Minbic'in özgürleşmesiyle değişen denklem - ANALİZ

09:31
ANALİZ" class="social-twitter">

Rakel Asîman/JINHA

HABER MERKEZİ - DAİŞ'in yaşadığı stratejik kayıp ve Minbic Askeri Meclisi öncülüğünde özgürlük güçlerinin elde ettiği başarının askeri ve siyasi, diplomatik sonuçları olacağı kesin. DAİŞ, Hol ve Şeddade'den sonra stratejik bir kalesini daha kaybetti. Böylelikle çetelerin Irak ve Suriye arasındaki bağlantı yollarının önemli bölümü denetime girmiş oldu. Bölge halkları ortak bir yaşamı Rojava'dan sonra demokratik Suriye ekseninde de inşa etmeye kapı araladı.

Minbic'i özgürleştirme hamlesi faşist DAİŞ çetelerine karşı 72 gün boyunca can feda yürütülen savaşın başarısıyla sonuçlandı. Çağımızın Moğolları olan istilacı, kan emici DAİŞ vahşetinin yaydığı korku imparatorluğu sarsılmıştır. DAİŞ'in tamamen yenilgisi kaçınılmazdır. Minbic'in bölge ve uluslararası eksende stratejik önemine dair yazıldı çizildi. Bu açıdan DAİŞ'in yaşadığı stratejik kayıp ve Minbic Askeri Meclisi öncülüğünde özgürlük güçlerinin elde ettiği başarının askeri ve siyasi, diplomatik sonuçları olacağı kesindir. Operasyonun ilk günlerinde uluslararası alanda büyük tartışmalara yol açması da bu gerçeklikle direkt bağlantılıdır. Suriye krizinde gelinen aşama ve hamlenin başarısı; bölgede siyasi dengeleri, stratejik ortaklıkları ve karşıtlıkları bitirecek, uluslararası ve bölgesel yeni stratejik ortaklık ve bloklaşmalara yol açacak bir sürece doğru götüreceği görülüyordu. Bölgesel gerici aktörler ve emperyalist güçlerin DAİŞ'in bölgeden sökülüp atılmasıyla pozisyonlarını yeniden ele almaları gerekecekti.

Geçiş güzergahı kapandı

Minbic, DAİŞ çetelerinin hem Rakka, hem Halep ve hem de Musul ve bu hatlardan dünya ile bağlantısını sağladığı noktaydı. DAİŞ, Hol ve Şeddade'den sonra stratejik bir kalesini daha kaybetti. Böylelikle çetelerin Irak ve Suriye arasındaki bağlantı yollarının önemli bölümü denetime girmiş oldu. Minbic'in gerek coğrafik yapısı gerekse de DAİŞ'in askeri üslenmesi açısından önemi hamle esnasında net olarak görüldü. Minbic, çetelerin Suriye'de işgal ettiği Halep'ten sonraki en büyük kentlerinden biriydi. Askeri, lojistik ve ekonomik alanda güç kaybetti. DAİŞ'in ahtapot gibi yayıldığı bölgenin ortasında ve Türkiye sınırına 80 kilometre uzaklıktaki Minbic, Türkiye üzerinden gelen çete unsurlarının geçiş güzergâhıydı. Minbic'in özgürleştirilmesi Türkiye'nin çetelere verdiği desteği de büyük oranda engelleyecekti. Bununla birlikte, Rojava kantonlarına yönelik çete tehdidi büyük oranda bertaraf edilecek, Fırat suyu çevresinin de güvenliği sağlanmış olacaktı. Bu bölgedeki toprakların işlenmesi, ekonomik olarak dışa bağımlılığın azaltılması, KDP'nin ekonomik ambargosunun da zayıflatılması anlamına da geliyordu.

Çetelere ekonomik darbe

DAİŞ'in ekonomik gelirlerinin büyük kısmını petrol satışından sağladığı biliniyor. En büyük petrol kaynağı yine Suriye topraklarında. İşgal ile elde edilen petrol Suriye, Irak, Türkiye güzergâhlarından satıldığı daha evvel belgelendi. DAİŞ ham petrolü AKP ve KDP sayesinde pazarlarken, Cerablus üzerinden Türkiye'ye çıkarıyordu. Böylece AKP'nin kayıt dışı ekonomisine büyük destek sağlıyordu. Bunun karşılığı tırlar dolusu silah, askeri mühimmat, binlerce insanın ölümüne neden olan bomba malzemesi olarak geri dönüyordu. Minbic hamlesi DAİŞ'i bu imkânlardan yoksun bıraktığı gibi AKP/Saray rejiminin kayıt dışı ekonomik gelirini de darbeledi. Faşist politik İslamcı çetenin kendine başkent ilan ettiği Rakka da bu darbeden etkisini kısa zamanda yaşayacaktır.

Yıkılan Osmanlıcılık hayalleri

Minbic'in çetelerden temizlenmesiyle, AKP'nin DAİŞ eliyle Ortadoğu'da kurmaya çalıştığı "Yeni Osmanlıcı" hayaller de hüsrana uğradı. AKP sultasının Suriye ve dolayısıyla Ortadoğu siyaseti stratejik olarak kaybetti. Türkiye'nin tampon bölge hayali de suya düştü. AKP'nin ABD ile ilişkilerinin gerilim kaynaklarında Suriye politikası temel önemde duruyordu. Haziran başında AKP sözcülerinin "Minbic hamlesinde ABD ile gizli anlaşma yaptık" söylemlerinin içinin boş olduğu 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında açığa çıktı. Hitler kırması, "Fırat'ın batısına geçemezler" sözünü yutmuş, Fırat'ın batısında özgürlük sloganları haykırılırken tek bir söz dahi söyleyememiştir.

Değişmeyen denge ve güç ilişkisi

DAİŞ'in Rakka'dan sonra elindeki en büyük kenti kaybetmesi beraberinde onunla işbirliği içindeki Suudi Arabistan ve Katar gibi bölgesel gerici güçlerin de zayıflamasına yol açacaktır. Petrol başta olmak üzere kurulan ticari ilişki ağının deprem etkisinden nasibini alacağına kuşku yok. Bu güçlerin birlikte hareket ettikleri koalisyonlar/bloklar ya etkisizleşecek ya da en azından bugün için belirleyici pozisyonda olamayacaklardır. Bölgesel güçlerin hem kendi aralarındaki hem de Rusya ve ABD gibi emperyalist güçler öncülüğünde gelişen bloklar siyasetine de etkisi olacağını beklemek gerek. Henüz hamle devam ederken Rusya'nın askeri güç desteği önerisi, ABD'nin olumsuz yanıtıyla ekarte edilmişti.

İran ve Esad rejimi ile ittifakı sürdürerek, askeri üssünü kalıcı hale getirmeye çalışan Rusya'nın ABD karşısında hemen geri çekilmeyeceğinin göstergeleri var. Rusya ve İran'ın kimi planlarının halkların iradesi karşısında boşa çıktığını söyleyebiliriz. Rusya'nın Suriye'de daha etkin olabilmek için bir dizi hamle geliştirmesi beklenmeli.

AKP/Saray cuntasının, İran ve Suriye rejimi ile görüşmeleri Rojava devrimi karşısında yer alan Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) ve aynı blokta yer alan KDP ve ENKS gibi işbirlikçi güçlerle temasları biliniyor. Tüm bu girişimler, "Kürtlerin statü sahibi olmaması" yönündeki Rojava devrimi düşmanlığı, halkların ortak yaşam mücadelesinin karşısında konumlanan strateji doğrultusundaydı. Minbic'te yenilen DAİŞ-AKP işbirliği, bu amaç doğrultusunda fırsat kollayacaktır. Kirli planlar için her türlü katliam ve suikast da dahil olmak üzere devreye konulabilir.

Rusya ise ABD'nin elini zayıflatacak her türlü girişimi kendi lehine değerlendirmek isteyecektir. AKP/Saray diktatörlüğünün Rusya ile ilişkileri yumuşatmaya çalışan yanaşma hareketinin nedenlerinden birinin Suriye'deki yenilgi politikası, ABD ile yaşadığı çatışmalar olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Rusya ve Türkiye'nin bölge politikasında yeni arayışlara girmesi kaçınılmaz. Ancak, Türkiye ile Rusya yakınlaşmasının bir ittifaka dönüşmesinin kolay olmayacağını da not etmek gerek. Zira iki gerici gücün Suriye eksenli politikalarındaki bir dizi farklılığın, taktiksel değil stratejik temelde çelişkiler olduğu açık.

Minbic'in anlamı ne?

Minbic, bugün halkların özgür ve eşit bir yaşamı kurma müjdesini veriyor. Tarihsel olarak farklı halklara ve kültürlere ev sahipliği yapmış bu kent gerici istilalara da tanıklık etmiş. Üç yıllık DAİŞ işgali ile halklar çok acı yaşadı, büyük saldırılarla karşı karşıya kaldı. Minbic'in özgürleşmesine öncülük edenler bu zulmü yaşayan Arap’ı, Kürt’ü, Türkmen’iyle bu toprakların insanıydı. Kanlarını halkların özgürlüğü için dökmekten çekinmeyen devrimci, komünist ve yurtsever dostları da oldu. Minbic'in özgürleştirilmesi DAİŞ'in sonunu hazırlayacak kapsamda bir rol oynayacağı kadar, Kürtler başta olmak üzere bölge halklarının demokratik Suriye'nin inşasında da son derece önemli bir rol üstlenecektir. Zira halkların tüm emperyalist, gerici ittifak ve bloklar karşısında bağımsız iradesiyle yön tayin etmesi bu güçlerin aldığı pozisyonu da etkileyecektir.

Bölge halkları ortak bir yaşamı Rojava'dan sonra demokratik Suriye ekseninde de inşa etmeye kapı araladı. Bab Askeri Meclisi'nin kurulması ve beraberinde DAİŞ'e karşı tüm güçlere yaptığı çağrı halkların özgürlük arayışlarının devam edeceğini gösteriyor. Ve demokratik Suriye'nin gelişim zemininde halkların iradesine işaret ediyor. Özgürlük arayışının giderek Cerablus, Azez, Rakka ve Der a Zor'u da kapsayacağını söyleyebiliriz.

(fk)