Bir şiddetsizlik merkezi: KafeNÂ

09:02

Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL - Bir şiddetsizlik merkezi olarak kurulan KafeNÂ, eril dile, erkliğe ve her türlü tahakküme karşı başka bir kafenin mümkün olabileceğini gösteriyor.

"KafeNÂ Sanat & Sepet & Geri Dönüşüm" kültür merkezi, İstanbul Beşiktaş'ta yaklaşık 7 aydır "Başka bir kafe mümkün mü" diye soranlar için hizmet veriyor. Kafenin oluşum sürecine katkı sunanlarda zaten, "Başka bir dünya mümkün" sloganının peşine düşen aktivistler… Başka bir dünya yaratabilme hayallerini, tüketim çılgınlığına 'dur' demek için başka bir kafe yaratarak pratiğe dönüştüren KafeNÂ sahipleri, çalışanları ve hatta misafirleri sürekli tüketmek yerine sürekli üretmeyi seçen insanlar.

KafeNÂ'nın tabelası kocaman bir ayak izi

KafeNÂ, yalnızca tüketim çılgınlığına değil elbet; kadına, hayvana, doğaya yönelik şiddete de bir karşı duruş olarak kurulmuş. NÂ sözcüğü Gürcüce, Zazaca, Farsça ve Kürtçe dillerinde 'hayır' demek. KafeNA insanları da; kadına, hayvana, doğaya yönelik şiddete ve tüketim çılgınlığına 'hayır' dediklerini belirtmek için kafeye bu ismi veriyor. KafeNÂ'nın tabelası kocaman bir ayak izi. Ayak izi ise hem ekolojinin hem de gerçekliğin ve çıplaklığın simgesi. Dürüstlükten yana olduklarını belirten Özgür ve Berivan Demirtaş ile bir kafeden daha fazlası olan KafeNÂ'yı gezmeyi başlıyoruz.

Sokağa ithafen….

KafeNÂ'daki her şey çöpe atılan cam ve paletlerin maharetli ellerde yeniden şekillenmesiyle oluşmuş. Kuşkusuz en dikkat çeken de tavanda bulunan ve sapan şeklinde olan ağaç parçası. Bu Gezi'nin ve Berkin Elvan'ın simgesi. Sapan şeklindeki ağaç parçasına asılan lambalar aydınlatıyor kafeyi. Gezi olur da Yunanistan direnişini es geçmemek olmaz elbet. Böyle düşünen KafeNÂ insanları da renkleriyle Yunanistan direnişini anlatan bir dolap yerleştirmişler dolaba. Bu dolapta yine diğer her şey gibi çöpten bulunan paletlerin birleştirilip boyamasıyla oluşturulmuş. Bu dolabın hemen karşısında ise İspanya işgaline ve kadınlara atfedilen bir köşe bulunuyor. Bu üç hareketin de ortak kesişim noktasının 'sokak' olduğunu belirten Özgür, tüm sokak hareketlerine bir uçtan bir uca dizdikleri sokak lambalarıyla ithafta bulunduklarını söylüyor.

'Kadınların ortak aklı ve emeği'

İnsanların artık kitaplara yüz çevirdiği bu zamanlara, KafeNÂ kurduğu kitaplıkla karşı çıkıyor. Üstelik bilgiyi toplumlaştıran KafeNÂ, kitapları takas ediyor ve kütüphane misyonu üstleniyor. Ayrıca yine paletlerin birleştirilmesiyle oluşan adeta minik bir ev görünümünde kitap okuma köşesi de mevcut. Pahalı boyalara gerek duymaksızın oluşturulan farklı duvarlar da oldukça dikkat çekici. LGBTİ hareketinin sembolü olan gökkuşağı renklerine ayrılan bir duvar, ipten bisikletle yapılmış ve "Otobüse binme bisiklete bin" mesajının verildiği ekoloji duvarı ve kafenin yapım sürecinde emeği geçenlerin isimlerinin bulunduğu bir duvar var. Emeği geçenlerin çoğuysa kadın. Berivan, kafenin kadınların ortak aklı ve emeğiyle oluşturulduğunu belirtiyor.

Ulaşılabilir sanatın merkezi…

Kafenin alt katı da üst katı kadar ilginç. Sanat evi olarak kullanılacak olan alt katta, ufak bir sahne bulunuyor. Burada dileyen tiyatro grupları provalarını alıyorlar. İleri ki günlerde fiyatlarıyla sanatı ulaşılmaz kılan tiyatrolara inat, herkesin daha kolay ve ucuz ulaşabilmesi amacıyla oyunlar da sergilenecek. Ayrıca Kürtçe, Osmanlıca, Farsça, İngilizce, Lazca, Almanca, İtalyanca, keman, erbane, bağlama, gitar kursları da bu alanda verilecek. Sanat evi aynı zamanda yoga ve tango alanı olarak da kullanılacak. Kadın örgütleriyse şimdiden toplantılarını ve etkinliklerini bu alanda yapmaya başlamış. Berivan, KafeNÂ olarak kadınların bu alanı daha iyi işlevsel kullanmalarını istediklerini söylüyor.

'KafeNÂ'yı sahiplenelim'

KafeNÂ, emekçileri pahalılığı bir şiddet olarak gördüklerini ve şiddetin her türlüsüne karşı çıktıklarını belirtiyorlar. Bu neden menüdeki fiyatlar piyasadaki kafelerin çok çok altında. Menü ise tam da şiddete ve tahakküme karşı olarak vegan vejetaryen beslenme türüne göre düzenlenmiş. KafeNÂ eril dilin, erkliğin, tahakkümün girmediği bir şiddetsizlik merkezi. İnsanların birbirlerine dokunmasını istediklerini belirten KafeNÂ emekçileri, "Kurtarılmış bir alan" olarak tanımladıkları KafeNÂ'yı herkesin sahiplenmesini istiyorlar.

(ck/mg)