Göçertme politikalarına karşı en anlamlı yanıt kadınlardan

09:00

JINHA

ŞIRNEX - Devletin göçertme politikalarına karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele kararlılıklarını ortaya koyan Şırnaklı kadınlar, "Devlet evimizi yıktı ama biz gidip üzerine çadır kuracağız" diyor.

Şırnak'ta başlayan 'sokağa çıkma yasağı' nedeniyle yüzlerce aile, kentin çevre ilçe ve beldelerinde çadırlar kurarak yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyor. Uludere'ye bağlı Şenoba beldesinde aynı aileden altı ev de, kurdukları ortak çadırlarda yaşamlarını zor da olsa sürdürmeye çalışanlardan bir kaçı. Çadırda yaşayan ailenin kadınları, asla topraklarını terk etmeyeceklerini ifade ederek, Şırnak'ta yaşanan çatışmaların kimsenin gündeminde olmadığına dikkat çekti. Kadınlar, "Cizre'de yaşananların aynısının yaşanmaması için yüzünüzü Şırnak'a dönün. Yaşanan katliama dur demek gerekiyor" diye belirtti.

'Yasak kalkınca evimize döneceğiz'

Yasak nedeniyle Şırnak'tan çıkmak zorunda kaldıklarını ifade eden kadınlardan Vetha Külter, "Allah onların yanına bırakmasın. Ne yaparlarsa yapsınlar yasak kalkınca evimize döneceğiz. Bu çadırları yıkıntıların arasına bırakacağız. Toprağımızı bırakmayacağız. Bu zalim devlet evimizi yıktı, bizi göçe zorladı. Buralarda perişan olduk. Bu kadar çocuklar, bu çadırlarda günah değil mi? Biz onlara ne yapmıştık ki? O faşistler gelip evimizi yakıp yıktılar" şeklinde ifade etti.

'O bomba seslerini duyuyoruz'

Tüm vicdanlı kamuoyuna seslenen Vetha, şunları belirtti: "2 aydır çocuklarımız bu sokaklarda perişan oldular. Bu ülkeye bir barış sağlansın, yeter diyoruz. Kürtlerin çektiği yeter. Her gün evlerimizi bombalıyorlar. O bomba seslerini duyuyoruz. Hiç bir şey elimizden gelmiyor. Devlet bizden ne istiyor? Yasaktan önce her gün mahallemize biber gazı atıyorlardı. Kimse dayanamıyordu. Hamile kadınlar düşüp bayılıyor, zehirleniyordu. Evimizden çıkamıyorduk. Şimdi de bombalıyorlar."

'Evimizin yerine çadırımızı kurarız'

Çadırda çok zor şartlarda yaşadıklarını anlatan Halim Külter ise, "Serbest olsa gidip evimizin yerine çadırımızı kurarız. Bizi göçe de zorlasa, çocuklarımızı da öldürse mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Buralar bizimdir, bizim yurdumuzdur. Çadırda bile yaşasak toprağımızdan çıkmayacağız" dedi.

'Dünden bugüne devlet zihniyeti değişmedi'

Şırnak'ta devam eden sokağa çıkma yasağı nedeniyle evini bırakmak zorunda kalan kadınlardan biri de Hanım Bilen. Şırnak'ta Gündoğdu Mahallesi'nde oturan Hanım, akrabalarının yardımıyla şimdilik Uludere'ye bağlı Hilal beldesinde bir evde kalıyor. Çocukları ile birlikte Hilal'e sığınan Hanım'ın tek isteği uğradığı haksızlığın duyulması. Kürt halkına yönelik devlet zihniyetinin dünden bugüne değişmediğini belirten Hanım, bu durumu kanıtlar nitelikte olan hikayesini ise şu sözlerle anlattı: "Evlendirildiğimde Hilal beldesinden Şırnak'ın Bilga (Balıklı) köyüne götürüldüm. Bağ bahçemiz vardı, pekmez yapıyorduk, hayvancılıkla uğraşıyorduk. Yine böyle zulüm yaptılar. Köyümüzü yaktılar, toplarla vurdular. Evlerimizi yıktılar, göç ettik. Köyden göç ettikten sonra Şırnak'a geldik. 1992 Şırnak Newroz'unda gözümün önünde çok insanı katlettiler. Evimizin önünde eşimin yeğeni Nezir Deniz'i katlettiler. Sadece bizim eve 7 top vurdular. Mermiler başımızın üstünden geçiyordu. Çocuklarımızın saçı yanmıştı. 3 gün 3 gece evimizde yüz üstü yattık. Başımızı kaldıramıyorduk. 1 aylık oğlum kucağımda göğsümün altında kendini kirletiyordu, başımı kaldırıp temizleyemiyordum. 3 gün 3 gece o rezalette geçirdik. Yaşamadığımız, görmediğiz kalmadı. İyi kötü o günler geçti dedik. Ama öyle olmadı. Bugün yine aynı şeyi yaşattılar."

'Bahçelerimizi ateşe verdiler, hayvanları yaktılar'

90'lı yıllardan sonra en son 2 yıl önce köylerine gittiklerini ifade eden Hanım, "Köyde cevizlerimizi topladık, sımak topladık, bağ bahçelerimizi temizledik. Ama bu mutlulukta sürmedi. Türk devleti geldi, bu senede ormanlarımızı, bahçelerimizi ateşe verdi. Köylülerin hayvanlarını yaktılar. Bölgeyi yasakladılar" dedi.

'Onlar bizim çocuklarımız'

Şırnak'ta yoğun bir savaşın olduğunu hatırlatan Hanım, "Şırnak'ta kalan onca gence yazık değil mi? onlarda bizim çocuklarımız değil mi? Biz Kürtler el ele vermeden düzelmeyeceğiz. Kardeşlik barış diyoruz, ama devlet 'savaş' diyor. Acımız o kadar büyük ki anlatamam. Şırnak'ı yerle bir ettiler. Bu günde evimizden haberimiz yok. Şırnak'ta hiç bir şeyi bırakmamışlar. Bir ineğim var onunla geçimimi sağlıyorum. Dün ineğime ağaçtan yaprak toplamaya giderken düştüm elim kırıldı. Şimdi elim alçıda çok perişanız burada" şeklinde ifade etti.


(ht/mg)