Ayla Akat: Raporun ciddi bir şekilde teşhir edilmesi gerekir
09:10
JINHA
AMED - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Neslimizi kurutma yoluna gittiler' açıklamalarına karşı kadınların tepkileri devam ediyor. KJA Dönem sözcüsü Ayla Akat, yapılan açıklamaların ve çıkarılan raporların sıradan olmadığını belirterek, "Bu rapor yarın yasalara konu edilecek bir rapordur. Devletin bu tekçi yapısı insanı ürkütüyor. Bunun ciddi bir şekilde teşhir edilmesi gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadın bedenine yönelik saldırıları, TBMM Boşanma Komisyonunun hazırladığı kadın düşmanı rapor, kadına yönelik şiddet ve kadını eve hapsetmeye çalışan politikaları KJA Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata değerlendirdi.
Kadının kaç çocuk doğuracağına hiç kimsenin karar veremeyeceğinin altını çizen Ayla, "Kürt kadınlarının doğum yapması, doğum yapma oranı ve çocuk sayısı Milli Güvenlik Kurulu masalarında tartışılmış bir konudur. Başbakan, Cumhurbaşkanı aile planlaması üzerinden güvenlik konusunu tartışarak, 'neslimizi sürdüreceğiz' diyor. Öncelikle ebeveynlerin kaç çocuk sahibi olacakları kendi kararlarıdır. Devletin, kadının kaç çocuk yapmasını salık vermesi, önce üç, sonra dört, beş çocuk yapılmasını söyleyen bir Başbakan, ardından nesli sürdürmek adına açıklama yapan Cumhurbaşkanı görüyoruz. Kadının vereceği kararın ülkenin politik gündeminde yer almasına karşıyız. Bunun altında yatan bir milliyetçi politika var. Bundan 10 gün önce boşanma komisyonun ortaya koyduğu bir rapor var. Konu boşanma değil ailenin güçlendirilmesidir. Boşanmanın ailenin bütünlüğünü bozacağı söylenmişti" ifadelerini kullandı.
'80 kadın katledildi'
"3 ayda 80 kadın katledildi" diyen Ayla, "Devlet buna çözüm arayacağı yerde yeni komisyonlar kurarak katliamları ve tacizi meşrulaştırmaya çalıştırıyor. Öz itibariyle bugün baktığımızda ülkede kadın şiddeti can alıcı bir problem haline gelmiş. Üç ayda 80 kadının katledilmesi bu ülkenin çözüm getirilmesi gerekilen en önemli sorunlardan biridir. Bunun üzerine eğilmesi gerekilirken ülkede boşanma problemi üzerine yoğunlaşıp temel gündem haline getiriliyor" dedi. Ayla, kadın hareketi olarak devletin ortaya koyduğu politikaları teşhir edeceklerine vurgu yaprak, "Komisyon hangi illere gitti, kimleri dinledi, hangi uzmanlarla görüştü bunların hepsinin teşhir edilmesi gerek. Ülkede yıllardır faaliyet yürüten kadın kurumları dinlenmemiştir. Aile kurumunun bir üyesi olan anne, eş, kadın dinlenmemiştir. Boşanan babalar dinlenmiş, yalnız kalan çocuklar platformu dinlenmiştir. Fakat tek bir mağdur kadın dinlenmemiştir. Erken yaşta evlenen erkek dinlenmiş ama kadın dinlenmemiş. Muhalif olanlar dinlenilmedi mi Hülya gülbahar dinlenildi fakat AKP milletvekillerinin ciddi bir tahammülsüzlüğü vardı" şeklinde konuştu.
'Muhalefet yoksa diktatörlük vardır'
Kürdistan ve Türkiye'de kadın hareketlerinin yıllarca bu zihniyetle savaştığını belirten Ayla,"Bizler biliyoruz ki muhalefetin olmadığı toplumlarda demokrasi yaşanmaz. Bir toplumda muhalefet yoksa orada diktatörlük vardır. Bu artık parlamentonun komisyonlarına kadar sirayet etmiştir. Kadın hareketleri yıllarca mücadele etti. En önemli kazanımlardan biri de tecavüzcüsüyle evlendirilmek istenen kadın ve çocuklar konusunda devlete geri adım attırmaktı. Tekrardan komisyon raporu ile bunun önü açılmak isteniyor. Tecavüzcüyle evlendirilecek beş yıl evli kalacak. Siz o kadının o çocuğun hayatını cehenneme çevireceksiniz. Beş yıl başarılı evlilikten sonra salı vereceksiniz. Kime göre neye göre başarılı bir evlilik olacaktır. As olan kadın hareketlerinin elde ettiği başarıyı geri elde etmesidir. Asıl mantık erkeği koruyan bir yaklaşımın olmasıdır" diye konuştu.
'Koruma altındakiler bile katlediliyor'
Kadınların devletin koruması altında olduğunda da katledildiğini anımsatan Ayla, "Bir diğer gerçeklik ise koruma kararı verilmiş kadınların katledilmesi. Öyle bir noktaya getiriliyor ki koruma kararı altındaki kadının mahkemeye güçlü deliller sunması ön görülüyor. Zaten kadın koruma altındayken bile öldürülüyorsa siz koruma kararı vermek için de ayrıca deliller istiyorsanız bu kadın karşıtı olmak demektir. Diğer yandan kadınlar mahkemede yalnız bırakılmak isteniyor. Boşanmalarda, davalarda gizlilik kararı verilmesi, arabuluculuk yapma ve tekrar evliliğin devamı sağlanmaya çalışılıyor. Kadın zaten sürekli ailede çevrede toplumda bir arabuluculuk ile karşılaşıyor. Doktora rapor için gittiğinde doktor, ifade için gittiği karakolda polis, mahkeme önüne çıktığında mahkeme arabuluculuk yapıyor. Buna rağmen kadın boşanmak istiyorsa ve mahkeme salonunda yalnız bırakılıyorsa kadına, 'senin boşanma hakkın yoktur' deniliyor" şeklinde konuştu.
Ayla, boşanma komisyonu tarafından hazırlanan raporun sıradan bir olarak değerlendirilmemesi gerektiğine işaret ederek şunları söyledi: "Yarın öbür gün yasalara konu edilecek bir rapordur. Bu rapor İslam ve Türk kültürüne uygun yapılmıştır. Fakat Türkiye çok dilli, çok inançlı bir toplum yapısına sahiptir. Devletin bu tekçi yapısı insanı ürkütüyor. Bunun ciddi bir şekilde teşhir edilmesi gerekir. En öncelikli sorunlardan biri kadın şiddetidir, buna bir an önce çözüm bulunmalıdır."
(aı-şa/dk/gc)