'Çocuklarımız bizden alınanları geri almadan durmayacak'

09:01

JINHA

WAN - Serhat'ta en fazla göç alan Van'ın İpekyolu ilçesine bağlı Xaçort Mahallesi'nde yaşayan kadınlar, Xaçort'a yönelik baskıların son zamanlarda arttığını belirtiyor. Kadınlardan Siti Abi, devletin yıllardır savaş politikalarıyla Kürtleri bitirmek istediğine değinerek, "Kürtler öldürmekle bitirilmez. Ben özgürlüğü görmedim ama benim torunlarım, özgürlük için canları pahasına savaşacak. Onlar tutsak bir çağ değil, aksine asi ve özgürlüklerine düşkünler. Bizim çocuklarımız, devletin bizden aldığı her şeyi devletten geri almadan durmazlar" dedi.

Kürdistan'da birçok yerde "sokağa çıkma yasağı" adı altında sürdürülen abluka ve savaş nedeniyle köylerin yanı sıra kent ve ilçelerden de göçler yaşanmaya devam ediyor. Serhat'ta en fazla göç alan kentlerden Van'ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir (Xaçort) Mahallesi'nde Hakkari ve ilçelerinin yanı sıra Şırnak ve ilçelerinden de binlerce yurttaş, burada da devletin baskılarına maruz kalıyor. Geçtiğimiz haftalarda Xaçort'ta bir eve yapılan baskında 8 aylık hamile Remziye Bor, özel harekat polislerince vurularak ağır yaralanmıştı. Ardından yine bir eve yapılan baskınla PKK'li olduğu belirtilen bir kişi infaz edilirken, evde yaşayan aile ise fiziki ve psikolojik işkenceye maruz bırakılmıştı. Xaçort'ta yaşanan baskınların ve filli olarak devam eden sıkıyönetime ilişkin tepkisini dile getiren kadınlardan Pakize Orhan, 90'lı yıllarda Hakkari'nin Nitos köyünden devletin zulmünden dolayı göç ederek Xaçort'a yerleştiklerini dile getirerek, geçmişte olduğu gibi bugünde devletin zihniyetinde hiçbir şeyin değişmediğini belirtti.

'Kürt halkı bu oyunlara gelmemeli'

Gece boyunca polislerin mahallede zırhlı araçlarla dolaştığını söyleyen Pakize, güneşin batmasıyla birlikte evlere çekildiklerini ve sessizce beklediklerini belirtti. Pakize, "Çünkü polislerin mahallede yaptığı baskınlarda yurttaşlara nasıl işkence yaparak gözaltına aldığını gördük. Bu yüzden geceleri sabaha kadar uyuyamıyoruz. Mahallemizde huzur kalmadı" diye konuştu. Pakize, devletin bilinçli bir şekilde ajanlığı yaygınlaştırdığına işaret ederek, "Kürt halkı bu oyunlara gelmemeli" dedi.

'Yıllar geçti devlet zulmü değişmedi'

Feraşin'den devlet zoruyla göçe maruz kalan ve Xaçort Mahallesi'ne yerleşen Kantar Aslan (70) ise, "Devlet köylerimizi boşalttığında ben gençtim, şimdi ise torunlarım var. Köylerimizi boşalttıklarında bize ve akrabalarımıza işkenceler yaptı. Bizler köyün en zengin ailelerinden sayılırdık. Buraya göç edince bir katır sırtında eşyamızı getirdik" ifadelerini kullandı. Daha önce çiftçilikle uğraştıklarını ve kimseye muhtaç olmadan geçindiklerini belirten Kantar, " Mahallede tarım adına hiçbir şey yapmıyoruz. Doğasından bu kadar uzak kalan bir nesil bunun hesabını sormaz mı? Devlet bizleri topraklarımızdan çıkarırken, bizler direndik. Ama gücümüz yetmedi. Yıllar sonra yine Xaçort Mahallesi'nde devlet aynı baskıyı dayatıyor. Kürt halkından ne istiyorlar. Ezelden bu topraklarda bizler yaşıyorduk. Savaştan yana olmadık. Ama savaş dayatılırsa bunun karşısında tekrar toprağımızı bırakmayız" ifadelerine yer verdi.

'Torunlarım özgürlüğü görecek'

Şırnak'ın Beytüşebap İlçesine bağlı Feraşin yaylasından 90'lı yıllarda Xaçort Mahallesi'ne göç eden Siti Abi (60), yayla yaşamına özlem duyduğunu dile getirdi. Siti, "Feraşin de koyunlarımız vardı. Bir gözlü oda da kalabalık bir aile kalırdık. Devlet bizi yalnızca toprağımızdan ayırmadı. Bizi aynı zamanda yaşamımızdan da kopardı" sözlerini belirtti. Devletin yıllardır savaş politikalarıyla Kürtleri bitirmek istediğine değinen Siti, " Kürtler öldürmekle bitirilmez. Ben özgürlüğü görmedim ama benim torunlarım, özgürlük için canları pahasına savaşacaklar. Onlar tutsak bir çağ değil, aksine asi ve özgürlüklerine düşkünler. Bizim çocuklarımız, devletin bizden aldığı her şeyi devletten geri almadan durmazlar" sözlerini kullandı.

(htk-hk/dc/mg)