'Tüm halkların Nusaybin için ses çıkarma zamanı'
10:23
JINHA
MÊRDÎN - Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Sara Kaya, 73 gündür ablukanın devam ettiği ilçede yaklaşık 8 bin evin yakılıp yıkıldığını, birçok işyerinin ise yağmalandığını söyledi. Nusaybin'in dik duruşundan hiçbir taviz vermediğini dile getiren Sara, herkesi Nusaybin için ses çıkarmaya çağırdı.
Kuşatmanın 73'ncü gününe girdiği Mardin'in Nusaybin ilçesinde özyönetim direnişi devam ediyor. Ağır silahların kullanıldığı ilçede, Yenişehir Mahallesi'nin de havadan bombalandığı birçok kaynak tarafından açıklandı. İlk günden bu yana savaş hukukuna dahi aykırı uygulamaların yürütüldüğü ilçede, halkın arasında olan Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Sara Kaya, ilçede yaşananlara ilişkin konuştu. Tüm yaşam koşullarının kısıtlanmasına rağmen halkın Nusaybin'den çıkmamakta kararlı olduğunu söyleyen Sara, "Nusaybin halkı tarihten buyana üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği gibi bugün de aynı sorumluluğu yerine getirmekte kararlı" dedi.
'Yaklaşık bir yıldır abluka devam ediyor'
Sara, kuşatmanın bu dönemle sınırlı olmadığını Haziran 2015 tarihinde Seyithan Dede adlı yurttaşın katledilmesiyle birlikte başlayarak 1 yıldır sürdüğünü dile getirdi. 130 bin nüfusluk ilçenin büyük çoğunluğunun Cizre örneğinin bir daha yaşanmaması için ilçeyi geçici bir süreliğine boşaltmak zorunda kaldığını belirten Sara, "Şuan ilçede 50 bin civarında nüfus kaldı. Onların da ilçeyi terk etmeleri için en ağır baskılar uygulanıyor. Mahalleler taranarak, cenazeler teşhir edilerek, insanlar aç ve susuz bırakılarak halkı yıldırmak istiyorlar. Fakat tüm saldırılara karşı halk ilçeyi terk etmemekte kararlı. İslami argümanlarla siyaset yapan AKP, ailelerin içeride hayatını sürdürdüğü evlerini başına yıkmaktan kaçınmıyor. 1990'larda evler yakılarak, insanlar zorunlu göçe tabi tutuluyordu. Şimdi daha ağır şekilde insanları göçe zorlamaya çalışıyorlar. Aradaki tek fark; bu insanların ne olursa olsun kendi topraklarını terk etmemekteki kararlılığıdır. İlçeyi boşaltan halk da ablukanın kalkmasıyla birlikte bir an önce ilçeye gelmenin sabırsızlığı içerisinde" diye konuştu.
'8 bin ev ve iş yeri yakılıp yıkıldı'
Nusaybin'de tahmini 8 bin evin yakılıp kıldığının bilgisini veren Sara, bunun içinde tarihi yapıların da yer aldığını kaydetti. Sara, "Çatışmaların olmadığı mahallelerde dahi ev ve işyerleri yakılıp yıkılmış durumda. Nusaybin'in en eski çarşısı olan Kaçakçılar Çarşısı ateşe verilmiş, içindeki değerli eşyalar yağmanmış. Acatlar Pasajı'nın tamamı yağmalanmış durumda. Bizi arayan esnafın birçoğu dükkanının yağmalandığını söylüyor. 'Güvenliğinizden' sorumlu olan bir ülkenin kolluk kuvvetleri tarafından tüm bunların yapılması, ülkede olup biten acı tabloyu ortaya koyuyor" dedi.
'Cenazeler hala sokakta'
Ailelerin çocuklarının cenazelerini almak için kendilerini sık sık aradıklarını, kendilerinin ise yetkililerle yaptıkları tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığını söyleyen Sara, "Şu ana kadar 23 cenaze morglara gitmiş. Diğer cenazeler sokak ortasında bekletiliyor. Aileler, havaların ısınmasıyla birlikte cenazelerin hızla çürümesinden endişeleniyor. Bu tablo tüm dünyanın gözlerinin önünde yaşanırken, hiç kimse buna ses çıkarmıyor. Kürt halkı olarak ne asker ne polis ne de gençlerimizin ölmesini istemediğimizi yıllardır söylüyoruz. Ülkenin barış ortamına kavuşması, halkların barış için mücadele etmesi gerekirken, gereken tepki ne yazık ki yok. Asker ve polis hesaplarından paylaşılan fotoğraflara baktığımızda Cizre vahşetinde olduğu gibi aynı saldırıların devam ettiğini görüyoruz" diye ifade etti.
Sara, bu vahşetin ancak barış için mücadele içerisinde olan halkların mücadelesiyle geleceğine vurgu yaptı.
'Nusaybinliler asker ve polisten gıda malzemesi almak istemiyor'
Yurttaşların gıda stoklarının tükenmek üzere olduğuna da vurgu yapan Sara, buna rağmen halkın stokladıkları kuru gıdalarla geçinmeye çalıştıklarını belirterek, "Halk, asker ve polisin gıdayı kendileri dağıtıyormuş gibi kameralara poz vermelerinden rahatsız. Sırf bu tablonun ortaya çıkmaması için aylardır tek kuru gıda malzemesiyle geçinmeye çalışan binlerce aile var. Bu sorunun çözülmesi için Rojava Derneği'nden taraf birkaç kamyonun ilçeye giriş yapması için başvuruda bulunduk ama ancak hala yanıt alamadık" dedi.
'Nusaybin için ses çıkarma zamanı'
Tüm saldırılara rağmen halkın siyasi duruşundan taviz vermediğini söyleyen Sara, "İnsanlar kapılarının önünde katledildi, evleri başlarına yıkıldı. Bu gerçekleri havuz medyasıyla örtmeye çalışıyorlar ama bu gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır. Nusaybin tarihine baktığınızda yıllardan bu yana haksızlığa boyun eğmeyen halk gerçeğini görebiliriz. Aynı halk yine zulme karşı boyun eğmemekte kararlı. Şuan yaşadığımız cezaevinden farksız. İlçeyi ablukaya alarak insanlara fiili cezaevi işkencesi uygulanıyor. Nusaybin şuana kadar tüm haksızlıklara karşı duruşunu ortaya koydu, şimdi tüm halkların Nusaybin için ses çıkarma zamanı" diye çağrıda bulundu.
(ekip/dm/gc)