Gözaltında işkence cezaevinde devam ediyor
09:18
Meltem Oktay/JINHA
MÊRDÎN - Nusaybin ilçesinde soykırım saldırıları ardından havuz medyasının kurguladığı "teröristler teslim oldu" mizanseni ile mahallelerden çıkmak zorunda kalan 42 sivil yurttaşa yönelik yaşatılan insanlık dışı uygulamalar tutuklandıkları Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde de devam ediyor.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde devlet güçlerinin aylardır süren soykırım saldırıları ardından, sivil yurttaşların mahallelerden çıkması ile birlikte havuz medyasının kurguladığı "teröristler teslim oldu" mizanseniyle yaşanan vahşette ortaya çıktı. Aylardır tank, top, obüs ve tüm savaş üstünlüğüyle yoğun ve vahşi saldırıların yaşandığı Nusaybin'de, mahallelerde bir adım dahi ilerleyemeyen devlet güçleri, son olarak mahallelere helikopterlerden kimyasal özellikli kazan bombası atmaya başladı. Devletin savaş hukukunu çiğnemesi ile birlikte mahallelerde bulunan kadın ve çocuklardan oluşan siviller ise ilçeden çıkmak zorunda kaldı. Yeni bir Cizre katliamının yaşanmaması için evlerini terk etmek zorunda kalan ve tutuklanarak cezaevine konulan siviller, demir parmaklıklar ardından yaşadıklarını tutuklu olan DİHA muhabiri Meltem Oktay'a anlattı.
Aylardır amansızca saldırıların sürdüğü Nusaybin'de mahallelerden çıkmak zorunda kalan siviller, zırhlı araçlardan yapılan "Devletin şefkatli kollarına teslim olun. Bu devlet merhametlidir, merttir. Kılınıza zarar gelmeyecek" anonslarına karşılık beyaz bayraklarla mahalleden çıktı. Mahallelerden çıkan 76 sivil yurttaştan 42'si, 25 Mayıs günü saat 13.00'te Dicle Mahallesi'nde bulunan Tunç Sokak'ta özel harekatçılar tarafından kamera ile görüntülendi. Görüntülerde "devletin şefkatli kollarına" gelen yurttaşlara, kameralar kapatılması ardından özel harekâtçılar tarafından, "Cehenneme hoş geldiniz" denildi. Süleyman Bölmez Lisesi'ne götürülen 42 yurttaş gece 24.00'e kadar işkenceye maruz kaldı.
'Kafamıza çuval geçirilerek işkence edildik'
Mahallelerden çıkması ardından tutuklanarak cezaevine konulan 42 yurttaştan biri olan ancak güvenlik gerekçesi ile ismini vermek istemeyen kadın tutsak, Süleyman Bölmez Lisesi'nde kafalarına çuval geçirildiğini ve bir odaya götürüldüklerini belirterek, saatler boyunca özel harekatçılar tarafından saatlerce darp edildiklerini ve işkenceye uğradıklarını söyledi. Saatler süren darp ve işkence ardından sorgu için farklı bir odaya alındıklarını ifade eden kadın tutsak, "Koridorlarda saçlarımızdan tutarak yerlerde sürüklediler. Sorguya götürülen anneler ise merdivenlerden aşağı itildi. Kafamıza çuval geçirerek sorguya tabi tuttular ve ayağa kaldırarak, 'sandalyeye otur' diyerek sandalyeyi çekiyorlardı. Defalarca bunu yaparak sorguya çektiler. Aralıksız bir şekilde işkenceler sürdü ve bununla birlikte hakaret, tehdit ve küfürler edildi" dedi.
'Gözaltında taciz ve tecavüz tehdidinde bulundular'
Süleyman Bölmez Lisesi'nde yapılan işkenceli sorgu ardından 42 kişi ile birlikte zırhlı araçlara bindirilerek bir spor salonuna götürüldüklerini aktaran kadın tutsak, "Spor salonunda kamera öncesi işkenceden geçirildik. Zorla taciz ve tecavüz gibi söylemlerde bulundular. Kadın, erkek ve çocuk demeden çıplak aramadan geçirildik. Sonra elbiselerimize el konuldu. 6 gün boyunca gözaltında kaldık, 6 gün boyunca aralıksız işkence yapıldı" diye konuştu.
İşkence cezaevinde devam ediyor
Tutuklanarak Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan 42 yurttaştan çoğunun kol ve bacaklarının kırıldığı, kadınların gözlerinin etrafının dayaktan ötürü morlaşması, yapılan darp ve işkencenin boyutunu ortaya koyarken, kadın tutsak kendilerine zorla "Ölürüm Türkiyem" marşının söyletildiğini ifade etti. Devlet güçlerinin darp ve işkencenin yanı sıra insanlık dışı uygulamalarından sonra Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nin baskı ve işkenceleri başladı. Kendilerine yapılan işkenceler ardından tutuklanan yurttaşlar, cezaevi yönetimi tarafından siyasi koğuş seçen tutsaklar baskılara maruz kalıyor.
Devlet güçlerinin baskı, işkence ve taciz-tecavüz tehditlerine maruz kalan kadın tutsak, "Avukat görüşü var" diyerek çağırıldığını ve cezaevi müdürü tarafından tarafsız koğuşa geçmesi yönünde baskıya maruz kaldığını aktardı. Kadın tutsak kendisi ile yapılan görüşmenin kimseye aktarılmaması ve tarafsız koğuşa geçmesi durumunda soruşturma dosyasının olumlu yönde etkileneceği söylendiğini ifade etti.
(mg)