Bethnahrin Kadın Birliği'nden çağrı: Köleci yaşama son verelim

12:06

JINHA

HABER MERKEZİ - Son dönemde Türkiye ve Ortadoğu'da parlamentolarda, meydanlarda ve yaşamın birçok alanında sesini yükselten kadınlara karşı özel bir savaşın yürütüldüğüne dikkat çeken Bethnahrin Kadın Birliği, "Bütün Türkiyeli kadınları bu gidişatı durdurmak için gücümüzü birleştirmeye ve örgütlenerek köleci yaşama son vermeye çağırıyoruz" dedi.

Bethnahrin Kadın Birliği (HNB) bileşenleri, Kuzey Kürdistan'da özyönetim alanlarına yönelik yapılan devlet saldırıları ile parlamentoda HDP milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Süryani-Asuri-Keldani halkının kadınları olarak bin yıllardır devam eden erkek egemenlikli sömürü, baskı ve tecavüzcü sistemleri reddettikleri belirtilen açıklamada, "Toplumun farklı kesimleriyle Ortadoğu'da demokratik bir yaşamı inşa edeceğimize inanıyoruz. Bu amaçla kadınların özgürlüğü insanlığın barışı için mücadele veriyoruz" diye belirtildi.

'Faşizan bir anlayış yaratılmak isteniyor'

HNB'nin Süryani kadının siyasal, toplumsal örgütlenmesine öncülük etme temelinde farklı halkların kadınlarıyla her zaman ortak bir mücadeleyi esas alarak tarih sahnesine çıktığı kaydedilen açıklamada, "Dolayısıyla HNB olarak Osmanlı İmparatorluğunun soykırımcı zihniyetinin devamı olan AKP hükümetinin kadınları köleleştirme, yok sayma, dört duvar arasına kapatma ve kimden kaynaklanırsa kaynaklansın her türlü insanlık dışı uygulamaları kınıyoruz. Son dönemde Türkiye ve Ortadoğu'da parlamentolarda, meydanlarda ve yaşamın birçok alanında sesini yükselten kadınlara karşı özel bir savaş yürütülmektedir. Bu savaşı yürüten gerici odakların asıl hedefi toplumu topyekûn karanlığa gömmek ve totaliter bir rejimi mutlaklaştırmak içindir. Geçmişten günümüze kadar etnik, dinsel, mezhepsel, kültürel kimliklere karşı yapılan soykırımlarla tek tipçi, ırkçı, faşizan bir anlayış yaratılmak istenmektedir" ifadelerinde bulunuldu.

'Omuz omuza mücadele ile ortak yaşamı inşa edeceğiz'

Süryani kadınlarının ve halkının 1915 soykırımında tecavüzün, devşirmenin, sürgünün, yakılıp, yıkılmanın ne olduğunu bildiği ve halen bu travmalarla yaşamaya devam ettiği dile getirilen açıklamada şunlara yer verildi: "Kadının ve yok edilmesi hedeflenen halkların siyasi, kültürel, ekonomik ve yaşamın diğer alanlarında iradesi ve kimliğiyle yer almamaları için her türlü baskı ve şiddet araçları devreye sokulmuştur. Son bir yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Hükümeti farklılıklarıyla hak talebinde bulunanları sindirmek için hukuk, adalet ve evrensel değerleri ve insan hakları prensiplerini ayaklar altına almıştır. Biz Süryani kadınları Türkiye ve Ortadoğu'da Kürt, Türk, Arap, Pers, Ermeni ve bütün hakların kadınlarıyla omuz omuza bir mücadele vererek ortak bir yaşamı ve geleceği inşa edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Çünkü günümüzde direnişimiz ve savaşımız karanlık güçlere karşı her cephede ve platformda kararlı bir şekilde büyümektedir."

'Katliamcı zihniyete karşı direnmeliyiz'

Türkiye Parlamentosunda kadınların iradesini tasfiye etmek isteyen zihniyetin HDP'yi de tasfiye etmeye çalışarak bütün halkları, emekçileri, demokratik çevreleri, aydınları, gazetecileri kısacası özgürlükten yana olan herkesi hedeflediği belirtilen açıklamada, "Bizde toplumun bütün kesimlerine, uluslararası demokratik güçlere, Ortadoğu'da ortak demokratik bir gelecekten yana olan halklara, AKP'nin bu diktatörlüğüne karşı kararlı bir tavır sergileyerek, sessiz kalmamaya davet ediyoruz. Bugün farklı etnik kimliklerimizle ve özellikle kadın kimliğimizle onurumuzu çiğnemek isteyen erkek egemenlikli katliamcı zihniyete karşı direnmek ve birlik olmak zorundayız. Çünkü bu karanlık zihniyetten herhangi bir beklentide bulunmak, celladımıza teslim olmak demektir" denildi.

'Örgütlenerek köleci yaşama son verelim'

Açıklamanın sonunda ise şunlar belirtildi: "Türkiye'de farklı kadınlarının kimlikleri, dilleri, kültürleri yok edilmeye çalışılmıştır. Yüzyıl önce Süryani, Ermeni, Rum kadınları ağlatıldı, susturuldu ve vatansızlaştırıldı. Daha sonra Kürt kadınları da aynı uygulamalara tabi tutuldu. Bugün ise Türkiye'deki bütün kadınlar ağlatılıyor. Çünkü her gün ölüm, her gün şiddet, her gün tutuklama yaşamın bir parçası haline getirilmiştir. Biz halen yaşatılan bu baskıcı rejimi değiştirmeden ve eşitlikçi bir yaşamı kurmadan özgürleşemeyiz. Bütün Türkiyeli kadınları bu gidişatı durdurmak için gücümüzü birleştirmeye ve örgütlenerek köleci yaşama son vermeye çağırıyoruz."

(mg)