'Faillere sistematik olarak cezazıslık uygulanıyor'

13:08

JINHA

AMED - Kayıplar Haftası etkinlikleri kapsamında açıklama yapan İHD Diyarbakır Şubesi, kaybettirmelerin sistematik bir şekilde uygulandığı gibi faillerin de sistematik bir şekilde aklandığını belirterek, "Kalıcı toplumsal bir barışa dayalı yaşamı inşa etmenin yolu ancak geçmişle yüzleşmekten geçer" dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası etkinlikleri kapsamında, Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açılırken, "Adalet istiyoruz", "İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz", "Failler belli kayıplar nerede", "348 toplu mezarda 4201 cenaze bulunuyor" dövizleri taşındı. İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar Komisyonu'ndan Hasan Yalçın, gözaltında kaybedişlerin yaygın ve sistematik bir şekilde işlemesine rağmen zorla kaybettirmelere ilişkin etkili bir soruşturma yürütülmediğini hatırlattı.

'Yargılamalar göstermelik, asıl gaye failleri aklamak'

Zorla kaybedilenlerin dosyalarının raflarda bekletildiğini ve zaman aşımı gerekçesiyle kapatıldığını ifade eden Hasan, "Kamuoyuna yansıyan bazı dosyalarda hazırlanan iddianame ve dosya ayrıntıları, devletin ve devlet adına hareket eden kişi ve oluşumların işledikleri suçlara ilişkin önemli tespit ve bilgiler içermiştir. Ancak dosyadaki yargılamaların uzunluğu, delillerin zamanında toplanmaması, sanıkların tutuksuz yargılanması, yargılamaların 'güvenlik' gerekçesiyle bölge dışındaki illere taşınması gibi uygulamalar, söz konusu yargılamaların göstermelik olduğunu, asıl gayenin failleri aklamak olduğunu ortaya koymuştur" dedi.

Hasan, zorla kaybettirmelerin sistematik olarak uygulandığı gibi faillere yönelik olarak da sistematik olarak cezasızlık politikası uygulandığına dikkat çekerek, Zorla kaybettirilme suçlarının münferit vaka olarak ele alınıp, 20 yıllık zamanaşımının uygulanmasının cezasızlık politikasının en bariz örneğini olduğunun altını çizdi. Hasan, kalıcı toplumsal bir barışa dayalı yaşamı inşa etmenin yolunun, ancak geçmişle yüzleşmekten geçtiğine vurgu yaptı.

Hasan taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

*Her şeyden önce zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı ve zorla kaybedilenlerin bulunması, faili meçhul cinayetler sonucu katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir.

*Kayıpların aranması ve mezarların açılması Minnesota Otopsi Protokolü ve mezar açmayla ilgili uluslararası standartlara göre yürütülmeli, mezarların iş makineleri ile özensiz ve bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin/kaybolmasının önüne geçilmelidir.

*Hükümeti, "BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme"yi imzalamaya ve sözleşme gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.

*Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.

*Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için "Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulmasını talep ediyoruz.

(sg-bc/gc)