İzmir'in ilk vegan cafesi 'Yaşam Cafe'
09:01
JINHA
İZMİR - İzmir'de yaklaşık 15 gün önce açılan ve "Yaşam cafe" adıyla açılan ve İzmir'in ilk vegan cafesi olarak tanımlanan cafenin kurucularından Gülçin Şermeti, "Vegan bir dünya mümkün mü?" sorusuna cevaben bu dünyanın adımlarından biri olarak anlatıyor cafenin açılışını.
İzmir'de yaklaşık 15 gün önce açılan ve İzmir'in ilk vegan cafesi olarak belirtilen "Yaşam Cafe", "Vegan bir dünya mümkün mü?" sorusuna cevaben bu dünyanın adımlarından birisi olarak kuruluyor. Alsancak'ta bulunan Kıbrıs Şehitleri Caddesi civarında açılan Yaşam Cafe'de insanların sadece yemek yiyip gitmelerini amaçlamadıklarını belirten cafenin kurucularından Gülçin Şermeti, insanların damak tadı denilen tasvirin esiri olduğunu söylüyor. Gülçin, "İlla bir şey yiyip de mutlu olmak değildir amaç, aslında o mutluluğun altında büyük acılar yatıyor. Amacımız bunu gösterebilmek" diyor.
'Kendimi vegan feminist olarak tanımlıyorum'
Gülçin, cafeyi açma sürecini anlatarak, "Erkek arkadaşım İstanbul'da yaşıyordu, birlikte kalıyorduk. Kadın Çalışmalarında yüksek lisans yapıyorum ve kendimi vegan feminist olarak tanımlıyorum. İstanbul'dayken kendimiz vegan olduğumuz için vegan yerlere gidiyoruz ama evde de yapıyoruz. Biz neden böyle bir şeyi kendimiz başlatmayalım, diye bir kafe fikri oluştu. Önce İstanbul'da yapalım diye düşündük ama orada birçok vegan kafe var. Ben İzmirliyim ve İzmir'de vegan kafe yok. Vegan arkadaş çevremiz var ve herkes aynı problemle karşılaşıyor. Dışarı çıkıyorlar makarna mı yesek diye düşünüyorlar. Biz kendimiz yapıyorsak bunları insanlara sunabiliriz dedik ve bu şekilde bir kafe düşüncesi doğdu. Sonrasında İstanbul'dan İzmir'e taşındık. Bir süre mekan aradık ve burayı bulduk. Elimizden geldiğince her şeyi ahşap tutmaya çalıştık daha doğal olsun diye" şeklinde konuştu.
Etin cinsel politikasıyla veganlaşma süreci
Kendisinin vegan olma sürecine değinen Gülçin, "Öncesinde ben vejetaryendim. Veganlık sürecim erkek arkadaşımla yollarımızın kesişmesiyle başladı. Yüksek lisans dersimde bir arkadaşım 'etin cinsel politikası' isminde bir sunum yapmıştı. Bunun üzerine ardından okumalar yapmaya başladım. Hayvan sömürüsünü bilmiyordum, sömürü olduğunu fark ettim. Endüstrileşme bir kenara köylerde mutlu hayvanlar var mı, biz neler yapıyoruz ve farkında olmadan neler yapmışız. Bunları gördükten sonra veganlık sürecim başladı" diye konuştu.
'Vegan bir dünya mümkün'
Gülçin veganlığın yiyecek dışında her alanda hayvansal ürünlerin kullanılmaması anlamına da geldiğini belirterek, "Bu işin içerisinde sadece yiyecekler yok. Mutfakta kullandığımız bezlerden, tuvalette kullandığımız sabunlara kadar hepsini vegan tutuyoruz. Olabildiğimiz en asgari düzeyde vegan olabiliyoruz çünkü yaşadığımız bu bina bile tam olarak vegan değil. Alçısında sıvasında bile hayvansal ürünler kullanılıyor. Bunları daha öncesinde bilmiyorduk ama bunun önüne nasıl geçebiliriz diye düşünüyoruz. Vegan bir dünya mümkün mü? Mümkün olabilir bir gün ama bunun için çalışmak lazım. Bu cafede bunun bir adımıdır. Veganlıkla ilgili bir broşür hazırladık. Burada insanlar sadece yemek yiyip gitsin değil amacımız. Tabi ki yemek yesinler, gelsinler, görsünler yemek alternatiflerinin ne olduğunu ama damak tadı dediğimiz şeyin esiriyiz aslında. İlla bir şey yiyip de mutlu olmak değildir amaç, aslında o mutluluğun altında büyük acılar yatıyor. Bunu gösterebilmek amacımız" dedi.
'Aslında veganlık paraya endeksli değil'
"Genel kanı veganlığın pahalı olduğu yönündedir. İnsanlar biraz alışkanlıklarından dolayı böyle düşünüyor" diye konuşan Gülçin, şunları kaydetti: "Vegan olmadığım zamanlarda, et tükettiğim zamanlarda, vegan olmayan kıyafetler aldığım zamanlarda bir şeyin parasını çok da önemsemezdim açıkçası. Birçok insanın da bunun altına sığındığını düşünüyorum. Bilmediğiniz bir dünyaya dışarıdan bakıp ön yargılarla böyledir demek çok kolaydır. İşin içine girdikten sonra anlıyorsunuz ki para değerli değil ve paraya endeksli çok da gitmiyor bu iş. Bizim menümüze baktığımız zaman vegan tost pahalı diyebilirim size ama vegan tostu için badem peyniri kullanıyoruz. Badem pahalı olduğu için bu tost o fiyatta ama menüdeki fiyatları daha çok kıyas yaparak verdik. Vegan işletmelerle, arkadaşlarımıza sorarak fiyatlandırdık. İnsanlara yakın olsun, ceplerini çok yakmasın da istedik."
'Amacımız sadece maddi kazanç değil'
Gülçin cafeyi açma amaçlarından ve ideallerinden bahsederek, "Buraya gelen insanlar en azından veganlıkla tanışsın. Gelmeye devam etsinler ama bize sadece maddi kazanç sağlamasınlar. Vegan komünite içine onları da alabilelim. İnsanlar hayvanlara karşı neler yaptıklarını, nasıl zulüm ettiklerinin farkına varsınlar istiyoruz. Bu misyonla ortaya çıktık. Sadece buradan ne kadar para kazanırız, ne kadar yükseliriz değil amacımız. Umarım bu ideale ulaşırız" diye konuştu.
(mb-öö/dk)