Cumartesi Anneleri: Bizden sonra da bu mücadele devam edecek

13:13

JINHA

İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarının 582'inci haftasında bir araya gelerek adalet taleplerini yükseltti. Cumartesi Anneleri, "Sağsa onu istiyorum, öldürüldüğüyse kemiklerini. Bu mücadeleyi bırakmayacağız. Bizden sonrada bu mücadele devam edecek. Çok bedeller ödedik bu meydan buna tanıktır" dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebi ile sürdürdükleri adalet arayışlarının 581'inci haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli kayıplar nerede" pankartı açılan eylemde Cumartesi Anneleri, kayıpların fotoğraflarını ve adalet arayışlarının simgeleyen karanfil taşıdı. Anneler bu hafta, 1992 yılında gözaltında kaybedilen Nezir Acar'ın akıbetini sordu.

'Bizden sonrada bu mücadele devam edecek'

Eylemde ilk olarak Nazir'in ailesi adına mektup yollayan kardeşi Salih Acar abisinin kaybediliş öyküsünü anlatmasının ardından, "Biz yaşadığımız sürece ağabeyimi aramaya devam edeceğiz" dedi.

Mektubun okunmasın ardından 1995'de gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak söz aldı. "Bugün adalet arayışımızın 21'inci yılına girdik. 17 Mayıs'ta Hasan'ı bulmuştuk, Hasan şahsında bu ülkede işlenen insanlığa karşı suçları dile getirmeye çalışıyoruz" diyen Ali, "Suçluların cezalandırılmasını istiyoruz ama AKP bu suçlarla yüzleşmiyor çıkarttığı özel yasalarla suçları korumaya çalışıyor" dedi. Ali, taleplerinin insanlığa karşı işlenen suçların açıklanması olduğu belirtti.

Ali'nin ardından söz alan 95 yılında gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Maltu'nun kardeşi Perihan Maltu söz alarak, adalet arayışının 21 yıldır devam ettiğini söyledi. Perihan şöyle devam etti ; "Sağsa onu istiyorum, öldürüldüğüyse kemiklerini. Bu mücadeleyi bırakmayacağız. Bizden sonrada bu mücadele devam edecek."

' Bu meydan tanığımızdır'

Perihan'ın ardından söz alan HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, "365 gün her meydanda kayıplarımızı aramaya devam edeceğiz. Bu mücadele adalet arayışıdır. Kayıplarımızın akıbetini sormak ve onları aramızdan alanları yargılanmasını istemek en doğal hakkımızdır. Ama bırakın kayıpların bulunması failler yargı önüne dahi çıkarılmıyor" dedi. Bedellerle mücadelenin devam ettiğini söyleyen Pervin, " Çok bedeller ödedik bu meydan buna tanıktır" diye konuştu.

'Bize değil onlara geçmiş olsun'

Türkiye'de çok fazla darbe girişimi olduğunu ifade eden Pervin, bu darbe girişimin en son dün HDP'li vekillere karşı yapıldığını dile getirdi. Pervin son olarak şunları kaydetti ; " Dokunulmazlıkların kaldırılması mücadelemiz için engel değildir. Biz zaten dokunulmaz vekiller değildik, her yerde şiddet ve baskıyı gördük. Halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz, halkımızla beraber mücadele edeceğiz. Kimse bize geçmiş olsun demesin, onlara geçmiş olsun."

' Yaşama hakkımız engelleniyor'

Bu hafta açıklamayı yapan Bihter Meral Patçık, "Yıkıcı bir şiddet kapanına dönüşen Türkiye'de yaşam hakkımız, hakikate ve adalete ulaşma hakkımız, barış içinde yaşama hakkımız engelleniyor. Türkiye'de kolluk güçleri, hak ve özgürlük talep edenleri ezmek, iktidarın yanında olmayanları cezalandırmak için kullanılıyor" dedi. Türkiye'de yargı bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine göre değil, iktidarın politikalarına göre faaliyet sürdürüldüğünü söyleyen Meral "Türkiye'de siyaset yapma hakkı engelleniyor, kimin mecliste olacağına halk değil, iktidar ve iktidar gibi düşünenler karar versin isteniyor. Yurttaşların hak ve özgürlük alanları daralırken, keyfi yönetimin, hukuksuzluğun alanı genişliyor. Türkiye hızla kitlesel hak ihlallerinin yaşandığı, despotik bir iklime sürükleniyor" diye konuştu.

Mardin Dargeçit'e bağlı Yalnız Köyü'nde yaşayan 28 yaşındaki Nezir Acar'in kaybediliş öyküsünü anlatan Meral, "Nezir Acar 8 Nisan 1992 tarihinde hayvan alımı için görüşme yapmak üzere Dargeçit'te bir eve gitti. Gittiği ev 30-40 kişilik bir grup asker tarafından basıldı. Baskında Nezir Acar 2 kişi ile birlikte gözaltına alındı. Askerler onları gözleri bağlı olarak Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdü. Gece geç saatlerde 2 kişi serbest bırakıldı, Nezir Acar'dan ise bir daha haber alınamadı" dedi.

Nezir'in gözaltına alındığının dahi kabul edilmediğini söyleyen Meral, "Nezir'i arayan Halil Acar ve Celile Acar gözaltına alınarak jandarma karakoluna götürüldü. Celile Acar aynı gün serbest bırakıldı. Halil Acar ise 5 gün gözaltında tutuldu, işkence gördü. Karakolda rütbeli bir komutan Halil Acar'ı, "Oğlunu nasıl öldürdüysek seni de öyle öldürürüz" diyerek tehdit etti. Baskıdan kurtulmak için aile akrabaları ile birlikte İdil'e taşındı. İdil'de de uzun yıllar polis evlerine gelmeye devam etti" diyerek yaşananları anlattı.

'Gizlenen akıbeti açıklansın, ceza adaleti sağlansın'

16 Kasım 2012 tarihinde Nezir Acar dosyası, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle işlemden kaldırıldığını ifade eden Meral, Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapıldığını ve Anayasa Mahkemesi ise, soruşturmanın zaman bakımından yetkisinin başladığı tarihten önce kesinleştiği gerekçesiyle, kabul edilemez buldu. Nezir'in kaybedilişinde 1992 Nisanında karakolda görev yapanların sorumlu olduğunu ifade eden Meral, "Nezir Acar'ın akıbetini açığa çıkartacak, faillerini tespit edecek etkinlikte soruşturma yapmayan savcılar sorumludur. Nezir Acar'ın 24 yıldır gizlenen akıbeti açıklansın, ceza adaleti sağlansın" dedi.

(ödk-rt/ dk)