Roboskili annelerin artık 36 çocuğu var

09:11

JINHA

ŞIRNEX - Siyah elbiseleri ve ellerinde yitirdikleri çocukların resimleriyle olan Roboskili annelerin bir kez daha yandı yürekleri. Ellerine eklenen fotoğraflarla yürekleri katlanan anneler, "34 çocuğumuz vardı şimdi 36 oldu" diyerek failleri bulunmayan bir katliamın ardından yeni bir katliamın acısıyla yaşıyor.

Şırnak'ın Uludere ilçesinin Roboski köyünde 28 Aralık 2011'de bir kara bulut ardından yağan bombalarla kaybetti anneler çocuklarını. Annelerin düğünlerini yapacakları, okula yollayacakları, başlarını dizlerinde yatıracakları çocuklarının, savaş uçakları tarafından parçalandı bedenleri. Gözleri hep sınır yolunda olan anneler, çıkan her kervanla birlikte bir kez daha o günü, korkuyu yaşıyor. Katliamla gelen kara bulutlar Roboski semalarından hiç ayrılmazken 29 Mayıs gecesi annelerin yürekleri bir kez daha yandı. Kara elbiselerini üzerlerinden hiç çıkarmayan, gülüşleri yarım kalan o anneler, adalet isterken ellerine aldıkları fotoğraflar iki fotoğraf daha ekledi.

Artık ilerleyen yaşına rağmen hayatının ana görevi adalet mücadelesi olan annelerden biri olan ilk katliamda katledilen Hamza Encü'nün annesi Kadriye Encü, "Ben artık tüm Kürdistan şehitlerinin annesiyim" diyor. Yaşanan bombardımanın ikinci bir katliam olduğunu dile getiren Kadriye anne, "Bizlere yapılan zulümdür. Bizim çocuklarımız okul ve yaklaşan bayram harçlıkları için kaçakçılık yapmıştır, onlar ne zaman yola koyulup gitseler bizim gözümüz hep onların arkasında kalır çünkü onların başına bir şey gelir diye korkuyoruz" diyor.

"Kaçakçılık"ın dedelerinden bu yana var olduğunu vurguluyor Kadriye anne ve ekliyor; "Asla vazgeçmeyeceğiz. Sınırın ötesinde de hepsi akrabalarımızdır asal bizi engel olamayacaklar. Artık sınırlar kalksın istiyoruz çünkü hepimiz kardeşiz. Bizleri rahat bıraksınlar, topraklarımızda çıksınlar."

'34 çocuğum vardı ama bu katliamdan sonra 36 çocuğum oldu'

Adalet umudunu hep taşıdıklarını ve katliamdan sonra köye gelen Emine Erdoğan'ın verdiği sözü hatırlatan Kadriye anne, "Biz inandık. Dedik; onun da oğlu vardır bize yardım eder ama etmedi. Failler bellidir herkes biliyor. 34 çocuğum vardı ama bu katliamdan sonra 36 çocuğum oldu. Ölene kadar katillerinin peşinde koşacağım, cezalandırılana kadar" diyor.

Koruculuk dayatılıyor

Selam Encü'nun annesi Semira Encü da artık çocuklarının sayısının 36 olduğunu söylüyor. Vedat ve Yılmaz'ın diğer katliamda yaşamını yitirenlerin yanına defnedilmesine dahi izin verilmemesinin acısını yaşadığını dile getiren Semira anne, "Yılmaz Encü'nun annesi hastaneye gidip oğlunu görmek istedi ama devletin asker ve polisi tarafından engellendi. Bize çocuklarımı bile göstermeyen devletten ne bekleriz ki?" diye soruyor.

Sınırı kapatmak isteyen devletin kendilerine koruculuğu dayatmasına da tepkili olan Semira anne, kardeşin kardeşi öldürmesini kabul etmediklerini söylüyor.
"Bize bugün bu zulmü yapan Erdoğan'dan şikâyetçiyiz!" diyen Semira Encü, korkmadıklarını ve katillerin peşinde olmaya devam edeceklerini vurguluyor.

'O gün devlet katliamın faillerini bulup cezalandırsaydı…'

Konulan sınırlar tepkili olan ve kabul etmeyeceklerini söyleyen Semira Encü şunları dile getiriyor: "Onlar Kürdistan topraklarından gitsinler bu topraklar bizimdir, yeter artık, yeter. Dört yıl Roboski katliamın üstünden geçmişti ama halen failleri bulmamışlar. Biz faillerini biliyoruz o gün devlet katliamın faillerini bulup cezalandırsaydı bugün bu katliam olmazdı. Devlette vicdan olsaydı bu kadar katliam olmazdı."

'34 gencin suçu neydi?'

"Ne günahımız vardı? 34 gencin suçu neydi?" diye soran Serhat Encü'nün annesi Halime Encü de, "Bir suç söylesinler desinler ki bu 34 gencin suçu buydu. Ne hakları vardı bir bidon mazot, bir ekmek için bu gençleri parça parça etmeye ne hakları vardı? Bir bidon mazot, bir kutu sigaranın cezası nedir? Bu cezayı kesselerdi, tutuklasalardı. Ben tek kelime Türkçe bilmem, Türkiye'nin okullarını da okumamışım ama ben adaletimi, vicdanımı onlarınkine değişmem" diyor.

'Zaten içimizdeki ateş zordur'

"Yeter artık yüz yıldır bizi öldürüyorlar. Zaten içimizdeki ateş zordur" diyor ve ellerini havaya kaldırarak, artık yüreklerinin daha dazla yakılmamasını istiyor Halime Encü.
Katliamda ölenlerinin hepsinin akraba olduğunu da sözlerine ekleyen anne Halime Encü içinde yitirdiği çocuklarına dair yarım kalanları böyle anlatıyor: "Bu gençlerin damat olmasına izin vermediler, onların muratlarına ermesini engellediler, bırakmadılar düğünlerini yapalım. Kimisi nişanlıydı, altınlar alınmıştı."

(ekip/dm/dk)