Kıbrıslı kadınlardan Tayyip'in söylemlerine tepki
09:05
JINHA
İSTANBUL- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadınlara yönelik cinsiyetçi ifadelerini değerlendiren FEMA aktivisti Fezel Nizam, Kıbrıs'taki kadınların da bedenine müdahale edildiğini belirterek, "Kıbrıslı Türklerin ada üzerindeki nüfusunun az olduğunu gerekçe göstererek '3 de yetmez, daha çok çocuk' söylemlerine maruz kalmamıza neden oluyor" dedi.
Geçtiğimiz günlerde kadınlara doğum kontrol üzerine 'tavsiyeler' veren, hemen her konuşmasında kadın erkek eşitliğine inanmadığını dile getiren ve son olarak da "Anneliği reddeden kadın yarımdır" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadın düşmanı söylemlerine bir tepki de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden geldi. Kıbrıs'ta yaşayan kadınların mücadele alanlarından biri olan Feminist Atölye ( FEMA) aktivisti Fezel Nizam, hem Tayyip'in sözlerine tepki gösterdi hem de bu tür cinsiyetçi söylemlerin Kıbrıs'ta yaşayan Türk kadınlar üzerindeki etkisini değerlendirdi.
Fezel Nizam öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar dile getirdiği fazla sayıda çocuk doğurmaya, kürtajın yasaklanmasına, doğum kontrol yöntemlerine müdahaleye ve son olarak da çocuk doğurmayan kadınların "yarım" olduğuna yönelik açıklamalarının kadın bedeninin bir "kuluçka makinesi" gibi tasavvur edilmesine neden olduğunu belirtti.
'Kadınların aşağılanması gibi yaklaşımlar…'
"İleri sürülen ideolojik yaklaşımlar kadın bedenini, 'düşman milletler' arasındaki 'nüfus savaşlarının' bir aracı haline getirir" diyen Fezel, "Vatanı 'düşman' saldırılarından korumak için askerlere, neo-liberal politikaların hayata geçirilmesi için ise ucuz emek piyasasına hizmet edecek işçilere ihtiyaç duyulur. Bu bağlamda devletler, gerekli insan gücünü sağlamak için kürtajın yasaklanması, çocuk doğurmanın teşvik edilmesi, anneliğin yüceltilmesi ve çocuk sahibi olmak istemeyen kadınların aşağılanması gibi yaklaşımlar geliştirir. Söz konusu yaklaşımlar hem kadın cinselliğini kontrol altında tutar hem de doğurganlık haklarının yok sayar" şeklinde konuştu.
'Kıbrıslı kadınların da bedenine müdahaleyi kapsıyor'
Milliyetçi, muhafazakâr ve militarist ideolojiler temelinde şekillenen yönetimlerin, kadın bedenini nesneleştirerek, edilgen bir konuma getirdiğini ifade eden Fezel, Türkiye'nin yaklaşımlarının ada üzerindeki kadınları da etkilediğini vurguladı. Fezel, Türkiye Cumhuriyeti yönetimlerinin geçmişten bugüne Kıbrıslı Türklerle eşit siyasi ilişkiye dayanmayan, otoriter ve eril bir dil ile temellendirilen bir politika yürüttüğünü ifade ederek, "Bu yaklaşımlar ve Erdoğan'ın söylemleri Kıbrıslı Türk kadınların da bedenine müdahaleyi kapsıyor. Kıbrıslı Türklerin ada üzerindeki nüfusunun az olduğu gerekçe gösterilerek '3 de yetmez, daha çok çocuk' söylemlerine maruz kalmamıza neden oluyor" dedi.
'Türkiyeli kız kardeşlerimizle dayanışma içindeyiz'
"Bizler kuluçka makinesi değil kadınız! Doğurup doğurmayacağımızı, bunun zamanını, kürtaj kararını veya doğum kontrolü ile ilgili kararları kendimiz alabiliriz" diyen Fezel, "Erdoğan'ın planlarına alet olmayı redderken, Türkiyeli feminist kız kardeşlerimizle dayanışma içinde özgürlüğümüz için mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
(ck/gc)