Sirînli kadınlar YPJ'den aldıkları güçle yaşamı örüyor
09:08
Deniz Yesilyurt/JINHA
KOBANÊ - YPJ ve YPG güçleri tarafından özgürleştirilen Arap yerleşim yeri olan Sirîn'de yaşam kadınların katılımıyla yeniden örgütleniyor, özgürleşiyor. Kültür sanattan toplumsal yaşama, eğitimden sağlığa kadar birçok alanda yer alan kadınlar, YPJ'den aldıkları güçle yaşama katıldıklarını belirtiyor.
Sirîn; Kobanê ve Teşrin arasında kalan bir Arap kasabası. Kobanê saldırısından sonra bir süre DAİŞ işgalinde kalan Sirîn'de halkın tamamı çete zulmünden dolayı göç etmek zorunda kalmıştı. Teşrin'in özgürleştirilmesiyle ana topraklarına dönen Sirîn halkı, döndükleri toprakları eski toprakları ama gördükleri hizmet ve yaşanan devrimin rüzgarı hayatlarında hiç hayal edemedikleri değişimlere yol açtı. Özellikle de kadınlarda ve çocuklarda. Sirîn'in özgürleşmesiyle birlikte YPJ'nin de varlığıyla korku duvarlarını aşan Arap kadınları, yaşamın ve devrimin tüm kademelerinde yer alıyor.
'Fırın ve hastane projemizi hayata geçirdik'
Sirîn'in YPJ ve YPG güçleri tarafından özgürleştirilmesiyle kendi topraklarına dönen Lbdisal Lebibi, kadınların yaşamı daha yakından tanıdıklarını onun için de çözümü daha iyi bildiklerini söyledi. Mala Gel (Halk Evi) yönetiminde yer alan Lbdisal Lebibi, daha önce böyle çalışmalarda yer alma haklanın olmadığını vurgulayarak, "Yaşamı ve sorunları en çok bilen biz kadınlarız. Daha önce dışarı çıkmamız dahi söz konusu değilken şimdi toplumu ve yaşamı inşa çalışmalarında yerimizi alıyoruz. Şimdiye kadar bir halk fırını açtık, bir kadın hastanesi projemizi hayata geçirdik. YPJ'den aldığımız güç ve öğrendiğimiz iradeyle bunları yapıyoruz" dedi.
'Yeni yaşam modeli çocuklar içinde umuttur'
Mala Gel yönetimi üyesi ve aynı zamanda öğretmen olan Sefa Mahmut Berho ise, "DAİŞ'in işgali nedeniyle çocuklarımız korkudan geceleri uyuyamıyordu. Belki topraklarımıza yeni döndük ama şimdiden çocuklarımızı yeniden oyunlarına döndürmeyi başardık. Kadınların daha önce toplumsal baskıdan doktora dahi gidemediği Sirîn'de Mala Gel projesi ile açılan kadın hastanesi devrimin en büyük adımlarından bir tanesidir. DAİŞ döneminde kadınların hastaneyi kullanması yasaklanmış, bundan dolayı birçok çocuk ve ana karnındaki bebekler ölmüş. Onun için de bu yeni yaşam modeli yeni doğacak çocukları için de umuttur" ifadelerinde bulundu.
'Biz kadınlar gücümüzü YPJ'den aldık'
Sirîn'de açılan bir kadın hastanesi olsa da doktor erkek olduğu için kadınların çekindiğini gözlemledik. Onun için de Sirînli genç bir kadın olan Emeni Berho, Kobanê ve Qamişlo'daki hastanelerde kendini eğiterek, kadınlara hizmette önemli bir rol oynuyor. Rojava devriminin bir Kürt devrimi olduğunu ve Arapları dışında bıraktığını iddia eden kara propagandalara en iyi cevabı da Emeni Berho veriyor ve diyor ki, "Biz kadınlar gücümüzü YPJ ve YPG den alıyoruz. Bu güçlerde Abdullah Öcalan'ın felsefesinden besleniyor ve hiçbir fark gözetmeden halklar için çalışıyor ve biz kadınları bu yeni yaşamın öznesi yapıyor."
'Biz yıllarca beraber yaşadık, yaşarız da'
Kadınlardan Ayşê Mihemmed ise Kürtlerle Araplar arasında çelişki yaratmaya çalışanlara dikkat çekerek, "Biz yıllarca beraber yaşadık, yaşarız da. DAİŞ çeteleri yaşam alanlarımızı işgal etmişti. Arap toplumunda da kadınlara baskılar çok fazlaydı. Onların zamanında kara çarşaf giyer sokağa dahi çıkamazken, şimdi özgürce hareket ediyoruz. Kadının neler yapabileceğini görüyoruz. YPJ ve YPG'nin topraklarımızı özgürleştirmesiyle güvenle geri döndük" diyor ve sözlerini YPJ/YPG'ye dualar ederek sonlandırıyor.
(mg)