20 yıl sordu: Oğluma ne oldu
14:08
JINHA
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışlarının 594'üncü haftasında konuşan Maside Ocak, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Abdullah Demir'in annesi Kesriye Demir'in "Oğluma ne oldu" diye 20 yıl boyunca sorduğunu ancak oğlunu bulamadan yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarının 594'üncü haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede" pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları ve adalet arayışını simgeleyen kırmızı karanfiller taşındı. Cumartesi Anneleri, ilk olarak Hurşit Külter'in akıbetinin açıklamasını talep ederek 95 yılında gözaltında kaybedilen Abdurrahim Demir'in faillerini sordu. Eyleme Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da katıldı.
'Darbe ve vahşet bodrumlarını gördük'
İlk olarak söz alan gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, yirmi bir yıl önce yaşadıklarının tekrarını bugün yaşadıklarını ve genç, yaşlı, kadın ve çocuk demeden gözaltına alınmaların had safhaya ulaştığını ifade etti. Rıdvan, "Bugün 80 yaşında olan anneler babalar gözaltına alınıyor. Darbe ve vahşet bodrumlarını gördük. Alanlardayız ve baskılardan korkmuyoruz. 21yıldır her hafta bu meydandayız olmaya da devam edeceğiz" dedi.
79 gündür soruyoruz bulun!
Ardından söz alan HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, yeni kayıpların yaşanmaması için uzun yıllardan bu yana kayıp yakınlarının bu alanlarda olduğunu söyledi. Pervin, "Şırnak Valisine, adalet bakanına, Cumhurbaşkanı'na ve Başbakanına soruyoruz 79 gündür Hurşit Külter nerede? Ailesi ve yakınları soruyor. Darbeden sonra yüzlerce insanı gözaltına aldınız. 79 gündür soruyoruz bulun! Hurşit Külter Nerede?" diye seslendi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da düşman hukukunda bile ölülere ve mezarlarına saygı duyulduğunu belirterek, "Ölü bedenlere ve mezarlarına dokunulmasın" dedi.
'Babaannem sadece amcamın bir mezarı olsun istemişti'
1995 yılında askerler tarafından gözaltına alınarak kaybedilen Abdurrahim Demir'in yeğeni Beritan Demir de okuduğu mektupta şu ifadelere yer verdi: "Abdürrahim Demir, 22 yıl önce gözaltına alınıp kaybedildiği zaman henüz 22 yaşındaydı. Babaannem ve babam o günden beri amcamdan bir haber almak için her yola başvurdular ama bir sonuç alamadılar. Amcam kaybedildiğinde ben henüz doğmamıştım. Amcamı babaannemin derin acısında tanıdım. Babaannem bu yıl aramızdan ayrılana kadar, hep amcamdan haber alma umuduyla yaşadı. Babaannem gözü açık öldü. Babaannem sadece amcamın bir mezarı olsun istemişti. Başında gözyaşını akıtacağı ve dua okuyacağı bir mezar. Bunu babaanneme de amcama da çok gördüler. Babaannem bu meydanda yaşlandı, bizler bu meydanda büyüdük. Acılarımıza son verilmesini istiyoruz ve adalet istiyoruz."
Kayıp yakınları adına basın metnini Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu. Maside ilk olarak "Abdurrahim Demir nerede? Hurşit Külter nerede?" soruları ile konuşmasına başlayarak soruları cevaplamakla sorumlu olan devlet yetkililerine seslendi. Kürt coğrafyasında başta gözaltında kaybetme olmak üzere ağır insanlık suçlarının bizzat devlet eliyle işlendiğine tanık olduklarını söyleyen Maside, "Yaşam hakkı başta olmak üzere hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir ortamda sadece kimsesizler mezarlıkları büyüyorsa demokrasiden bahsedilemez. 594 haftadır ancak evrensel hukuk ilkelerinin uygulanması ve hakikatlerin ortaya çıkarılmasıyla adaletin sağlanabileceğini söylüyoruz" diye konuştu.
Maside, OHAL karanlığında gözaltında kaybedilen 21 yaşındaki Abdurrahim Demir'i unutmadıklarının altını çizerek Abdurrahim'in nasıl kaybedildiğini anlattı. Abdurrahim'in Mardin Kızıltepe Şavalet noktasında kimlik kontrolü için durdurulan otobüsten indirilerek askerlerce gözaltına alındığını belirten Maside, "Gözaltına alındığına tanıklık edenler Demir Ailesine Abdurrahim'in, Şavalet Jandarma Karakolu'na götürüldüğünü söyledi. Aile Şavalet Karakolu'ndan, 'Biz böyle birini almadık' cevabını aldı. Mardin Emniyeti ise 'Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa'ya garson olarak gitti' açıklamasıyla gerçeğin üstünü kapatmaya çalıştı. Aile 'bu işin peşini bırakın' diye tehdit edildi. Yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Abdurrahim Demir'den bir daha haber alınamadı" şeklinde konuştu.
Maside, Abdurrahim'in annesi Kesriye Demir'in "Oğluma ne oldu?" sorusunu 20 yıl boyunca sorduğunu ancak oğlunu bulamadan yaşamını yitirdiğini belirterek, "Kesriye Demir'in yerine bugün Demir Ailesi ile birlikte soruyoruz 'Abdurrahim'e ne oldu?' Abdurrahim Demir Şavalet Jandarma Karakolu'nda kaybedildiğinde dönemin iktidar partilerinin yargılanmalarını isteyen İnsan Hakları, o dönem iktidarlarının ve askeri sorumluların yargılanmasını istedi" dedi.
(ga-tm/dk)