KJA Derik Bileşenleri dokunulmazlıkların kaldırılması protesto etti - YENİLENDİ

16:13
YENİLENDİ" class="social-twitter">

JINHA

MÊRDÎN - HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi protesto eden KJA Derik Bileşenleri, "Örgütlü kadın ve örgütlü toplumla direnerek bu faşist sistemi aşacağız" diye belirtti.

Mardin'in Derîk ilçesinde KJA Derik Bileşenleri HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi DBP Derik ilçe binasında yaptıkları basın toplantısıyla protesto etti. Toplantıda konuşan KJA aktivisti Gülseren Yüzal, Kürt siyasetçilerine yönelik siyasi soykırım operasyonlarının ardından, dokunulmazlıkların kaldırılarak HDP'nin parlamento grubunun siyaset dışı bırakılmak istendiğini belirtti.

'Örgütlü kadınla direnerek bu faşist sistemi aşacağız'

Gülseren, "HDP'li vekiller şahsında HDP'yi parlamentoya taşıyan halkların siyasi iradesi yok sayılarak, Kürt sorununun demokratik çözüm zemini ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu anlayışa karşı örgütlü kadın ve örgütlü toplumla direnerek bu faşist sistemi aşacağız" dedi. Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride de dikkat çeken Gülseren, "Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit içinde tecrite karşı, Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü savunmanın tüm halkların özgür ve eşit geleceğini savunmak olduğunu bir kez daha belirtiyoruz" diye konuştu.

'İmha inkar ve asimilasyon politikaları devrede

KJA Midyat Bileşenleri, sıkıyönetim uygulamaları, ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ile devletin kadın üzerinde uyguladığı politikaları kınamak amacıyla basın toplantısı gerçekleştirildi. Midyat DBP İlçe binasında gerçekleştirilen toplantıya, Midyat DBP ilçe Eşbaşkanı Birgül Toprak, parti çalışanları ve KJA üyeleri katıldı. Kadınlar adına toplantıda konuşan Midyat DBP ilçe Eşbaşkanı Birgül Toprak, son bir yıldır olağanüstü bir süreçten geçtiklerini belirterek, yaşadıkları topraklarda imha, inkar ve asimilasyon politikalarının devrede olduğunu ifade etti.

'Demokratik özerk sistem, bir tehdit olarak algılanmaktadır'

Birgül, sözlerine şöyle devam etti: "Kürt halk önderliğinin bir çözüm modeli olarak ortaya koyduğu halkların, dinlerin ve inançların eşit özgür ve gönüllü birlikteliğiyle sağlanacak olan demokratik özerk sistem, küresel sermayenin bölgesel çıkarları ve ulus devletinin tekçi politikaları için bir tehdit olarak algılanmaktadır. Rojava'da gerçekleşen devrimle ezilen tüm halklar için umut olan bu sistem, uluslararası güçlerin DAİŞ eliyle yürüttükleri savaş politikasını deşifre ettiği gibi, bu kapitalist modernist güçlerin taktiği 'İnsan hakları ve demokrasi' maskesini de düşürmüştür" dedi.

'Taciz ve tecavüz kültürü faşizmin bir karakteridir'

Taciz ve tecavüzü faşizmin bir karakteri olarak nitelendiren Birgül, söz konusu özgürlük mücadelesi olduğunda taciz ve tecavüzün toplum üzerinden bir tehdit aracı olarak kullanıldığını belirtti. Birgül, direnen ve mücadele eden kadınların gözaltı, tutuklama ve katletme politikaları ile susturulmak istendiği dile getirerek, son zamanlarda KJA'ya yönelik gelişen baskılara işaret etti.

'Kadın ve çocuğa yönelik şiddeti kabul etmiyoruz'

Kadınların mücadelesi sonucunda elde ettiği kazanımların hedef alındığını söyleyen Birgül, "Kadınları bu değerli kazanımları sahiplenmeye ve büyütmeye çağırıyoruz. Ne bu kazanımları hedefleyen yasa teklifi ve tasarıları ne de fiiliyatta yaşanan kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve hukuksuzluğu kabul etmeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz" şeklinde konuştu.


(ekip/za//rk/dc)