerin de adaya gitmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

'CPT daha çok ziyarette bulunmalıdır'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarından ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Ebru Günay, CPT'nin adaya gitmesini geç kalınmış bir durum olarak değerlendirdi. Dönem dönem CPT'nin görüşmeler yaptığını fakat derinleşen tercide karşı sessiz kalınmasını düşündürücü olduğunu söyleyen Ebru, "Ama her şeye rağmen bu ziyaret önemliydi. CPT, ada koşullarında çok belirleyici oluyor. Bu anlamda ziyaretler önemlidir" dedi. CPT'nin raporun açıklanmasının Türkiye devletinin onay vermesine bağlı olduğunu söyleyen Ebru, CPT'nin daha çok ziyarette bulunması gerektiğini kaydetti.

'Bağımsız bir heyet oluşturulmalı'

Politik anlamda sadece CPT'nin ziyaretinin yeterli olmadığını dile getiren Ebru, "Sayın Öcalan, Kürt sorununda temel bir aktördür. Dolayısıyla daha aktif bir süreç yürütebilmek için heyetlerin ziyaret etmesi gerekiyor" ifadesinde bulundu. Bağımsız bir heyetin ve insan hakları kuruluşunun da gitmesi gerektiğini vurgulayan Ebru, "Ama bu konuda hükümet izin vermedi. Bu anlamda yeterli gelişmeler yaşanmadı. Umarız bunun önü açılacaktır" diye belirtti.

'İmralı'daki tecrit yayılan bir tecrittir'

İmralı Adası'ndan Silivri'ye sürgün edilen Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş'ın durumlarına da değinen Ebru, "26 Aralık'ta sürgün edildiler ve biz de bu durumu Ocak'ta öğrendik. Müvekkillerimizin İmralı koşullarının bir benzerini Silivri'de yaşıyorlar. 3 ay tekli hücrede tecrit içinde tutuldular. Uzaktan göz temasını bile engelleyen bir tecrit uygulaması vardı" dedi. İmralı Cezaevi'nde uygulamaların diğer cezaevlerine de yansımaya başladığını ifade eden Ebru, "Avukat görüşmelerinde, bir görevlinin bulunması, ses kaydının olması hukuka aykırı durumlar. Müvekkil ve avukat görüşmesi gizlidir. Ama bu uygulanmıyor, sağlıklı bir görüşme yapamıyoruz. Silivri'de yaptığımız başvurular İmralı Adası'ndaki gibi reddediliyor. İmralı Adası'ndaki tecrit yayılan bir tecrittir. Ada tecridi başladı, ardından kentler ablukaya alındı. Kentlerde tecrit içine alınmaya başladı" şeklinde konuştu.

'Onursal vatandaşlık verilmesi tabanın kararıydı'

"Abdullah Öcalan halkların lehine bir ideoloji ortaya koyan bir lider, topluluklar arasında yarattığı perspektif karşılık buluyor. İtalya'da barış ödülü ve onursal vatandaşlık, tabanın kararıydı. Onun felsefesi, düşüncesi karşı İtalyan halkın cevabıydı" diyen Ebru, "Siz bir insanı tecrit ettiğinizde onu destekleyen yapıyı da tecrit ediyorsunuz. Sayın Öcalan'la beraber Kürt halkı da tecrit ediliyor" dedi. Tecrit uygulanarak Abdullah Öcalan'ın felsefenin yayılmasının engellenmek istendiğini kaydeden Ebru, "17 yıllık süreçte bu tecridin işe yaramadığını gördük. İnsanlar sempatiyle yaklaşıyor, onun kitaplarını okuyor. Fiili bir anlamda tecrit var ama onun dışında manevi gücün etkisi tecridi aşan bir durum" şeklinde konuştu.

'İmralı sistemi kalkmadan tecrit kalkmaz'

İmralı Adası'nda tecridin kesintisiz devam ettiğini söyleyen Ebru, "Adaya birilerinin gitmesi tecridi ortadan kaldırmıyor. Tecridin ortadan kaldırılması için İmralı sisteminin ortadan kalması lazım" diye belirtti. Abdullah Öcalan'ın özgürleşmesi ve İmralı sistemin dağıtılması gerektiğini vurgulayan Ebru, "Sadece Kürtleri ve Sayın Öcalan'ı ilgilendiriyor gibi görünüyor aslında öyle değil. Birçok uygulama İmralı Adası'nda başlıyor, tüm dünyada karşılık buluyor" şeklinde sözlerini tamamladı.

(ödk/ck/mg)