'Herkes dayanışma sorumluluğunu yerine getirmeli'

09:00

Beritan Canözer / JINHA

AMED - Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği öncülüğünde yürütülen dayanışma kampanyasına her geçen destekler artarken, kadınlar da destek olmak için yardım deposuna geliyor. Zamanlarının çoğunu depoda geçiren kadınlar, herkesin bu sorumluluğu alması gerektiğini ifade etti.

Diyarbakır'da Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği öncülüğünde Sur, Yüksekova, Nusaybin, Silvan ve soykırım saldırılarına maruz kalan kentlerde yaşayan yurttaşlar için dayanışma kampanyası sürüyor. Ancak halkın ihtiyaçlarını karşılanması için daha fazla gönüllü çalışana ihtiyaç duyuluyor. Çağrılar sonucunda özellikle kadınlar depoya gelerek zamanlarının büyük bölümünü burada geçiriyor.
Ezgi Çelik, bu kadar eksiklik yaşandığını bilmediklerini ancak bundan sonra destek olmak için daha sık geleceklerini söyleyerek tüm gençlerin gelip destek olmaları çağrısında bulundu.

'Çığlıklarına cevap olmalıyız'

Her kesimden insanın Sur, Yüksekova ve Nusaybin halkıyla dayanışma içerisinde olması gerektiğine vurgu yapan Ezgi, "Kimsenin bu yardımlaşmadan bir çıkarı yok. Tek çıkarımız ailelerin yüzünü güldürmek, yaralarına merhem olmak, yanan yüreklerine su olmak. Bu sorumluluğu kendimize çok görmemeliyiz. Bugün onlarca anne baba evladını toprağa verdi ve evinden sürgün edildi. Onları anlamalı ve çığlıklarına cevap olabilmeliyiz. Evde televizyon izleyerek harcayacağımız zamanımızı gelip burada paketlemeye ayırarak geçirelim. Herkesin buraya gelerek destek vermesi gerekiyor. Burada çok fazla sayıya ihtiyaç var ve paketlemeleri yetiştiremiyoruz. Ne kadar hızlı yaparsak o kadar çabuk yerine ulaşır. Bunun için de insanların gelip burada sorumluluk alması önemli" ifadesine yer verdi.

'Evimde oturamazdım'

Yardım etmek üzere depoya gelen kadınlardan Sevda Özcan da Rojava Derneği'nin yürüttüğü çalışmanın çok önemli olduğunu belirterek, özellikle kadınların bu tarz çalışmalarda yer almasının en az çalışmalar kadar önemli olduğunu söyledi. Sevda "Eskiden olsa belki hiç gelmez burada yardım etmezdim. Hatta belki 'bana ne' deyip evime otururdum. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' dediğim zaman bile olmuştur belki ama şimdi öyle değil. Gözümün önünde koca bir ilçe yok edildi, onlarca insan yaşamını yitirdi ve tüm bunlar olurken köşeme çekilip oturmak insanlık dışı olurdu. Özellikle bir kadın olarak bunu yapamazdım. Kadınların devrime öncülük ettiği böylesi bir süreçte benim evimde oturmam o kadınlara haksızlık olurdu" ifadesinde bulundu.

'İnsani ve vicdani bir sorumluluktur'

Sevda Kürt halkının yıllardır bu katliamlarla yüz yüze kaldığını ifade ederek, "Rojava yardım deposu çok uzak değil, şehrin merkezinde bir yerde ve herkesin ulaşabileceği bir yerde. Bütün gününüzü ayırmaya da gerek yok. Gelip burada 1 saat bile çalışsanız 50 aileye destek olmuş olursunuz. 50 ailenin evine sizin ter dökerek hazırladığınız paketler gitmiş olacak. O ailelerin bu yardımlara ve desteklere ihtiyacı var. Bizlerin de hem kadınlar olarak hem de halk olarak ailelerle dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. İnsani ve vicdani bir sorumluluktur bu" diye konuştu.

(db/gc)