'Yarım aklımızla değil, kadınlığımızla Çilem'e özgürlük istiyoruz'
10:34
JINHA
ADANA - Kendisine şiddet uygulayan Hasan Karabulut'u özsavunma hakkını kullandığı sırada öldürmek durumunda kalan Çilem Doğan hakkında açılan davanın görülecek karar duruşması öncesi Adana Kadın Platformu Adana Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, "Yarım aklınızla değil tüm kadınlığımızla Çilem Doğan'a özgürlük istiyoruz şiarıyla öz savunmasını yapan Çilem'i yalnız bırakmıyoruz" dedi.
Kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Hasan Karabulut'a karşı özsavunma hakkını kullandığını sırada öldürmek durumunda kalan Çilem Doğan hakkında açılan davanın Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün karar duruşması görülecek. Duruşma öncesi aliye önünde bir araya gelen Adana Kadın Platformu basın açıklaması gerçekleştirdi. "Yarım aklımızla değil, kadınlığımızla Çilem Doğan'a özgürlük istiyoruz" pankartının açıldığı açıklamada sık sık "Aile değil kadınız isyandayız", "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Çilem Doğan'a özgürlük" ve "Kadın kadındır yarım silindir" sloganları atıldı. Çevre illerden de çok sayıda kadın örgütü ve kurumlarından kadınlarında katıldığı açıklamada konuşan Adana Kadın Platformu'ndan Derya Çiçeknar, "Meşru müdafaa hakkını kullandığı için yargılanan Çilem Doğan'ın karar duruşması bugün saat 10.00'da Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Biz kadınlar, 'Yarım aklınızla değil tüm kadınlığımızla Çilem Doğan'a özgürlük istiyoruz' şiarıyla öz savunmasını yapan Çilem'i yalnız bırakmıyoruz" dedi.
2015'in Temmuz ayında Çilem'in öfkesini tüm kadıların duyduğunu belirten Derya, Çilem'in o tarihi ve kadın belleğine işleyen "Hep kadınlar mı ölecek, biraz da erkekler ölsün" sözlerini anımsattı. Derya, özsavunma kullanan Nevin'in, Yasemin'in, Fatma'nın ve daha pek çok direnen kadının öfkelerini de duyduklarını anımsatarak, "Artık daha fazla kadın erkek şiddetine, baskıya ve toplumdaki patriyarkal denetime karşı mücadele ediyor. Daha fazla kadın öfkeleriyle erkek şiddetine direniyor ve kadın mücadelesini güçlendiriyor" şeklinde konuştu.
'Hep erkekler mi öldürecek'
Kadınların erkek şiddetinin her türlüsüyle mücadele etme yollarını geliştirdiğine dikkat çeken Derya, "Türlü türlü savunma yöntemleri öğreniyor, canımıza tak ettiği noktada ise hayatlarımızı kontrol altında tutanlara karşı isyan ediyoruz. Şimdilerde, kadınların hayatlarına sahip çıkma hikâyelerini daha çok duyar olduk. Daha dün Konya'da yaşayan Havva, kendisini darp, şantaj ve tehdit yoluyla birlikte olmaya zorlayan Mehmet Ok adlı kişiyi apartman girişinde tabancayla öldürdü. Ordu'da yaşayan 60 yaşındaki Semra, Recep Öz'ü şiddetli geçimsizlik nedeniyle bıçaklayarak öldürdü. Semra'nın ilk ifadesinde 'Hep erkekler mi öldürecek, biraz da kadınlar öldürsün. Ben onu öldürmeseydim o beni öldürecekti' yer aldı" dedi.
Şiddet uygulayan erkekler engellenmediği için kadınların kendilerini korumak adına şiddete başvurmak zorunda kaldıklarını söyleyen Derya, "Kadınların erkek şiddetine karşı çaresiz bırakıldığı erkek egemen sistemde, kurumsallaşan şiddeti reddeden kadınların kendini kurtarmak adına yaptığı her savunma bir meşru müdafaadır ve bu tavrın hukuktaki karşılığı cezasızlık olmalıdır! Bu bir kahramanlık hikayesi değil, direniş hikayesidir. Meşru müdafaa yapan tüm kadınlara beraat istiyoruz" diye konuştu.
'Kendi adaletini arayan kadınların yaptığı meşru müdafaadır'
Çilem Doğan'ın kendini savunmaması halinde 'kocası' tarafından öldürüleceğinin altını çizen Derya, "Bizler ise bir kadın cinayeti davasında, erkek şiddetinin cezalandırılması için duruşma salonunda olacaktık. Oysa şimdi, Çilem ile dayanışmak; bunun meşru müdafaa olduğunu haykırmak için duruşmada olacağız. Çilem gibi, sürekli saldırısına maruz kaldığı tecavüzcüyü öldüren Nevin gibi, Havva, Semra, Yasemin, Fatma gibi, erkek şiddetine direnen, bu şiddetin yarattığı alternatifsizlik içinde kendi adaletini arayan kadınların yaptığı meşru müdafaadır" seklinde konuştu.
Erkek devlet akıllarıyla kadın bedeni üzerinden politika yapılmaya devam edildiğinin altını çizen Derya, "Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı bir konuşmada salondaki kadınlara ve kız çocuklarına 'anne adayı' diye seslendi, doğum kontrolü yöntemlerinin kullanmaması gerektiğini söyledi. Yine geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) yeni hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada 'Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkar ediyor demektir. Bu benim samimi düşüncemdir. Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun, özgünlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır, eksiktir, yarımdır' dedi" diye konuştu.
Bu hayat sizin değil bizim!
Kadınlar olarak başka bir hayatın mümkün olması için yıllardır mücadele ettiklerini vurgulayan Derya, "Hayatlarımıza farklı şekillerde her gün, her an sahip çıkıyoruz. Ve şimdi bize nasıl yaşamamız gerektiğini dikte edenlere, erkeklere, devlete, iktidara, cumhurbaşkanına bir çift sözümüz var: Bu hayat sizin değil, bizim! Ve bir kez daha diyoruz ki: Erkek adalete direniyoruz, annelik kariyer değil, aileniz kaderimiz değil, kızlı erkekli oturuyoruz, 3-5 çocuk doğurmuyoruz, kürtaj oluyoruz, itaat etmiyoruz, hayatımıza sahip çıkıyoruz" dedi.
Açıklama kadınların marşları ve zılgıtları ile son buldu.
Açıklama ardından Çilem Doğan'ın duruşmasını izlemek üzere Adliyeye girmeye çalışan kadınlar slogan attıkları gerekçesi ile güvenlik görevlileri tarafından keyfi olarak engellendi. Kadınların Adliyeye alınmamasına içeride bulunan kadınlar sloganlarla tepki gösterdi.
Kadınların adliye önünde verdiği mücadele sonrası, adliyeye giriş gerçekleştirildi. Mahkemenin başlaması bekleniyor.
(sg-fz/dk)