'Yüksekova'da kadın ve mücadele bilinci yok edilmeye çalışılıyor'
09:47
JINHA
COLEMÊRG - Yüksekova'da yasağın kaldırılması ile birlikte ilçede incelemelerde bulunan MHD avukatlarında Harika Günay Karadaş, "Yapılmak istenen buranın insansızlaştırılması. Ve aslında bunun alt metni de kadın bilincinin, mücadele bilincinin bu topraklarda yok edilmeye çalışılması olarak değerlendirilebilir. Bu sorun tüm insanlığı ilgilendiren bir sorundur. Bununla ilgili çevre illerden, demokrat ve insani boyuttan düşünen tüm kesimlerden kesinlikle destek sunması gerekiyor" dedi.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 79 gün süren abluka ve sokağa çıkma yasaklarının ardından, halk ilçeye dönmeye başlarken, hukukçular da yaşanan halk ihlallerini raporlaştırmak için incelemelerde bulunuyor. Yasağın kaldırıldığı ilk günden Yüksekova'ya gelen Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) avukatları, mahallelerde halk ile bir araya gelerek incelemelerini sürdürüyor. MHD Yüksekova temsilcisi Harika Günay Karadaş, Yüksekova'da 13 Mart'ta ilan edilen sokağa çıkma yasakları ile insanların temel yaşam haklarının ihlal edildiğine dikkat çekerek, yasak boyunca hak ihlallerinin sistematik olarak devam ettiğine işaret etti. Zorla göç ettirilen halkın sağlık imkanlarına ulaşmakta zorlandığını belirten Harika, "İnsanların sağlık hakkında ihlaller çok fazla yaşandı. Çocuklar ve gençler için önemli bir hak olan eğitim hakları ellerinden alındı. Zaten yasaktan öncede fiili olarak da keyfi olarak yasak ilan edilmişti. Çocukların okula gitmesi de böyle engelleniyordu. Sokağa çıkma yasakları ile birlikte çocukların eğitim hakkı tümden engellendi. Şuanda yasak kalktı ama tam olarak kalkmış değil gecenin belirli saatlerinde yasak devam ediyor" şeklinde konuştu.
'Savaşlarda en fazla zarar gören kadındır'
Yüksekova'da halkın evlerinin yakılması ve yıkılmasından dolayı evlerine dönemediklerinin altını çizen Harika, hasar tespiti yapan Doğu Anadolu Belediyeler Birliği ve TMOOB ile birlikte çalışmalara katıldıklarını söyledi. Harika, ilk tespitlerine göre 7 binden fazla binanın hasar gördüğünü 50 bin hanenin de oturulmayacak durumda olduğunu ifade ederek, dıştan zarar görmeyen evlerin içlerinin yakıldığını kaydetti. Yasağı ilan eden valiliğin hukuksal olarak yetkisi olmadığına da değinen Harika, "Valilik hukuka aykırı bir emir verdi, devletin kolluk kuvvetleri ve yeni yeni adlarını duvara yazdıkları yazılar ile öğrendiğimiz JÖH ve PÖH'ler de buna iştirak ettiler. Topyekûn savaşın katliam boyutuna da onlar imza attılar. Tüm savaşlarda ve militarizmde en fazla zarar gören kadındır. Yüksekova ve diğer yerlerde de birebir tanıklık ediyoruz. Çünkü toplumsal cinsiyet rolleri ile dayatılan bir kadınlık var. Bunun ile birlikte bütün bir yükün kadına yüklendiğini görebiliyoruz. Bunun travmatik bir boyutu var. Bu savaşlar yeni olmadı. Kürt halkı üzerinde yüz yıllardır sürdürülen bir savaş var. 1924 Anayasası ile kurumsallaşan faşizm en fazla kadınları etkiliyor. Bunu duvarlara yazılan cinsiyetçi ve eril dilden anlayabiliyoruz. Devlet erkek olduğundan ahlakı da erkektir" dedi.
'Travma yüzyıllardır nesilden nesile aktarılıyor'
Yürütülen savaşta kadın bedeni üzerinden mesaj verilmesinin Yüksekova'da da yaşandığına dikkat çeken Harika, yaşatılan travmanın yüzyıllardır nesilden nesile aktarıldığını ve sokağa çıkma yasakları ile birlikte tekrar gün yüzüne çıktığını vurguladı. Harika, Yüksekova'da en fazla yıkımı Cumhuriyet ve Güngör mahallelerinde tespit ettiklerini belirterek, "Sokakta gördüğümüz kadınların çoğunda 'bundan sonra ne yapacağız. Çocuklarımızı ne yapacağız' gibi soruları ile karşılaşıyoruz. Karşılaştığımız kadınların çoğu 90'larda da köylerinden göç ettirilen evleri yakılanlardır aslında. Ancak toplumsal olarak el ele verilirse onlara yardım edilebilir. Zaten devletin iyileştirme adına yaptığı hiç birşey yok şimdilik. Bu travmanın atlatılması için zaman gerekecek" ifadelerinde bulundu.
'Çocuklar küçük yaşta devletin şiddetine tanıklık etti'
Kadınların yaşadıkları sıkıntılara da değinen Harika, Yüksekova Devlet Hastane'nde jinekoloji uzmanının olmadığını söyledi. Yasak ile birlikte hastaneye askeriye ye ait doktorların getirildiğini kaydeden Harika, "Şu anda da kadın ve çocuk hastalıkları konusunda uzman yok maalesef. Yaşanan bu kıyım ve katliamdan sonra sağlık hakkı da ihlal edildi. Çocukların oyun ve yaşam alanları yerle bir edilmiş durumda. Çocuklar bu yıkıntıların arasında yaşanan travmaya da tanıklık ediyorlar. Çocuklar daha iki üç yaşında devletin şiddetine tanıklık etmiş oldular. Şuan da olmasa bile ileride sağlık sorunları baş gösterecektir. Çünkü halen patlamalar devam ediyor ve bunlar ile kimyasal gazı ortalığa saçılıyor. Her kes de o havayı soluyor. Yıkıntılardan dolayı muazzam bir toz bulutu hakim her tarafta. Çocukalar yetişkinlere nazaran çok fazla etkileniyor bu havadan. Bunun için yapılan bir önlem yok. Patlayıcıların nerde olduğuna dair bir önlem ve engelleme yok. Yakın mesafede patlamalar yapılıyor. Bunların önüne geçilebilecekken yapılmıyor. Bunlar yaşatılmak istenen kötü koşulların devamıdır" diye konuştu.
'İlçe insansızlaştırılmaya çalışılıyor'
Yüksekova'nın insansızlaştırılmaya çalışıldığını ifade eden Harika, ilçeye giriş çıkışlarda halkın saatlerce bekletilmesini örnek göstererek şöyle devam etti: "Yıkılan bombalanan yerlerin yapımı için hiç bir çalışma yok. Bu sebepten halkın gelip yaşayabileceği bir yerde yok. Konteynır ve çadır kente valilik sıcak bakmadığını açıkladı. Yapılmak istenen buranın insansızlaştırılması. Ve aslında bunun alt metni de kadın bilincinin, mücadele bilincinin bu topraklarda yok edilmeye çalışılması olarak değerlendirilebilir. Bu sorun tüm insanlığı ilgilendiren bir sorundur. Bununla ilgili çevre illerden, demokrat ve insani boyuttan düşünen tüm kesimlerden kesinlikle destek sunması gerekiyor."
'Gıda ve sağlık yardımları yetersiz'
Yasak kaldırılalı bir hafta olmasına rağmen ilçeye gıda ve sağlık yardımlarının yetersiz olduğuna dikkat çeken Harika, halkın psikolojisi ile ilgilenmesi için konusunda uzman kişilerin de ilçeye gönderilmesi gerektiğini belirtti. Son olarak da duyarlı kesimlere çağrıda bulunan Harika, "Burada yaşanan sorun kendi kimliğine sahip çıkabilme, ayakta durabilme ve mücadele edebilme sorunudur. Bu mücadeleyi verdiği için bedel veren bir halkın sorunudur. Faşizme karşı direnemeyenler faşizmin zindanlarında buluşurlar. Faşizmin zindanlarında buluşmamak ve özgür alanlarımızı yarabilmek için birlikte olmamız gerekiyor" ifadeleri ile sözlerini noktaladı.
(ekip/mg)