Meral Camcı: Sert zamanda çok sert bir talepte bulunduk

15:19

JINHA

ANKARA - “Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza attıkları için tutuklanan ve 40 gün cezaevinde kalan Barış İçin Akademisyenlerden Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya Ankara Üniversitesi Cebeci kampusunde akademisyenler ve öğrencilerle söyleşide bir araya geldi. Akademisyen Meral Camcı, "O metin naif akademisyenlerin naif bir barış talebi değildi. Oldukça sert bir zamanda çok sert bir talepte bulunduk” dedi.

“Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza attıkları için tutuklanan ve 40 gün cezaevinde kalan Barış İçin Akademisyenlerden Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya Ankara Üniversitesi Cebeci kampusunde akademisyenler ve öğrencilerle bir araya geldi.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde akademisyenler ve öğrencilerle bir araya gelerek cezaevleri süreçlerini aktaran akademisyenler, son süreçte Kürdistan’da tırmanan savaşı ve buna karşın Türkiye’de yer alan muhalif cepheyi değerlendirdi. Ahmet Taner Kışlalı Sanat Evi’nde başlayan etkinlikte cezaevi anılarını aktaran akademisyenler, devam eden savaş sürecine karşın faşizme karşı emek ve demokrasi cephesi altında birleşilip ortaklaşa mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Etkinli, dünya kadın devrimci önderlerinden Rosa Lüksemburg’un “Vardık, varız, var olacağız” tarihsel sözleri ile başladı.

‘Metni ilk olarak cumhurbaşkanı ve danışmanları okudu’

Etkinlikte ilk olarak söz alan Meral Camcı, Türkiye’nin hızla faşizme doğru gittiğini belirterek, bu yükselen faşizm karşısında ise BAK ve akademisyenler olarak ortak bir mücadeleyi örgütleyeceklerini vurguladı. 11 Ocak tarihinde “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin imzalandığına ve bu bildirinin çok önemli bir damar olduğuna dikkat çeken Meral, bu damarla tekrar mücadeleye devam edilmesi gerektiği üzerinde durdu. “Metin yayınlandı ve metni ilk olarak Recep Tayip Erdoğan ve danışmanları çok iyi okudu, olası etkilerini gördü” diye konuşan Meral, imzalanan metnin naif bir barış bildirisi olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti.

‘Naif akademisyenlerin naif bir barış talebi değildi’

“O metin naif akademisyenlerin naif bir barış talebi değildi. Oldukça sert bir zamanda çok sert bir talepte bulunduk” diye konuşmasına devam eden Meral, çocukların cansız bedenlerinin buzdolaplarında bekletildiği dönemde akademisyenler olarak bir şeyler yapılması gerektiğini düşündüklerini ve bu metni imzaladıklarını belirtti. Türkiye’nın hızla faşizme doğru ilerlediğini kaydeden Meral, son olarak mahallerini savunmak durumunda kalacaklarını, hatta Kürdistan'da bu sürecin başladığını belirterek, mahallelerde kurulan barikatlar arkasında omuz omuza mücadele edebileceklerini ifade etti.

Meral’dan sonra söz alan akademisyenler Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy ise cezaevinde hücrede kaldıkları süreci ve diğer mahkumlarla aralarında geçen anılarını aktırırken, Türkiye’de yükselen faşizme karşı ortak bir emek ve demokrasi cephesinde birleşilmesi gerektiğine vurgu yaparak mücadeleye devam edilmesi gerektiği belirtti.

Etkinlik, dinleyici akademisyenler ve öğrencilerin soruları ile son buldu.

(de/sy)