Devletin Cizre korkusu
09:12
JINHA
ŞIRNEX - Fiili devlet kuşatmasının sürdüğü Cizre sokakları adeta devletin korkusu haline gelmiş durumda. Sokak ve caddelerinde eksik olmayan zırhlı araçlara rağmen onurlu duruşunu koruyan Cizre, "korkusuzluğuyla", Mehmet Tunç'un, "Bu halk diz çökmedi, diz çökmeyecek" sözünü doğrular nitelikte.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde ilk "sokağa çıkma yasağının" ilan edildiği 4 Eylül 2015 tarihinden bugüne 8 ay geçti. Yasakla başlayan saldırılarla birlikte, devlet, hiçbir hukuk,kural tanımadan çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden 21 kişiyi katlettiği Cizre'de, 14 Aralık'ta tekrar yasak ilan edip Cudi Mahallesi'ndeki "bodrum"larda 200'den fazla kişiyi cayır cayır yakarak "gücünü göstermiş" ve ardından " Cizre temizlendi" açıklamaları yaparak yasağı da kaldırmıştı.
Fiili kuşatma devam ediyor
Cizre'de "yasak" kalkmış olsa da devletin fiili kuşatması sürüyor aslında. Direnişin eksilmediği, halk ayaklanmalarının yaşandığı Cizre sokakları, adeta devletin korkusu haline gelmiş durumda. Bu öyle bir korku ki, Cizre'ye girişte en az 3 arama noktasıyla başlıyor, sonra Cizre sokak ve caddelerinde devam ediyor.
Uykusuz geceler...
Polis arama noktalarının ardından gelinen Cizre'de yasak saat 21.30'da başlayıp 4.30'da sona eriyor. Gün boyunca, Cizre sokak ve caddelerinde eksik olmayan Türk bayraklı "akrep" ve "kobra" tipli zırhlı araçlar ile Ural ve TOMA'lar, yasağın başlamasıyla kendini daha da bir hissettiriyor. Öyle ki, araçların gürültüsünden bazı geceler uykusuz geçebiliyor. Ses o kadar şiddetli ki bununla da yetinmeyen devlet güçleri, bazen de aracın kapısını açıp kapayarak adeta psikolojik şiddet uygulamaktan da geri durmuyor.
Katliamın gerçekleştiği mahallelerde zırhlı araç tacizi
Devletin şiddeti bununla sınırlı değil. Özellikle, katliamın gerçekleştiği Cudi, Nur, Yafes ve Sur mahallelerinde, gün boyunca turlayan zırhlı araçların içindeki polisler kendince "yabancı" gördüklerini durdurup kimlik kontrolü yapıyor. Kimlik kontrolü yapmazsa dahi arkanızdan gelip "gücünü gösterircesine" sizi taciz ediyor.
'Gücünü gösteremeyen' devlet...
Devlet, Cizre'de her ne kadar "gücünü göstermeye" çalışsa da halk yaşamını devam ettirmede kararlı. Cizre'nin en işlek caddesi Orhan Doğan Caddesi üzerindeki dükkanlar satış yapmaya, özellikle, katliam ve yıkıntıların gerçekleştiği mahallelerde, zırhlı araçların geçmesine aldırmayan kadınlar evlerinin önünde oturup sohbet etmeye, çocuklar oyun oynamaya, gençler aralarında şakalaşmasını sürdürüyor.
'Keşke hep çocuk kalsak'
Daha 3 ay önce yaşadıkları onca acı ve "vahşet" görüntülerine rağmen Cizre halkının ayakta olması bizi şaşırtsa da aslında Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç'un "Bu halk diz çökmedi, diz çökmeyecek" sözünü doğrular nitelikte. Evet, Cizre halkı devlete diz çökmemiş ancak, kırgın, hüzünlü ve onurlu. Kırgın; başta Türkiye'deki tüm halklara, Avrupa'ya, Birleşmiş Milletlere... Evine gittiğimiz Mehmet Tunç'un babası Ahmet Tunç, "Hani nerede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, nerede Birleşmiş Milletler, nerede bu insanlar" diyerek haklı sitemini dile getirdi. Gittiğimiz her evde acı ancak bir o kadar devlete öfke hakim. Devletin yıktığı binaların enkazında oynayan çocuklara bakıp iç geçirerek, "Keşke hep çocuk kalsak" diyeninden tutalım da "Bu devletin vatandaşı olmamak için kimliğimi yırtıp atacağım. Ama buradan da gitmeyeceğim", " Devlet, bize katliam yaşattı", "Devlet bunun hesabını verecek" diyenine kadar...
'Devletten bir şey istemiyoruz'
Soykırım saldırılarının gerçekleştiği mahallelerde, yıkılan binaların enkazları kısmen kaldırılmış olsa da bazılarınki hala duruyor. Kimi mahallede halk, kurşunlanan ya da top mermisi düşen evini inşa etme çalışmalarına girişmişken kimi de kurşun izleri taşıyan evlerinde oturmaya devam ediyor. Mahallelerini "kentsel dönüşüm" projelerine kurban etmemede kararlı olan Cizîrliler, devlete cevabı da dayanışmayla inşa ettikleri evlerle veriyor. Devletten hiçbir şey istemediklerini belirten Cizreliler, devlet güçlerinin ilçelerinden gitmelerini istiyor.
Duvarlardaki direnişin izleri...
Soykırım saldırılarının gerçekleştiği mahallelerde, direnişin izleri de henüz silinmiş değil. Devlet güçlerine karşı direnirken yaşamlarını yitirenlerin isimlerinin silinmediği duvarlarda JÖH ve PÖH'ün ırkçı yazılamaları ise Cizrelilerin el birliğiyle siliniyor.
Devletin "korku"su olmayı sürdüren Cizre, "korkusuzluğuyla", adeta, "diz çökmedik" mesajı veriyor.
(ekip/za/dk)