Kürdistan’da savaşın, Batı’da sermayenin parçası: Yıkım
09:00
Duygu Erol/JINHA
ANKARA - 9 bin yıllık geçmişi olan Diyarbakır Surları ve M.Ö. 2. yüzyıldan kaldığı düşünülen Ankara Kalesi, devlet tarafından kentsel dönüşüm bahanesi ile yıkılarak talan ediliyor.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde devlet güçlerince ilan edilen sokağa çıkma yasağı beş aydan fazladır devam ediyor. Devlet sokağa çıkma yasakları adı altında Sur’un mahallerinde de yer alan 5 bin yıllık yapıları, geniş avluları olan tarihi evleri yıkarak “kentsel dönüşüm” kisvesi altında TOKİ’ye ait binalarla donatacak. Kürdistan’da “yak, yık, yerleş” projeleriyle alanı kamulaştıran devlet, Batı’da da sermayedarlara alan açıyor. Kentsel dönüşüm bahanesi ile tarihi yapılar yıkılarak TOKİ yapılıyor.
Tarihi ve güzel olan hiçbir şeye tahammülü olmayan devlet her yerde yıkıma başvururken, yaşam alanları talan edilen bütün halkların talebi ortak: “Biz mahallemizden, sokağımızdan, evimizden çıkmak istemiyoruz.”
Sur’da yaşayan kadınlar ve çocuklar yaşam alanları ile oyun alanlarından çıkmak istemediklerini belirtirken, Ankara Kalesi etrafında bulunan, mahallelerde yaşayan kadınlar da 50 yılı aşkın süredir yaşadıkları mahalleyi terk etmek istemediklerini ifade ediyor.
Kürdistan’da Sur, Türkiye’de Ankara Kaleiçi
Beş ayı aşkın bir süredir devletin sokağa çıkma yasaklarıyla beraber bombalara, tanklara kaşı direnen Sur’u kamulaştırma planları sürerken, Ankara Kalesi civarı da yıkıma açıldı. Kale; Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok devlete ev sahipliği yapmış M.Ö. yıllara dayanan bir geçmişe sahip. Eski Diyarbakır olarak bilinen ve Diyarbakır’ın ilk yerleşim yeri olan Surlar, Ankara Kalesi ile bu yönüyle de benzerlik gösteriyor. Arnavut kaldırımlarıyla, dar sokaklarıyla ve avlulu evleri ile birbirini anımsatan tarihe tanık iki yapı bugün aynı kaderi paylaşıyor.
Çocuklar sokaklarda oynayamayacak
Tarihi yapıların yok edilmesiyle beraber Sur ve Kale etrafında yaşayan halkın da hakları ihlal ediliyor. Suriçi ve Kaleiçi sokaklarında da halk, “Biz mahallemizden, sokağımızdan, evimizden çıkmak istemiyoruz” diyor.
Ankara’da yıkımı devam eden Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde yaşayan mahalle sakinleri proje açıklandığından itibaren mücadele ediyor. Çoğunluğu gelir düzeyi düşük ailelerin yaşadığı Kaleiçi mahallesinde çocuklar yaşadıkları yerin yıkılmasını istemiyor. Mahallede Sur’u andıran dar sokaklarında oyun oynarken rastladığımız 10 yaşındaki Yasemin, “Biz buranın hiç yıkılmasını istemiyoruz. Böyle daha güzel buralar” diyerek mahallelerinin yıkılması halinde arkadaşlarıyla bir daha sokaklarda oynayamayacağını söylüyor.
Yapılarla beraber insanların anıları da yıkılıyor
Ankara’nın farklı bölgelerinde gerçekleştirilen “kentsel dönüşüm” projesiyle şu ana kadar sadece Hıdırlıktepe'de bin 275 gecekondu yıkıldı. Yıkılmış bazı evlerin boş kalan arsaları otopark olarak değerlendirilirken çoğu yer çöp yığını haline getirilmiş. 50 yıldır mahallede yaşayan Hatice Özkan, “Bizler evimizden çıkmak istemiyoruz. Zaten bizler yoksul insanlarız. Buradan başka gidecek yerimiz yok. Melih Gökçek almış buraları diyorlar” diye konuşuyor. Çocukluğunu, gençlik yıllarını Kaleiçi’nde geçiren Hatice, çocuklarını da burada büyüttüğünü belirterek yaşanmışlığının yıkılmasını, yok edilmesini istemediğin söylüyor.
(he/sy)