Ergani'de 'şiddet ve ekonomi' çalışması
09:04
JINHA
AMED - Ergani Belediyesine bağlı Kadın Biriminde çalışan Sosyolog Tülay Bingöl, ilçede başlattıkları 'şiddet ve ekonomi' çalışmasına ilişkin elde ettikleri veriler üzerine konuşarak, "Kadın şiddet görüyor, hem fiziksel hem de cinsel şiddete maruz kalıyor. Ekonomik özgürlüğü olmadığından dolayı, ayakları üzerinde duramayacağından korkuyor ve şiddet gördüğü eşinden boşanamıyor. Yaptığımız çalışmalarda en büyük kaynağın kadınların ekonomik bağımlılığı olduğunun farkına varıyoruz" dedi.
Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde belediye bünyesinde faaliyet yürüten Kadın Birimi, kadına yönelik şiddete karşı 'şiddet ve ekonomi' çalışması başlattı. Anketlerle yürütülmeye başlanan çalışma daha sonra şiddetin sebebi ve buna yönelik çözüm üretimi girişimleriyle genişletildi. 'Şiddet ve ekonomi' çalışmasını başlatan 4 kadından biri olan Tülay Bingöl, Ergani'nin kapalı toplumsal yapıya sahip olduğunu ve buna rağmen kapı kapı dolaşıp tüm kadınlara ulaşmaya çalıştıklarını ancak çalışmayı yürütme sürecinde de sorunlarla karşılaştıklarını ifade etti. Tülay, "Biz bunun için anket çalışması yapıyoruz, bu çalışmamız ekonomi ve şiddet üzerine. Bu çalışmayı bitirdikten sonra onların sonuçları üzerinden bir veri çıkartıyoruz. Bu anketin sonucunda onların talepleri doğrultusunda seminerler ve kendi yaptıklarını satmalarını için el emeği üzerine atölyeler yapmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu.
'Şiddet ve ekonomik sorunlarla karşılaşıyoruz'
Ergani'de kadınların ekonomik sorunlardan dolayı şiddete karşı koyamadıklarını ifade eden Tülay, "4 kadınla çalışma yürütüyoruz. Biz 4 kadın arkadaşla danışmanlık görevini yürütüyoruz ama artık sadece kadınların bize gelmesini beklemiyoruz. Biz kadınlara gidiyoruz, olması gereken de bu zaten. Biz kapı kapı dolaşıp kadınların dertlerini, sorunlarını dinliyoruz. Sadece dertlerini dinlemekle kalmıyoruz. Onların sorunlarına dair çözüm önerileri getirmeye çalışıyoruz. Ergani'de ulaştığımız kadınlarda daha çok şiddet ve ekonomik sorunlarla karşılaşıyoruz" dedi. Yapılan görüşmeler sonucunda şiddetin bir nedeninin bir boyutunun da ekonomi olduğunu belirten Tülay, "Bunun için biz de daha çok ekonomi üzerinde durmak istedik. Kadın şiddet görüyor, hem fiziksel hem de cinsel şiddete maruz kalıyor. Ekonomik özgürlüğü olmadığından dolayı, ayakları üzerinde duramayacağından korkuyor ve şiddet gördüğü eşinden boşanamıyor. Evini terk etmekten korkuyor veya terk edemiyor. Yaptığımız çalışmalarda en büyük kaynağın kadınların ekonomik bağımlılığı olduğunun farkına varıyoruz" diye kaydetti.
'Kadınları tarımla buluşturuyoruz'
Kadınların şiddete sessiz kalmasının sebebini ayrıntılarıyla belirlemek için 'şiddet ve ekonomi' anket çalışması yürüttüklerini aktaran Tülay, "Biz kadın birimi olarak bunun için bir çalışma yürütüyoruz, çalışmamız devam ediyor. Bu çalışmanın kadınların istekleri doğrultusunda olmasını istiyoruz. Kadınlara 'Ergani'de iş alanı yaratılmasını istiyor musunuz, varsa çalışmak ister misiniz?' sorularını soruyoruz. Evet veya hayır şeklinde sorulan sorularda hangi iş alanında çalışmak istediklerini de belirtecekleri alanlar yer alıyor. Onların istekleri doğrultusunda tarımda veya el emeği gibi iş alanlarında bir istihdam yaratabilir miyiz diye fikirler yürütüyoruz. Kadınları tarımla buluşturup onlara kendi yaptıklarını satma imkanı sunmaya çalışıyoruz. Anket çalışmamızı bitirdikten sonra onların sonuçları üzerinden bir veri çıkartıyoruz. Bu anketin sonucunda onların talepleri doğrultusunda seminer, el emeği üzerinde atölyeler yapıp ve kendi yaptıklarını satmalarını için imkanlar üretmeye çalışacağız" diye ifade etti.
Son günlerde gündeme daha çok gelen cinsel istismar olaylarına toplumsal bir tepki gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Tülay, "Cinsel istismar ve şiddet olayları birimimiz olmadığında daha fazlaydı. Onlara yardım etme niyetimizi anladıklarından beridir bu sorunlarını açabiliyorlar. Bu şekilde de kadınlar daha fazla açılabiliyor, dinliyoruz ama çözümde yetersiz kalıyoruz. Çünkü toplumsal bir sorun bu. Cinsel istismar konusunda sadece kadın kurumları ve basın değil, toplumun da dur demesi gerekiyor" dedi.
(ea-aı/dk)