12 Eylül'de fikir şimdi ise Kürt halkına dil darbesi yapılıyor!
09:03
JINHA
AMED - Kürdistan'da devreye alınan sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte 12 Eylül Askeri Darbesi'nde yaşanılanlar tekrar Kürt halkına dayatılmakta. 12 Eylül darbesinin tanıklarından yazar Sevim Korkmaz Dinç, "Devlet 12 Eylül de fikir darbesi yaptı, şimdi ise Kürt halkı üzerinde dilini unutturma darbesi yapıyor" dedi.
Geçen yıl Temmuz ayından bu yana Kürdistan'da devreye alınan sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte 12 Eylül Askeri Darbesi'nde yine Kürdistan'da yaşanan görüntüler bir bir sergilenmekte. Darbe döneminde uygulananlar bugün Kürdistan kentlerinde, ilçelerinde, mahallelerinde resmi darbe adı altında işlenmese de "sokağa çıkma yasağı" denilerek yeni sürece uyarlanıyor. Tankların cirit attığı, yurttaşların katledildiği, evlerin yakılıp-yıkıldığı Kürdistan sokaklarında, Kürtlere ve Kürtlerin yanında yer alanlara yapılan vahşet, ırkçı ve faşist uygulamalarla 12 Eylül'ü aratmayan ve üzerine eklenen soykırım saldırıları yaşanmakta. Darbe döneminin tanıklarından ve Kadın Yazarlar Derneği'nin kurucularından yazar Sevim Korkmaz Dinç, 12 Eylül Askeri Darbesi'nden bu yana darbe zihniyetinin değişmediğini belirtti. Sevim, 12 Eylül'ü yaşayan biri olarak darbe sürecinin bitmediğini görebildiğini ifade ederek, "Nedense toplumda sanki demokrasiye geçiyormuşuz gibi bir hava yaratıldı. Oysa uluslararası sermaye Türkiye'de ki çelişkiler hiçte demokrasiye geçildiğini göstermiyor. Kürt halkı üzerindeki baskılar demokrat devrimciler üzerindeki baskılar günümüzde daha çok ortaya çıkarak şiddetini artırdı. Buda bir ülkenin durumunu gözler önüne seriyor. 12 Eylül'e gelirsek artık demokrasi yok düşünce özgürlüğü yok tam bir savaş ortamı kardeşin kardeşi öldürme ortamına sürükleniyoruz nefret ekildi her tarafa, insanlar birbirlerine düşman edildi" şeklinde konuştu.
' Ana dili unutturmaya çalışılıyorlar'
Sevim, erk devletin özellikle kadın üzerinde baskılarını sürdürerek 'anadil'i unutturma çabasına girdiğini belirtti. Sevim,"Kürt halkı üzerinde kendi dilini konuşmaması üzerine büyük bir asimilasyon uygulanıyor. Bugün artık eril iktidar özellikle kadınlar üzerinde o kadar şiddetli ki kendi dilimizi unuturdu kendi benliğimizi unuturdu. Gelecek için gerçektende korkuyorum mecliste en son dokunmazlıkların kaldırılması CHP'nin AKP'yi desteklemesi bizim bildiğimiz ama halkın hiç tahmin etmeyeceği bir durumdu. CHP düne kadar hep AKP'yi eleştirerek HDP'yi desteklediğini söylerdi. CHP bu tavrı ile çok önceden gelen milliyetçi o İslami çizgisini göstermiş oldu" diye kaydetti.
'Medya hükümete çalışıyor'
Havuz medyasının yaşanılan katliamı batıya yanlış bir şekilde aktardığını ve halkın bunca olanlara sessiz kaldığını söyleyen Sevim, "Batıdan olaya kendi açımızdan baktığımızda bunu görebiliyoruz: halk yığınları bugün televizyonun yanlı yayınlarına esir olmuş durumda 4 büyük televizyon zaten hükümete bağlı olarak çalışıyor. Buradan gerçekleri görmek mümkün değil, orada her gün söylenen haberler ekrana getirilen cenazeler tek yanlı anlatılıyor. Terör olayı varmış gibi lanse ettiriliyor. Bu da halklar arasında düşmanlık yaratıyor. En büyük istediğim bir an önce barış ortamının kurulması. Kürsüde ifade özgürlüğünün herkes için uygulanması gerekir ama bakıyoruz ki sadece iktidar için uygulanıyor diğerleri için uygulanmıyor" şeklinde ifade etti.
'Fikir darbesi uygulandı'
Türkiye'de yapılan darbelerin birbirinin devamı olduğuna dikkat çeken Sevim, "12 Eylül darbesi aslında o günden bugüne adım adım uygulamaya konuldu, fikir darbesinden önce uygulanmaya başlandı. Toplumsal üretim ilişkileri her şeyi belirler, var olan zenginliklerimizi uluslararası peşkeş çekmesi onların buraları iyice hakimiyet altına alınması istedikleri gibi Ortadoğu politikalarını ve buradan uzanarak da dünya politikasını sömürge haline getirme istekleri vardır. Bunu da kendilerine yandaş hükümetler aracılığıyla militarizme dayanarak zora ve güce dayanarak yapmaya çalıştılar. Geldiğimiz aşamada bunu artık gizleyemiyorlar bu gücü istedikleri gibi kullanıyorlar. Bunun karşısında halkların birlik olmasını örgütlenmesinden yanayım sadece Türkiyeli halkların değil dünyada ezilmiş halkların ve kadınların da birlikte mücadele etmesinden yanayım ancak böyle örgütlü güç başarır" dedi.
(aı/dk)