Selma Irmak: Derin kopuşlar daha fazla büyümeden…
17:41
JINHA
ANKARA - Kuzey Kürdistan kentlerine yönelik yaşanan devlet saldırılarına ilişkin TBMM'de konuşan HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, çatışmanın getirdiği derin kopuşların daha fazla büyümemesi için Kürt siyasal hareketinin birleştirici güç olarak sunduğu modellerin tartışılması gerektiğini belirtti.
HDP Hakkari milletvekilleri Abdullah Zeydan, Selma Irmak ve Van Milletvekili Lezgin Botan; Yüksekova, Nusaybin, Şırnak, Silopi ve Sur'da devam eden sokağa çıkma yasağı ile yıkımlara ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Selma Irmak, 13 Mart'ta Yüksekova'da ilan edilen sokağa çıkma yasağını hatırlatarak, "Çekilen fotoğraflar ve videolar güvenlik güçlerinin attığı top ve havanların Yüksekova şehir merkezi ve mahallelerde verdiği tahribatı gözler önüne seriyor. Yasaklar nedeniyle Esendere ve Derecik Beldesi ve Şemdinli ilçesi halkı büyük mağduriyetlerle karşı karşıyadır. Türkiye'deki toplumsal barışın sağlanması ve Kürt illeri üzerindeki ablukaların bir an önce kaldırılması elzemdir. Ancak hükümet toplumsal barıştan uzak TOKİ söylemleri üzerinden ülkeyi şirket haline getirerek birçok kişiyi mağdur etmektedir. İktidarın Kürdistan'da OHAL ve sokağa çıkma yasaklarıyla çözümü değil çözümsüzlüğü tırmandırdığı ortadadır" ifadelerinde bulundu.
'Ablukalarda 77 kişi yaşamını yitirdi'
Çatışmanın getirdiği derin kopuşların daha fazla büyümemesi için Kürt siyasal hareketinin birleştirici güç olarak sunduğu modeller tartışılması gerektiğini dile getiren Selma, "Çatışmaların başladığı 25 Temmuz 2015 tarihinden bugüne kadar 61 kez ilan edilen sokağa çıkma yasakları toplamda 950 günü bulmuş durumdadır. Vekili olduğumuzu Hakkâri ilinin Yüksekova ilçesinde 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, son yasak 13 Mart 2016'da ilan edildi ve operasyon bitmesine rağmen devam etmektedir. Ağustos ayından beri uygulanan ablukalarda 77 kişi yaşamını yitirdi" dedi.
'5 bine yakın ev yakılıp yıkıldı'
100 binden fazla kişinin yasaklar nedeniyle Hakkari merkeze, Şemdinli ve Van'a göç etmek zorunda kaldığını ve bu durumun çocuklarda ve gençlerde öfke olarak ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Selma, Bülent Arınç'ın vaktiyle, "O işkenceleri ben de görsem dağa çıkardım" sözlerini anımsattı. Selma, binaların uçurulduğu ve evlerin duvarlarına ırkçı ve cinsiyetçi yazılamaların yazıldığını sözlerine ekleyerek, "Yaklaşık bir ay önce içişleri bakanlığının duyurduğu 'operasyonlar bitti' haberine rağmen ilçedeki evler tek tek yıkılmakta ya da tahrip edilmektedir. Bugüne kadar 5 bine yakın evin yakılıp yıkıldığı söylenmektedir. İlçede biz seçilmişlerin ve STK'ların girmesine dahi izin verilmezken, yöreye koruma ordusuyla getirilen iliştirilmiş gazetecilik uzmanı spikerlere şovlar yapılmıştır" diye belirtti.
'Türkiye uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor'
Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'ni işaret eden Selma, eğitim ve öğretim hakkının vazgeçilemez ve devredilemez bir insan hakkı olduğunu söyledi. Selma, Yüksekova ilçesinde bulunan 163 okul ve 30 binin üzerinde öğrencinin eğitim öğretim hayatı sokağa çıkma yasakları nedeniyle kesintiye uğradığının bilgisini de vererek, "Sadece bu durum dahi, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların ihlali anlamına gelmektedir. İlçe merkezindeki okulların kolluk güçlerince birer karargah olarak kullanılması ileriki zamanlarda Türkiye'yi uluslararası hukuk camiasında mahkum ettirecek bir durum olacaktır. Bu durum, kolluk güçlerinin yaptığı her hak ihlalini cezasızlıkla ödüllendiren hükümetin bir eseri olduğu görülmelidir" diyerek sözlerini noktaladı.
(mg)