Meral Çiçek: Özgürlük mücadelemizin önüne geçilemeyecektir
09:10
Şengar Bradost/JINHA
SİLÊMANÎ - Kurumlarına yönelik KDP güçleri tarafından yapılan baskını kınayan REPAK Temsilcisi Meral Çiçek, "Kurumların kapatılmasıyla, kadın aktivistlerin gözaltına alınmasıyla, tutuklanmasıyla Kürt kadınının özgürlük mücadelesinin önüne geçilemeyecektir. Bu temelde bizde REPAK olarak çalışmalarımızı çok daha güçlü ve etkili bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz" dedi.
Kürt Kadın İlişkiler Merkezi (REPAK) Temsilcisi Merak Çiçek, KDP güçleri tarafından Federal Kürdistan Bölgesi'nin Hewlêr kentinde bulunan kurumlarına yönelik yapılan baskını değerlendirdi. REPAK'ın 2014 yılının Mart ayında kurulduğunu belirten Meral, "Somut bir ihtiyaçtan dolayı kuruldu. Bizler dört parça Kürdistan, Avrupa gibi yerlerde Kürt kadınları arasındaki birliği daha fazla güçlendirmek ve bunun yanı sıra Ortadoğu olmak üzere Kürt kadın özgürlük mücadelesini, direnişini, kazanımlarını, ideolojisini dünya kadınlarıyla paylaşmak için yola koyulduk. Merkez olarak Hewlêr'i seçmiştik ve iki yıla aşkın bir süredir burada çalışmalarımızı yürütüyoruz. Özellikle DAİŞ'in Başura yönelik saldırıları ile birlikte gerek gazeteci, gerek kadın heyetleri ve gerekse de insan hakları örgütlerinin bilgi almak için başvurduğu temel bir adrese dönüştük" dedi.
'Çok sayıda uluslararası organizasyonda yer aldık'
Son iki yıldır çok sayıda kadın heyetinin de REPAK ile irtibat kurduğunu kaydeden Meral, "Heyetler mülteci kamplardaki Êzidî kadınlarla görüşmekten tutalım Şengal ve Rojava'ya gidişlere kadar, Kürt kadın hareketi ile buluşmak, DAİŞ tarafından alıkonulan kadınlar hakkında bilgi sahibi olmak için REPAK'a başvuruyorlar. Bununla birlikte REPAK aynı zamanda yurtdışında Kürt kadın hareketinin mücadelesini tanıtma, anlatma, ilişkiler sağlama gibi hedefler doğrultusunda çok sayıda uluslararası organizasyonda da yer aldı. Farklı farklı konferanslara konuşmacı olarak katıldı ve yine uluslararası oluşumların içerisinde bizzat yer aldı. En son Nepal'de yapılan Dünya Kadın Konferansı'nda kurumsal kimliğimiz ile yerimizi aldık. REPAK'ın çalışmaları ağırlıklı bu yöndedir" şeklinde konuştu.
'Ağır silahlarla kanun dışı bir baskın gerçekleştirildi'
Çok sayıda basın enformasyon çalışmalarını da yürüttüklerini dile getiren Meral, Kürdistan'ın dört parçasından Ortadoğu ve dünya ülkelerine kadar Kürt kadın mücadelesini aktarma ve merak edilen sorulara yanıt verme biçiminde bir çalışma yürüttüklerini sözlerine ekledi. REPAK'ın bu anlamıyla önemli çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Meral, baskına yönelik ise, "Kurumumuz Kürdistan Bölge Hükümeti yasalarına göre kurulmuş resmiyete sahiptir. Aynı zamanda orada çalışan bütün arkadaşlarımız resmi olarak kayıtlıydı. Dolayısıyla hukuksal açıdan yada yasal açıdan herhangi bir boşluk söz konusu değildi. Baskın ağır silahlı asayiş güçleri tarafından gerçekleştirildi. Bu baskında ısrarlı sorularımıza rağmen hiçbir şekilde bize baskının gerekçesi anlatılmadı. Zaten sormamıza rağmen hiçbir belge, hiçbir doküman bir kimlik gösterilmedi. Tamamen keyfi bir baskındı. Siyasi, kanun dışı gerekleştirildi. Ortada böyle yasalara dayandırılabilecek herhangi bir sebep yok bu baskında" şeklinde anlattı.
'Kimliklerimize telefonlarımıza el konuldu'
REPAK'ın ağır silahlı erkekler tarafından basılmasına ilişkin düşüncelerini aktarmaya devam eden Meral sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz zorla kurumumuzdan götürüldük kimliklerimize, telefonlarımıza el konuldu. Hiç kimseye haber vermemize izin verilmedi. Buda ayrıca bir hak ihlalidir. Ve sonradan Hewlêr'de karakola götürüldük devamında ise kentin dışına bırakıldı ve bize 'bundan sonra Hewlêr'e giremezsiniz' dendi. Tabi buda kendi başına ilginç bir noktadır çünkü biliyorsunuz kısa bir süre önce Sykes-Picot antlaşmasının yüzüncü yıl dönümüydü. Özellikle antlaşmanın yıldönümü ile birlikte Kürdistan'da oluşturulan suni sınırlar çok daha fazla gündeme getirildi. Bizde şu görüşteyiz: Kürt halkının ve özgürlük hareketinin mücadelesi sonucunda bu sınırlar anlamsızlaşmıştır. Ama bununla birlikte aynı şeyi söyleyen, bu sınırların artık manasız olduğunu geçersiz olduğunu söyleyen bir siyasi güç, Kürdistan'ın bir parçasında yeni bir sınırlar yeşertmeye çalışıyor. Yeni sınırlar oluşturuluyor."
'Kürtler seslerini yükseltmeli'
Bu tür yaklaşımlara karşı Kürt halkının seslerini yükseltmeleri gerektiğini kaydeden Meral, "Kürtlerin her zamankinden daha fazla ulusal birliğe ihtiyaç duyduğu bir süreçte bir siyasi gücün, bir partinin gelip Kürdistan'ın bir parçasını tekrar bölmesi, burada bölücülük geliştirmesi, burada parçalılığı derinleştirmesi hiç kimsenin faydasına değildir. Bu olsa olsa dış güçlerin faydasına olabilir. Dolayısıyla bu tarz yaklaşımlar kesinlikle hiçbir şekilde ulusal birlikle bağdaşmıyor" dedi.
'Aynı kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz'
REPAK olarak çalışmalarını sürdüreceklerini dile getiren Meral, çalışmaların her yerde daha güçlü bir şekilde sürdürüleceğinin altını çizdi. REPAK'ın aynı kararlılıkla daha etkili bir şekilde çalışmalarını devam ettireceğini yineleyen Meral, kadın, insan hakları ve sivil toplum örgütlerinin, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan herkesi yaşanan durum karşısında tavır sergilemeye çağırdı. "Çünkü bu saldırı sadece bizim kurumumuza karşı geliştirilmiş bir saldırı değil bu saldırı aynı zamanda son süreçte KDP güçleri tarafından Duhok, Zaxo, Hewlêr gibi merkezlerde kadınlara karşı geliştirilen saldırıların bir devamı olarak okumak gerekiyor" diyen Meral, KDP'nin baskılarına karşı sessiz kalınmaması gerektiğini belirtti.
'Özgürlük mücadelemizi engelleyemeyecekler'
Son süreçte özellikle son iki ay üç ay içerisinde KDP'nin denetimi altında bulunan bölgede çok sayıda kadın aktivistin gözaltına alındığını ve tutuklandığını ifade eden Meral son olarak şunları söyledi: "Gerek Rojava'dan dönen, gerek Şengal'den dönen gerek bölgede siyasi ve kadın çalışması yürüten kadın aktivistler siyasi baskılarla karşı karşıyalar. Yoğun hak ihlalleri söz konusudur. Bu şekilde kadın özgürlük mücadelesinin önünün alınabileceği düşünülmektedir. Eğer öyle düşünülüyorsa bu bir yanılgıdır. Bugün 21'inci yüzyılın başında Kürt kadınların özgürlük mücadelesi ve direnişi bütün dünya kadınlarına büyük bir ilham kaynağı iken, büyük bir hayranlıkla takip edilirken, Kürdistan'da bunun etkilerinin önüne geçilmesi mümkün değil. Kurumların kapatılmasıyla, kadın aktivistlerin gözaltına alınmasıyla, tutuklanmasıyla bunun önüne geçilemeyecektir. Ve bunun da bilinmesi gerekiyor. Bu temelde bizde REPAK olarak çalışmalarımızı çok daha güçlü ve etkili bir şekilde yürüteceğiz."
(mg)