'Çocuk istismarında 'kızlık ve bekaret' testinin yasal karşılığı yok'

17:12

JINHA

ANKARA- Devlet Dersi: Çocuğa Karşı Cinsel Şiddet" konulu konferansta konuşan Adli Tıp Uzmanı Şebnem Korur Fincancı, "İstismardan sonra oluşacak ruh sağlığı bozulması bir ya da iki ayda gerçekleşecek diye bir şey yok. On beş sene sonra yaşanılan bir olay sonrasında da ortaya çıkabilir" diyerek savcıların istismar sonrası talep ettikleri, "kızlık zarı ve bekaret" testinin yasal bir karşılığı olmadığını vurguladı.

Gündem Çocuk Derneği'nin hazırladığı, "Devlet Dersi: Çocuğa Karşı Cinsel Şiddet" konulu konferans Çağdaş Sanatlar Merkezi (ÇSM)'de gerçekleşti. Konferansa konuşmacı olarak Adli Tıp Uzmanı Şebnem Fincan Korurcu, Halime Güner ve Nevin Yıldız Tahincioğlu katıldı. Konferansta ilk konuşmayı yapan Şebnem, Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) Adalet Bakanlığı'na bağlı olduğunu belirterek, ATK'ya atananların 3 yılda bir sözleşmesinin yinelendiğini söyledi. "Ne yazık ki siyaset üstü eril bir algı var tüm bu sistemlerde, Adli tıpta bu erillikle oluşuyor" diyen Şebnem, ATK'da istismara uğrayan çocuklara "ruh sağlığı bozulmadığı" kararının verildiğini söyledi.

'Şiddet sonrası travma ruhsal yaralanmalara neden oluyor'

Çocuklara yönelik istismar vakalarında konulan tespitin bir ya da 2 ay gibi bir süre de verilemeyeceğini belirten Şebnem, "İstismardan sonra oluşacak ruh sağlığı bozulması bir ya da iki ayda gerçekleşecek diye bir şey yok. On beş sene sonra yaşanılan bir olay sonrasında da ortaya çıkabilir" dedi. Kişinin sağlık araştırmasında sadece beden değil, ruh sağlığının da gözetilmesi gerektiğinin altını çizen Şebnem, "Şiddet sonrası ortaya çıkan travma biyolojik yaralanmanın yanı sıra ruhsal yaralanmalara da neden oluyor" şeklinde konuştu.

'Savcının 'bekaret ve kızlık zarı testi' istemesi yasaya uygun değil!'

Yargıç ve savcıların cinsel istismar vakalarında "kızlık zarı testi" ve "bekaret testi" istediğine dikkat çeken Şebnem bunun yasada bir karşılığının olmadığını ifade etti. Geçtiğimiz günlerde Ensar Vakfı'nda çocuklara yönelik yaşanan cinsel istismarı "cezasızlığın" çıktığı nokta olarak değerlendiren Şebnem, "Zaten bu vakıfta daha önce yaşanmış olaylar var. Devlet tecavüze uğrayan kadına, 'Sen doğur devlet bakar' diyor. Peki bu yaşanılanlar devletten bağımsız mı?" ifadelerini kullandı.

'Kadın örgütleriyle 'çocuk yaşta evliliklerin' takipçisiyiz'

Ardından aktivist Halime Güner söz alarak, 'çocuk yaşta evliliklere' değindi. 'Çocuk gelinlerle' ilgili çok sayıda çalışma olduğunu belirten Halime, bu konuda kadın örgütleri ile beraber uluslararası kampanyalarla sürecin takipçisi olduklarını ifade etti.

İktidarın 4+4+4 eğitim sistemi ile beraber kız çocukların sömürüsünü kolaylaştırdığını ve bu sistemle çocuk yaşta evliliklerin çoğaldığını vurgulayan Halime, "Kadın örgütleriyle beraber 54 bin imza topladık. Çünkü çocuk evliliklerinin çoğalacağını biliyorduk" dedi. Küçük yaşta evlendirilen çocukların her boyutuyla bu durumdan nasıl etkilendiklerini incelediklerini söyleyen Halime, "Çocuk gelinler her şeyin tam ortasında duran bir durum" diye konuştu.

(he/dk)