Kadınlar Cizre'nin yaralarını saracak

09:13

JINHA

ŞIRNEX - Devlet güçlerinin en yoğun saldırılarının yaşandığı Cudi Mahallesi'nde oturan ve kardeşinin düğünü için hazırladığı evin "birinci bodrum" olarak hafızalara kazındığını anlatan Hatice Dayan, "Kadınlar olarak, Cizre'nin yaralarını saracağız, iyileştireceğiz" diyor.

Aylarca kuşatma altında kalan Şırnak'ın Cizre ilçesinde, yaşanan saldırıların tanıklığını yapan yurttaşlardan biri de Hatice Dayan. 34 gün boyunca Cudi Mahallesi'nde kalan ve yaşananlara tanıklık eden Hatice'nin kardeşi için hazırladığı ev yaralı yurttaşların kaldığı ve yakılarak katledildiği hafızalara "Birinci bodrum" olarak geçen ev olur. Yaşanan katliamın ardından mahalledeki evlerin tamamının enkaza çevrilmesiyle birlikte Hatice'nin ailesine ait 7 ev de bu talandan nasibini alır. Yaşadıklarını anlatan Hatice, devlet güçlerinin 1980'li, 90'lı yıllarda mahalleye saldırılar gerçekleştirdiğini belirterek, "Biz kadınlar Newrozlarda bu kara havayı dağıtmak için rengarenk giyinir sokaklara çıkardık. Bunu gören herkes sokaklara akmaya başlardı. Ama bu sefer başkaydı, tarihimizde görmediğimiz şeyler yaşadık" ifadelerini kullandı.

'Kulaklarımı gelen çığlıklara verdim'

Cizre halkının büyük ordulara karşı aylarca direndiğini anlatan Hatice, 10 çocuğundan ikisinin Kürt halkının mücadelesinde yaşamını yitirdiğini söyledi. Ölmeden önce tek isteğinin Cudi Mahallesi'nin eski haline ve neşesine döndüğünü görmek olduğuna vurgu yapan Hatice, "Çok direndim evim ve toprağım için. Cizre benim dedelerimin, ninelerimin toprağıydı. İki erkek çocuğumu ve dört torunumu savaş dursun diye feda ettim. 'Neler yaşadın?' diyeceksin şimdi bu savaşta. Neler yaşamadım ki; ne çok acı ne çok çığlık geldi kulağıma. Ama gibi kulağımı kapatmadım gelen çığlıklara. Ayaklarım sakat olmasına rağmen bu halimle direnişçi çocuklara yardım etmek istedim. Onlardan bir ses gelirdi, ben de karşılığında hemen oturduğum yerden ses verirdim 'buraya gelin' diye. Defalarca bağırırdım kalkamazdım, seslerine çığlıklarına bir ses vermek istedim içim yandı ama bir şey yapamadım" diye anlattı.
Nasıl direndiler ben de inanının şaşırdım

Bir aydan fazla iki küçük torunuyla evde kaldığını anlatan Hatice, ilk günden itibaren mahalleden çıkmak istemediğini çocuklarına ilettiğini belirtti. Hatice, tanıklık ettiği direnişi şaşkınlığını gizleyemeden şöyle anlattı: "Şimdi sanıyorsunuz ki o topa tanka karşı kaç kişi savaşıyordu? Bazı evlerde iki genç bazılarında tek genç vardı. Günlerce tek başlarına nasıl direndiler ben de inanının şaşırdım."


Saldırıların 34'üncü gününde iki torununu ambulans getirmesi için dışarıya yolladıklarını ve gelen ambulansla dışarıya çıktığını söyleyen Hatice, "Sonra ambulansla gelip beni aldı oğlum, ailem darmadağınıktı topladım hepsini etrafıma Kızıltepe'ye dostlarımızın yanına gittik. 15 yaşında kız torunum yol boyunca ağladı haykırdı; 'Biz arkadaşlarımızı, toprağımızı neden bırakıp geldik?' Kabul etmedi direnişten uzak kalmayı gözümün içine bakarak o büyük yüreğiyle katıldı gerillaya" dedi.

'Ölmeden Cizre'nin yaralarını saracağız'

Televizyonlardan vahşet bodrumları duymaya başladıklarını anlatan Hatice, vahşet bodrumlarının neresi olduklarını ise sonradan anladığını aktardı. Hatice, şunları aktardı: "Ama görüntüler çıkınca baktım benim ellerimle küçük kardeşimin düğünü için süslediği ev, ölüm bodurumu olmuş insanlara. Nasıl yıkıldım bu işe yaramaz ayaklarıma defalarca vurdum" diye anlattı.

Yasaktan sonra çocuklarına Cizre'ye dönmek için baskı kurduğunu dile getiren Hatice, her gün gelip evlerinin enkazı karşısında oturduklarını ve anneler, kadınlar olarak Cizre'nin yaralarını saracaklarını söyledi.


(ekip/dm/gc)