Ayten'in özgürlük mücadelesini annesi büyütecek
09:08
JINHA
ŞIRNEX - Silopi'de 24 Mayıs'ta polisler tarafından ilçe girişinde katledilen YPS'li Ayten Tanrıverdi'nin çocuk yaşta başladığı mücadele ile anılmaya devam ediyor. Ayten, cesaretiyle hatırlanırken onun ardından annesi Fatma Tanrıverdi de mücadeleyi büyütme sözü veriyor.
Şırnak'ın Silopi ilçesine bağlı Xezaye köyü yakınlarında 24 Mayıs günü bir araç içerisinde polisler tarafından katledilen iki YPS üyesinden biri olan Ayten Tanrıverdi (Sozdar Xînreş) çocuk yaştan itibaren sahip olduğu cesaretiyle tanınıyor. 16 yaşında iken halkının mücadelesine gönül veren Ayten, yönünü dağlar çevirir ve ardından DAİŞ çetelerinin Şengal'e yönelik saldırıları döneminde Êzidî kadınlarla birlikte DAİŞ'e karşı mücadele yürütür.
Barış annelerinin mücadelesiyle yükselen bir direniş
Ayten Tanrıverdi, Barış Anneleri İnisiyatifi'nde yer alan annesi Fatma Tanrıverdi'nin yürüttüğü mücadele sırasında çocuk yaşta olmasına rağmen kendisini geri çekmeye çalışan annesine tüm kadınların özgürlüğü için mücadele ettiğini anlatır. Akrabaları tarafından da "Cesaretiyle erkekleri kıskandıran bir kadın" olarak hatırlanır.
'Önderlik Kürt kadınına inanarak savaşmayı öğretti'
2014 Ağustos ayında DAİŞ'in Êzidî halkının kutsal toprağı Şengal'i işgal etmesiyle "Şengal'i özgürleştirme" hamlesine katıldığı süreçte bir gazeteciye verdiği röportajda "Önderlik özgürleşirse, tüm Kürdistan halkı özgürleşecek. Şengal halkı ve kadınları için buradayım, çünkü Kürt kadınına geleceği için inanarak savaşmayı Önderlik öğretti" sözleriyle kararlığını bir kez daha dile getirdi.
'Ayten benim en iyi yoldaşımdı'
"Ayten benim en iyi yoldaşımdı" sözleriyle kızını anlatan anne Fatma Tanrıverdi, kızının en büyük özelliğinin haksızlığın karşısında cesaretle durması olduğunu söyledi. Anne Fatma, kızının cesaretini şöyle anlattı: "Nerede yanlış giden bir şey varsa o gider yanlışın karşısında durur ki herkese onu bu cesaretli davranışlarıyla tanıdı. Onun tek işi hedefi özgürlük için çalışmaktı. Bir anne olarak onu hep kendimden uzak tutmaya çalışırdım, ama Ayten ısrarla gittiğim taziyelere, basın açıklamalarına gelirdi. Onu uzak tutamazdım, çünkü inandığı şeylerin peşinden giden bir insandı. Karşılaştığımız tüm zorluklarda dağ kadar büyük yüreğiyle benim elimden tutar bana cesaret verirdi."
'Girdiği her işi başarıyla bitirdi'
Kızının asla yerinde duramayan bir kadın olduğunu belirten anne Fatma, " Ona şart koştuğum tek bir şey vardı, o da geceleri eve gelmesiydi. Ben diğer çocuklarımı da böyle yetiştirmeye çalıştım ama Ayten hepsinin içinde bambaşkaydı. Oturmak ona göre bir iş değildi, evde 5 dakika oturamazdı, hep bir telaşı varmış gibi yaşardı hayatı. Bazen akşamları eve gelince nasihat etmeye çalışırdım bu kadar çok çıkma derdim Ayten bana 'Daye kötü bir iş yapmıyorum ki ben onurlu bir yoldayım. Bütün kadınlar için senin için kuzenlerim kardeşlerim için çalışıyorum' diyerek beni ikna ederdi. Bazen erkeklerin yapamayacağı işlerin yüklerin altına girerdi, ben inanamazdım başaracağına ama başarıyla altından kalkardı" şeklinde konuştu.
'Onurlu bir barıştan başka hiçbir dileğim yok'
Anne Fatma, "Kavgacı bir kişilikti benim kızım inandığı bir düşünceyi kabul ettirmek için gerekirse günlerce kavga ederdi. Bazen dışarıda öğrendiği yeni bir şeyi hemen gelir kız kardeşlerini, kuzenlerini toplar bahçeye onlara anlatırdı. Ayten bunları yaptığı zaman ben uzaktan izler, sanki karşımda bir çocuğu değil de büyümüş bir kadını görürdüm. İçten içe gurur duyardım onunla" sözleriyle anlattı.
Kızının mücadelesini büyütme sözü veren anne Fatma, yaşamının son anına kadar barış mücadelesi yürüteceğini söyledi.
(ekip/dm/mg)