Diyarbakır'da STK'lardan ortak çağrı
14:38
JINHA
AMED - Kürdistan'da uygulanan katliamların son bulması ve yasakların kalkmasına çağrı yapan Diyarbakır'daki 34 sivil toplum kuruluşu ve bileşenleri yarın Nusaybin ve Şırnak'a gideceklerini açıkladı.
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra ülkede yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeler ve yarattığı sorunlara dönük Diyarbakır'da bulunan tüm sivil toplum kuruluşları ortak bir basın açıklaması yaptı. Aralarında DTK, KJA, İHD, Diyarbakır Barosu, DİSİAD, Diyarbakır Ticaret Odası, KESK Bileşenleri, TMMOB, DİSK, Tabibler Odası, MEYA-DER, Göç-Der, Ekoloji Meclisleri, TUHAD-FED, Engelliler Meclisi, DİK, Mezopotamya Hukukçular Derneği, KÜRDİ-DER, Pir Sultan Abdal Derneği, DİKASUM ve daha bir çok STK'nın da imzası olduğu basın metnini İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici okudu. Türkiye ve Kürdistan'da yaşayan tüm halkların ve demokratik kesimlerin sürecin bugün yaşanan noktaya gelmesinden rahatsız olduğunu söyleyen Raci, çatışmaların sonlanması gerektiğini ifade etti.
'Barış çağrıları 'teröre destek' olarak nitelendirildi'
Raci, üç yıl boyunca bütün engellemelere ve provokasyonlara rağmen sürdürülen "çözüm süreci" nin 7 Haziran seçimleri sonrasında devleti yönetenler tarafından sonlandırılmasını eleştirerek, "Ülkemize ve halklarımıza nasıl bir ağır fatura ödettirdiği ortadadır. Türkiye ve Kürdistan'daki sağduyu sahibi bütün kişi ve kurumlar daha sürecin en başında bunu öngörmüştü. Bu öngörü ve kaygılar, zamanında ulusal ve uluslararası kamuoyu ile paylaşılmış, demokratik çözüm sürecine geri dönülmesi çağrıları sıklıkla yapılmıştı. Bizler, Diyarbakır'daki demokratik sivil toplum örgütleri olarak da kaygı ve endişelerimizi dile getirmekle birlikte, demokratik çözüm masasına dönülmesi için sistematik bir biçimde çağrılarımızı ısrarla dile getirdik. Ancak, halklarımızın ve demokrasi güçlerinin bütün barışçıl çağrıları Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AKP hükümeti ve devlet güçleri tarafından "'teröre destek' destek olarak değerlendirilerek bastırılmaya, kamuoyunun demokratik talep, çağrı ve muhalefeti yargı mekanizmaları da devreye konularak sindirilmeye çalışıldı" diye ifade etti.
'Provokasyonlara zemin hazırlandı'
2009 yılı itibariyle başlatılan siyasi soykırım operasyonları, güncellenerek ve daha da yaygınlaştırılarak toplumsal muhalefetin sindirilmeye, bastırılmaya ve yok edilmeye çalışıldığını belirten Raci, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılarak, büyük provokasyonlara zemin hazırlandığını ifade etti. 80 ve 90'lı yılların politika ve uygulamalarının günümüzde bir kez daha yürürlüğe konulmasının çıkmaz bir yol olduğunu belirten Raci, "Bu politika arayışlarının, bizzat komşu ülkelerimizdeki pratiklerde de görüldüğü gibi nasıl büyük facialar ve yıkımlarla sonuçlandığı ortadadır. İzah etmeye çalıştığımız bu sürecin ve halklarımıza karşı sürdürülen savaşın yarattığı siyasal, toplumsal, ekonomik ve psikolojik sonuçlarını telafi etmek son derece zordur. Şehirlerimiz yakıldı, yıkıldı. Gerilla, asker, polis, sivil insanlardan oluşan binlerce insan bu bir yıl içinde öldürüldü. Bunların çok büyük bir bölümü, çocuk, genç, kadın ve yaşlılardan oluşan sivil insanlardı. Tarihimizin simgeleri olan ve toplumsal hafızamızı oluşturan bütün tarihi, kültürel ve inançsal mekanlarımız yok edildi. Yok edilmeye de ne yazık ki, ısrarla devam edilmektedir" ifadesinde bulundu.
'Sivilleri güvenli bir şekilde tahliye edelim'
Raci yarın Nusaybin ve Şırnak'a gideceklerini duyurarak şunları söyledi: "Bırakın, insan hakları kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin gözetiminde sivilleri sağlıklı ve güvenlikli bir biçimde bulundukları yerden tahliye edelim. Cizre'de halkımıza yaşatılan trajediyi bir kez daha yaşamayalım. Bütün bu saldırılarla eşgüdümlü ve eşzamanlı olarak 90'lı yılların 'faili meçhul' siyasal cinayet uygulamaları devreye konuldu. Şırnak DBP İl yöneticisi Hurşit Külter 27 Mayıs tarihinde gözaltına alındıktan sonra, kendisinden günlerdir haber alınamamaktadır. Hurşit Külter'in yaşam hakkına karşı geliştirilecek herhangi bir eylemin sorumlusu başta Şırnak Valisi olmak üzere il idari yetkilileri olduğunu belirtmek istiyoruz. Bütün bu gelişmeler son derece kaygı vericidir. Biz Diyarbakır'daki sivil toplum örgütleri olarak Nusaybin, Şırnak, Roboski saldırılarını kınıyor, saldırıların bir an önce sonlandırılması ve demokratik, barışçıl müzakere sürecinin acili olarak başlatılması çağrımızı yapıyoruz" dedi.
(bc-sg/gc)