Cumartesi Anneleri: Yüreği yaralı anneler bugünü kutlamayacak

13:55

JINHA

İSTANBUL - Adalet arayışlarının 580'inci haftasında bir araya gelen Cumartesi Anneleri, "Yüreği buruk olan anneler bu ülkede hiç Anneler Günü'nü kutlamadı. Hacı Birlik'e yapılan işkenceye tanıklık eden anne, Orhan ve Mehmet Tunç'u kaybeden yüreği yaralı anne, çocuğunu buzdolabında saklayan anne nasıl bu günü kutlasın" dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebi ile sürdürdükleri adalet arayışlarının 580'inci haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli kayıplar nerede" pankartı açılan eylemde Cumartesi Anneleri, kayıpların fotoğraflarını ve adalet arayışlarının simgeleyen karanfil taşıdı. HDP İstanbul milletvekilleri Pervin Buldan Filiz Kerestecioğlu da eyleme destek verdi. Anneler bu hafta 1992'de gözaltında kaybedilen Soner Gül ve Hüsamettin Yaman'ın akıbetini sordu. Anneler, Yüksekova'da devam eden sokağa çıkma yasağına da tepki göstererek, "Onların sesi olacağız" dedi.

'Biz o şansa ne zaman erişeceğiz'

Eylemde ilk sözü gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın eşi Sultan Taşkaya alarak, "Bize Anneler Günü yok. Her gün şehitlerimiz geliyor. Bizim elimiz sizin yakanızda olmaya devam edecek" dedi. 1999'da gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanim Tosun ise, " Yeni acılarla, gözyaşlarıyla buradayız. İsmini bile bilmediğimiz Kürt halkının evlatları bodrumlarda yok edildiler. Bu katliamlara imza atanlar Anneler Günü'nü kutluyorlar, nasıl kutluyorlar? Binlerce çocuğu katlettikler, anneler yakınlarını arıyorlar. Kemiklerini bulan şanslı görüyor kendini, acaba biz o şansa ne zaman erişebileceğiz" diye sordu.

'Adalet olmayan bir ülkede adalet arıyoruz'

Hanım'ın ardından söz alan Pervin Buldan ise, 580 haftadır adalet olmayan bir ülkede adalet aradıklarını vurguladı. "Yüreği buruk olan anneler bu ülkede hiç Anneler Günü'nü kutlamadı. Hacı Birlik'e yapılan işkenceye tanıklık eden anne, Orhan ve Mehmet Tunç'u kaybeden yüreği yaralı anne, çocuğunu buzdolabında saklayan anne nasıl bu günü kutlasın" diye soran Pervin, " Yüreği yaralı annelerin ellerlinden öpüyorum, mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
Hüsamettin Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman ise, "Onları katledenler hala insanları katlediliyor. Kendi sokaklarını bombalayan bir cesaretleri var ama o cesaretinin arkasında kendi korkaklıkları var" dedi.

'Etkin soruşturma yapılmaması faillerin yargılanmasını engelledi'

Haftanın basın açıklamasını okuyan Meryem Göktepe ise İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi Soner Gül'ün 4 Mayıs 1992 tarihinde Fındıkzade'deki bir otobüs durağından birlikte gözaltına alındığını belirterek hikayelerini anlattı. Meryem, tüm girişimlere rağmen gözaltıların hep inkâr edildiğini söyledi. Özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın itiraflarında, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladığını ifade eden Meryem, 24 yıldır etkin soruşturma yapılmaması faillerin yargılanmasının engellendiğini dile getirdi.

'Tüm iktidarlar suç ortağıdır'

Meryem, "Evlatlarını devlet eliyle kaybedilenlerin Anneler Günü yarın. Bizler evlatlarımızın kanını isteyenlere karşı mücadele edeceğiz" dedi. Barışa yönelmiş ve silahların sustuğu bir Türkiye'den korkulduğunu söyleyen Meryem, "Bizler yaşama ve barışa olan inancımızdan vazgeçmeyeceğiz" diye belirtti. Kayıpların olduğu dönemdeki tüm sorumluların yargılanması gerektiğini söyleyen Meryem, "Tüm iktidarlar suç ortağıdır. Savcılar hukuku yerine getirsin gereken cezaları versin" dedi.

(ödk/gc)