Mezarsız çocukların anneleri...

09:06

Beritan Canözer - Şehriban Aslan/JINHA

AMED - Helin, Rozerin, Ramazan, Çekvar, Mahmut, Şerdil… yaşları 13 ile 16 yaşında değişen onlarca çocuk Kürdistan'da devlet güçlerinin saldırıları nedeniyle yaşamını yitirdi. Anneler ise evlatlarının cenazesini alabilmek için nöbet tutuyor, mezarlarında hasret gideriyor. Annelerin ortak mesajı ise bu savaşın bir an önce durması ve başka annelerin canının yanmaması.

Bugün Anneler Günü… 16 yaşındaki Rozerin'in annesi Fahriye Çukur ve 13 yaşındaki Cihat Morgül'ün Kadriye Morgül çocuklarının cenazesini almak için 4 aydır nöbet tutuyor. 15 yaşındaki Çekvar'ın annesi her gün mezarının başına giderek onunla konuşuyor. 'Sokağa çıkma yasağı'nın 5 aydır sürdüğü Sur'da çocuklarını kaybeden 3 annenin tek istediği ise başka annelerin canının yanmaması.

'Çocuk yaşta yaşamı ellerinden alınanlar ve anneleri'

Özyönetim ilanının ardından saldırıların hedefi olan Sur ilçesinde yaşamını yitiren 15 yaşındaki Çekwar Çubuk, 2 Aralık günü Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağında abluka altındaki sokaklardan çıkmaya çalışırken keskin nişancılar tarafından katledildi. Çekvar'ın cenazesi Yeniköy mezarlığına defnedildi. Sur'da yasağın 9'uncu gün kaldırılmasının ardından ailesi ile beraber sokaktan çıkmaya çalışırken arkada kalan ve aynı gün yasağın tekrar başlamasıyla beraber mahalleden çıkamayan 13 yaşındaki Cihat Morgül, vücuduna isabet eden şarapnel parçası sonucu yaşamını yitirdi. 4 aydır cenazesi Sur'da bekletilen Cihat'ın ailesi cenazesini alabilmek için Dicle Fırat Kültür Sanat Merkezi'nde nöbet tutuyor. 17 yaşındaki Rozerin Çukur ise Sur'da evden çıktığı esnada 8 Ocak günü keskin nişancıların hedefi oldu ve kafasına isabet eden kurşun sonucu yaşamını yitirdi. Rozerin'in cenazesi 5 aydır Sur ilçesinde bekletilirken, aile ise kızlarının hiç değilse kemiklerini alabilmek için Dicle Fırat Kültür Sanat Merkezi'nde nöbet tutuyor.

'Bana aldığı çiçek hala duruyor'

Cihat Morgül'ün annesi Kadriye Morgül yine de Anneler Günü'nü kutluyor tüm annelerin. Cihat'ın her yıl Anneler Günü'nü kutladığını söyleyen Kadriye, "Her Anneler Günü geldiğinde bir gün öncesinden bana hediye almak için gider babasından para alırdı. Bana geçen yıl çiçek almıştı, o çiçek hala yanımda duruyor. Ömrümün sonuna kadar da saklayacağım. Şimdi benim için en güzel hediye oğlumun kemikleri olacak. Ben oğlumun kemiklerini istiyorum. Hiç değilse gidip başında oturup ağlayabileceğim bir mezarı olsun" ifadelerine yer verdi.

'Sadece oğlumun cenazesini istiyorum'

Operasyonlar bittiği halde yasağın kalkmamış olmamasına tepki gösteren Kadriye, oğlunun cenazesinin hala Sur içerisinde olabileceği umudunu taşıyor. Devletin operasyonları sonlandırmasına rağmen ilçeden çıkmamasına tepki gösteren Kadriye, 4 aydır yaşamını yitiren oğlunun akıbetinden habersiz olmanın yüreğini acıttığını belirtti. Kadriye, "Benim oğlum 4 aydır yaşamını yitirmiş, bazıları 5 ay oldu. Rozerin'in 5 aydır cenazesi o sokaklarda, annesi burada cenazesini almak için bekliyor. Yazık değil mi? Ne istediler çocuklarımızdan? Onlarca annenin ve babanın yüreğine ateş düşürdüler. Tek duam onların da canı bizim canımızın yandığı gibi yansın. Ellerimizde çocuklarımızın fotoğrafları aylardır burada nöbet tutuyoruz. Ben hiç bir şey istemiyorum. Zaten oğlumu öldürdüler, bari kemiklerini versinler. Ben sadece oğlumun cenazesini istiyorum" diye konuştu.

'Daha küçüktü benim Çekvar'ım, Rozerin'im, Cihat'ım'

Bu yıl kendisi için Anneler Günü olmadığını söyleyen Çekvar Çubuk'un annesi Netice Çubuk, Çekvar'ın her Anneler Günü'nde muhakkak yanında olduğunu ve el emeğiyle hazırladığı hediyeleri kendisine verdiğini söyledi. Çekvar'ın yokluğuna hala alışamadığını dile getiren Netice, mezarı başına giderek yüreğini hafiflettiğini ve oğluyla sohbet ettiğini belirtiyor. Diğer annelere göre daha 'şanslı' olduğunu dil getiren Netice, "Benim en azından oğlumla sohbet edeceğim bir mezar taşı var ancak onların yok. Devlet bizim çocuklarımızı aldı. Bir anne de kendisini yetim hissedermiş. Bir annenin evladını yitirmesi kadar acı bir durum yoktur. Ben bu Anneler Günü'nde anne olduğumu bile hissetmeyeceğim. Daha çok küçüktü benim Çekvar'ım, Rozerin'im, Cihat'ım ve diğerleri... Ne istediler bu çocuklardan? Ne istediler bizden? Hala bir sürü çocuğun, gencin cenazesi o sokaklarda bekletiliyor. Oğlumun fotoğraflarıyla uyuyorum, fotoğraflarıyla uyanıyorum. Çekvar'ımın güzel gülüşü her gün gözlerimin önünde" dedi.

'Kıyamadığım kızımı tek kurşunla aldılar benden'

Sur'da keskin nişancıların hedef alarak vurduğu 17 yaşındaki Rozerin Çukur'un annesi Fahriye Çukur, kızının kemiklerini istediğine vurgu yaparak, "Kızımın canını aldılar, bari kemiklerini versinler. 5 aydır kızımın kemiklerini almak için bekliyorum. Sur'u yerle bir ediyorlar, kim bilir kızımın cenazesi ne hale gelmiştir. Hak mıdır bu? Kızım 17 yaşındaydı 17 yaşında… Ben kızımı koklamaya kıyamıyordum, bir dediğini iki etmiyordum. Benim kıyamadığım kızımı tek kurşunla benden aldılar. Anneler Günü nedir? Anneler günü mü kaldı bizim için. Burada 10-15 tane anneyiz ve hepimiz çocuklarımızın cenazesini almak için bekliyoruz. Hepimiz artık bir parça kemiğine razı olmuşuz. Hangi din, hangi adalet, hangi ırk bu vahşeti, bu zulmü kabul eder? Getirsinler kızımın kemiklerini, bana versinler. Sadece kızım da değil, onlarca evladımın cenazesi var orada ve hepsini alacağız" ifadelerine yer verdi.

(be/gc)