Mobbing'i uygulayana değil şikayet edene ceza!

09:00

Rojda Oğuz/JINHA

İSTANBUL - İstanbul Defterdarlığı'nda çalışan Sevil Çoban, birlikte çalıştığı amiri Mehmet Yeryük tarafından yıllarca mobbinge uğradı. Mobbingin kadın kimliğine yapılan bir saldırı olduğunu belirten Sevil, "İçeride kadın arkadaşlarım aynı muamelelerle karşı karşıya" dedi.

Kadına yönelik şiddetin, tacizin ve her türlü uygulamanın meşru görüldüğü bir süreçte kadınlar beraberinde mobbing, yani 'sosyal kabadayılıkla' karşılaşmaya devam ediyor. İstanbul Defterdarlığı'nda Milli Emlak Departmanı'nda çalışan Sevil Çoban'a da, birlikte çalıştığı amiri Mehmet Yeryük tarafından psikolojik baskı uygulandı. Defterdarlığa verdiği şikâyet dilekçesinin ardından ise Mehmet değil, Sevil cezalandırılarak sürgün edildi.

'Mücadele edeceğim'

Sevil, kendisinin dışında beraber çalıştığı diğer kadın arkadaşlarının da aynı sorunlarla karşılaştığını söyleyerek, "Mehmet Yeryük; aşağılama, baskı, alay etme gibi sözlerin yanı sıra, 'konuşma', 'çık dışarı', 'sen zaten bunu bilmezsin', 'konuşursan seni göndeririz', 'ben sana taktım kafayı' gibi sözler kullanıyordu. Aynı kurumda tayinini alabilen aldı ve gitti. Ama bana özellikle 'Ben burada kaldığım sürece sen de burada kalacaksın. Beni çekeceksin' gibi sözler kullanıyordu. Ben de bu olanların hepsine 'yeter' dedim ve mücadele edeceğimi söyledim" diye belirtti.

'Çözüm yerine tayin'

Sevil, mobbing uygulaması öncesinde yaşadıklarını anlatarak şunları söyledi: "Kendi başkanlığıma, görüşmek ve tayinimi almak için talepte bulundum. Ama görüşme kabul edilmedi. Bu yapılanlardan sonra bir üst amirliğine şikâyet dilekçesi verdim. Ben aynı zamanda sendika temsilcisiyim. İstanbul Defterdarlığı Büro Emekçileri Sendikası üyesiyim. Arkadaşlarımla beraber buraya da gittik ve şikâyet dilekçesinde bulunduk. Bana durumu çözeceklerini söylediler. Ben şikâyet dilekçesinden sonra hem psikolojik hem de bel ağrılarımdan ötürü izne ayrıldım. Ama benim izinde olduğum süreçte bana 'çözüm üreteceğiz' demelerine rağmen benim tayinimi çıkarmışlar. İşe tekrar döndüğümde bana belgeleri verip 'çözümü yarattık. Seni Eyüp Mal Müdürlüğüne gönderiyoruz' dediler."

'Şartlarım göz ardı edildi'

Daha önce tayin edildiği departmanda hiç çalışmadığını aynı zamanda yaşam koşullarına uymadığını bildirmesine rağmen yine de sürgün edildiğini anlatan Sevil, "Benim evim Şişli'de. Burada personel servisleri var ama tayin ettikleri yerde yok. Benim bel ağrılarım var ve otobüste ayakta durmak büyük bir problem sağlığım için. Beni gönderdikleri yerde personellerin hiç bir hakkı yok. Bütün bunları bilmelerine rağmen hepsini göz ardı ederek bana 'Biz böyle uygun gördük. Seni oraya gönderiyoruz' dediler. Ben de onlara bunu kabul etmeyeceğimi söyledim. 'Tayin istemedim, çözüm üretin' dedim. Belgeleri almadım, ardından hakkımda tutanak tutarak beni gönderdiler" ifadelerinde bulundu.

'Yargı sürecini başlatacağım'

Yargı sürecini başlatacağını da söyleyen Sevil, "Görmüş olduğum psikolojik baskı ve mobbingi ispatlamak için bütün mücadele ağlarını kullanacağım. Bununla da ilgi savcılığa suç duyurusunda bulunmak için kendimle ilgili bilgi topluyorum. Davamı sonuna kadar da sürdüreceğim" şeklinde konuştu.

'Kadın kimliğime yapılan bir saldırıdır'

Mobbing uygulamasının kadın kimliğine yapılan bir saldırı olduğunu altını çizen Sevil, "Benim gibi baskı altında tutulanların hepsi kadın. Ben gönderildim ama hala içeride kadın arkadaşlarım aynı muamelelerle karşı karşıya. Herkes susuyor. Şuan çalıştığım birimden bir arkadaşım bile yanımda değil. Korktukları için gelemiyorlar, yanımda olamıyorlar. Çünkü onları da istemedikleri yerlere gönderecekler" şeklinde konuştu.

Son olarak kadınlara seslenen Sevil, "Kadınlara çağrım korkmasınlar. Eğer seslerini çıkarırlarsa mücadele sürer. Sustukça, sindikçe daha da üzerimize geliyorlar. Ne olabilir ki en fazla... Mücadele var, hukuk denen bir şey var. Ben başaracağıma inanıyorum" dedi.

(ro/ck/mg)