‘İktidar katliam yapma cesaretini hukuksuzluktan alıyor’
09:01
JINHA
ANKARA - Şırnak’ın Uludere ilçesi Roboski köyünde 1 kişinin ölümü 7 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan katliama dair konuşan HDP Milletvekilleri Selma Irmak, Nursel Aydoğan ve CHP eski Milletvekili Melda Onur, katliamın AKP’nin Kürt halkına dönük yürüttüğü savaş politikasının bir parçası olduğunu dile getirdi.
Şırnak'ın Uludere ilçesinin Roboski köyüne, Gülyazı Alay Komutanlığı tarafından obüs toplarıyla gerçekleştirilen saldırının ardından tepkiler artarak devam ediyor. 17 yaşındaki Vedat Encü’nün hayatını kaybetmesi ve 7 yurttaşın yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıya ilişkin konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Selma Irmak, 2011 yılında yaşanan Roboski Katliamı dosyasının cezasızlıkla kapatılmasından kaynaklı devletin yeni katliamlar yapmaya cesaret bulduğunu söyledi. CHP eski İstanbul Milletvekili Melda Onur da, “Kaçakçılığın karşılığı bombalanmak değildir. İktidar Kürt illerinde yaşanan bu katliamları bu dönemin savaş politikası haline getirdi” dedi. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise, Kürt halkının katliamlarla sindirilemeyeceğini belirtti.
İkinci bir Roboski Katliamı olarak ifade edilen olaya dair JINHA’ya değerlendirmelerde bulunan HDP Milletvekili Selma Irmak, 2011 yılında yaşanan katliamı hatırlatarak, “Roboski katliamının üzerinden 4.5 yıl geçti ve dava cezasızlıkla sonuçlanarak kapatıldı. O dönem Başbakan, şu an Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan; Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e yaptığı operasyondan dolayı teşekkür etti. İşte, bugün bu katliamın tekrar etmesi tüm bunların sonucudur. Olayın üstünün kapatılması, dosyada tek bir kişinin ceza almamasıdır” dedi.
Türkiye’de cezasızlığın bir ‘hukuk kuralı’ haline getirildiğini vurgulayan Selma, yaşanan bütün katliamların takipçisi olacaklarını belirterek şöyle devam etti: “Biz dün yaşanan Roboski Katliamının da bugün yaşanan katliamların da sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu ikinci kıyımı kaldırmak gerçekten mümkün değil. Kamuoyunun da sessiz kalmaması gerekiyor. Bu kıyımların arkası gelecek bu bilinmeli ve bu doğrultuda tepkiler yükseltilmelidir. İktidar bütün bu yaptıklarının cesaretini cezasızlık ve hukuksuzluktan almaktadır.”
‘Sınır ticareti Kürt sorununun ekonomik yanıdır’
“Sınır ticareti Kürt sorunun ekonomik yanıdır ve önemli bir yanıdır” diyen Selma, yıllardır süre gelen savaş politikalarından kaynaklı bölgeye hiçbir yatırımın yapılmadığına dikkat çekti. Selma, sınır ticareti yapan yurttaşların geçimini başka şekilde sağlayamadığı için ölümü göze alıp bu yola başvurduklarını söyledi. İnsanların en büyük geçim kaynağı olan tarımı yasaklar sebebiyle yapamadığını belirten Selma, “Her yere mayın döşüyorlar, dün ekin ekilen tarlalar bugün mayın tarlasına dönüştü. Ne yapsın bu insanlar açlıktan ölsünler mi? Bir devlet; önce kendi vatandaşının vatandaşlık haklarını tanımalıdır. Barınma hakkını, yaşam hakkını tanımalıdır. Bunları tanımadığı gibi ihlal ediyor. Bu da yetmiyor, katledip, katledenleri tebrik ediyor” dedi.
‘Kaçakçılık sorgulanacaksa; Reza Zarrab’ın itiraflarına bakılmalıdır’
Selma, 2011 yılında İçişleri Bakanlığı görevini yürüten İdris Naim Şahin ve o dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kaçakçılık suçtur. Ölmeselerdi kaçakçılıktan yargılanacaklardı’ sözlerine atıfta bulunarak şu şekilde konuştu:
"‘Kaçakçılık suçtur’ deniliyor. Bu insanlar uçaklar, tırlar dolusu altın değil, sigara paketi getiriyor. Milyon dolar değil, 50 TL kazanıyorlar. Eğer bu ülkede yapılan kaçakçılıktan ve kaçakçılığın cezalandırılmasından söz edeceksek eğer; o zaman 700 bin liralık saat takan, milyon dolarlık rüşvetler alan, milyarlarca dolar altın sevkiyatı yapan, insanları sorgulamamız gerekiyor. Kaçakçılık sorgulanacaksa; Reza Zarrab’ın itiraflarına bakılmalıdır. Kimdir gerçek kaçakçı, kimdir gerçek yolsuzluk yapan, kim aslında hukuksuzluğu kendisine bir rant kapısı haline getiriyor, bunlardan anlaşılacaktır.”
‘Kaçakçılığın karşılığı öldürülmek değildir’
CHP eski İstanbul Milletvekili Melda Onur da saldırıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Senelerdir belli bir ekonomiye mahkûm edilmiş; Türkiye’nin genel refahından pay almamış-alamamış bir halkı ‘kaçakçılık yapıyor’ diye suçlamak akla zarar bir durumdur. O bölgede eğer bir kaçakçılık varsa; bu sadece bugün olan bir durum değildir. Oradaki ekonomik sosyal alt yapı düzelmeden de bu insanlara ‘neden kaçakçılık yapıyorsunuz’ demenin hiçbir karşılığı, hiçbir anlamı yok. Madem 15 yıldır hükümetler; o zaman kaçakçılık sorununu orada eşit koşullar yaratarak çözsünler. Diğer yandan Kürt illerinde yaşanan bütün olayları göz önünde bulundurduğumuzda, hükümetin bu olaydan da beis duymayacağı açıktır. Bu da bu dönemin savaş politikasının bir parçası haline geldi. Ne olursa olsun; yaptığı iş kaçakçılıksa bile bunun karşılığı bombalanarak öldürülmek olmamalıdır. Bunun kanunlarda bir yeri vardır. Bir dönem bu sebeple katırları öldürüyorlardı. Bu hukuksuzluğun göstergesidir başka bir açıklaması yok. Her suçun orantılı bir ceza karşılığı vardır, bombalanmak, öldürülmek kaçakçılığın orantılı ceza karşılığı değildir.”
‘Kürt halkı katliamlarla sindirilmek isteniyor’
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise, “Sınır ticareti yaptıkları bilindiği halde böyle bir operasyonun yapılmasının tek nedeni var; Kürt halkının bir yıldır verdiği mücadeleyi sindirmeye, bastırmaya çalışmak. Fakat Kürt halkı bütün bu sindirme politikalarına karşı mücadele edecek ve asla sinmeyecektir. AKP’nin bütün savaş politikaları sonuçsuz kalacak. Direnenler, mücadele edenler kazanacak” diye konuştu.
(rt/sy)