'Kadın bedenine müdahaleye karşı mücadele edeceğiz'

12:14

JINHA

AMED - DBP 4'üncü Olağanüstü Kongresi'nden sonra ilk PM toplantısı gerçekleşti. Eş Genel Başkan Sebahat Tuncel, Tayyip Erdoğan'ın kadınlara dönük söylemlerine de tepki göstererek, "Kadınların kahkahasından tutun da kaç çocuk doğuracağına veya doğurup doğurmayacağına kadar karışan bir Cumhurbaşkanı gerçekliğimiz var. Biz bunu kabul etmiyoruz ve buna karşı da mücadele ediyoruz, edeceğiz" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) gerçekleştirdiği 4'üncü Olağanüstü Kongresinden sonra ilk Parti Meclis (PM) toplantısını DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve PM üyelerinin katılımıyla DBP Diyarbakır il binasında bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu'nda gerçekleştirdi. Toplantı öncesi kamuoyuna değerlendirmelerde bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, toplantıya DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in eksikliğiyle başladıklarını ama avukatları aracılığıyla toplantıda önerilerini paylaştıklarını ifade etti. Sebahat demokratik siyaset üzerindeki baskıların en çok DBP üzerinden yürütüldüğünü belirterek, "Kürdistan'da AKP eliyle devreye konulan çöktürme planları halkın direnişi ve DBP'nin mücadelesiyle boşa çıkarıldı. DBP Eş Genel Başkanının tutuklanması da bu baskıların bir sonucudur. Kamuran Yüksek'in tutuklanması mevcut anayasaya bile aykırıdır. AKP faşizmi karşısında direnen herkes tutuklama furyalarıyla baskı altına alınmak isteniyor. Buna karşı DBP olarak direneceğimizi, mücadelede kararlı olduğumuzu gösterdik" diye konuştu.

'Artık Tayyip Erdoğan darbesi var'

7 Haziran seçimlerinin yıldönümünde Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıkların kaldırılmasını onayladığına işaret eden Sebahat, "7 Haziran'ın dün yıl dönümüydü. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün darbe yasasını onayladı. HDP 80 milletvekiliyle meclise giderek, halkta büyük umut oluştu. 'Masa da yok, taraf da yok' sözüne karşı 7 Haziran'da halkın ortaya koyduğu irade çok önemliydi. Türkiye halkı büyük bir umuda kapıldı. AKP diye bir parti yok. Erdoğan tarafından iradesi teslim alınmış durumda. Eskiden Türkiye'de darbeler askeri darbelerle olurdu ve tepkiler oluşurdu. Ama şimdi Erdoğan'ın siyasi darbesiyle karşı karşıya kaldı. HDP'nin dokunmazlıkları kaldırıldı, DBP PM üyelerimiz katledildi. Bu muhalefetten vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Mücadelemiz devam edecek. DBP olarak halkla birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

'Özgürlük talebi giderek çoğalıyor'

Mevcut darbe yasasının tutuklanmaların önünü açtığına değinen Sebahat "Birçok arkadaşımız hüküm de giyebilir ancak bunların planlı olduğunu biliyoruz. Böylesi bir durum Türkiye'ye kaybettiriyor, Türkiye'ye felaket getirecek. Bizler de buna karşı duracağız. Önümüzdeki süreç zor bir süreç olacak. Demokrasi özgürlük talebi giderek çoğalıyor. AKP hükümeti politikaları nedeniyle savaş şehirlere taşındı. Her gün bombalar patlatılıyor. Dün de İstanbul'da patladı. 'Alışın' diyor. Biz alışmayacağız. Biz buna karşı demokrasi barış mücadelemizi daha da büyüteceğiz" dedi.

'İnsanlar diri diri yakıldı'

Faşizm bu kadar katmerleşmesinde AKP'nin yanında yer alan CHP'nin de sorumluluğu olduğunu belirten Sebahat'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Cizre, Gever, Nusaybin'i gördük. İnsanları diri diri yakan, ölülere saygısı olmayan bir devlet gerçeğini gördük. Bunların hesaplarını sorduğumuz için hedef haline geliyoruz. Bunların sorumlusu devlettir. Faşizme karış mücadele edenler Kürdistan halkıdır. Toplumu cezalandırmak istiyorlar. Almanya'nın 'Ermeni soykırım' yasasının onaylanmasının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 'Tarihimiz boyunca utanacak bir şey yok' diyor. Deme ki bunlar Zilan, Dersin, Roboski'den utanmıyor. Bu utanmayanlara karşı direnmek bizim varlık nedenimizdir. Biz demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü bir anlayışla siyaset yapıyoruz. Halk adına konuşmak değil halkla birlikte her şeyi yapmak istiyoruz. Demokratik özerklik bu kongrede de bizim önemli bir projemizdir. AKP'nin projesi savaş, CHP'nin projesi ulus devlettir. Tek çözüm projesi olan HDP ve DBP'nin projeleridir. Yerel demokrasinin gelişmesini ve nasıl somut hale getirileceğini birlikte geliştireceğiz. Çözümsüzlüğe çözüm arayan ve önemli sorumlulukları olan partiyiz

'Öcalan özgür olmalı'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın bir an önce özgürleşmesi gerekiyor. Öcalan'ın ayrıştıran değil, birleştiren bir özelliği vardı. Ağır tecrit koşullarında tutuluyor. Barış ağır tecrit koşullarında tutuluyor. Toplumu da tecrit altında tutmak isteniyor. 13 DİHA muhabiri tutuklu, Özgür Gündem genel yayın yönetmenlerine soruşturma açılıyor. Barış isteyen akademisyenler baskı altına alınıp tutuklanıyor. İktidara çağrı yapmıyoruz. Türkiye halkına demokrasi güçlerine çağrı yapıyoruz. Çünkü bu saldırı Kürt halkına tek değil Türkiye halkına yapılıyor.

En çok da kadınlara yapılıyor. Kadınların kaç çocuk doğurması nasıl doğurması gerekildiğinden bahsediliyor. Erdoğan, 'Doğum yapmayan kadını yarım ve eksik' ilan etti. Eksik yarım olan egemen erkek zihniyetidir. Bu çağ dışı uygulamalara karşı en büyük mücadele kadın özgürlük mücadelesidir. Erdoğan konuştukça kadın katlediliyor.

'Kürt sorunu çözülmeden barış sağlanmayacak'

Tarihi bir dönemden geçiliyor. Bedeli ağır oldu ama yeni umudun yeşerdiği bir dönemdir. Yeni bir düzenin kurulacağı dönem. Sadece egemenlerin söz söyleyeceği bir dönem değil. Rakka, Minbic hamleleri çok önemli. Ve Türkiye siyasetine etikleri olacak. Ortadoğu'da Kürt sorunu çözülmeden barış sağlanmayacak. DAİŞ'in arkasına sığınanlar yenilmeye mahkumdur. Bugün yapacağımız toplantıyla siyasi süreci değerlendireceğiz. Ve önümüzdeki süreçte yapacaklarımızı tartışacağız. MYK'mızı belirleyeceğiz. Görev ve sorumluklarımızı belirleyeceğiz. Direnişin yanında yer almaya devam edeceğiz."

Sebahat'in konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam ediyor.

(bc-aı/gc)