JINHA

İSTANBUL - Tutuklanan Özgür Gündem yayın danışma kurulu üyesi yazar Aslı Erdoğan, "Bir anda hukuk ile hiçbir ilgisi olmayan bir dava olduğunu, tepeden gelen bir emir ile tutuklanacağımı anladım. O an tüm korkum geçti. Hiçbir suçum olmadığını çok net anladım" dedi.

Özgür Gündem gazetesi, İstanbul 8’inci Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla ‘PKK propagandası yaptığı’ gerekçesiyle 16 Ağustos'ta kapatıldı. Aynı gün akşam gazetenin yayın danışma kurulu üyesi Aslı Erdoğan evine yapılan baskınla gözaltına alındı ve 4 gün sonra çıkarıldığı mahkeme tarafından "örgüt propagandası yapmak", "örgüt üyeliği" ve "halkı kışkırtmak" suçlamalarıyla tutuklandı.

Cumhuriyet gazetesi Aslı Erdoğan ile avukatı aracılığı ile röportaj yaptı. Aslı savcıyla görüşmeden önce avukatların kendisine “Basın Kanunu’nun 11’inci maddesine göre yayımlanan yazılardan siz sorumlu değilsiniz, serbest bırakılacaksınız” dediğini anlattı. Aslı şöyle devam etti: "Polislerin tavrı, ifadedeki rahatlık, bana gösterilen yazılar hakkında soruşturma başlatılmamış olması, suçlandığım yazılardan birinin, ‘Kara Karga’ adlı dergide yayımlanmış olması, Sezgin Tanrıkulu’nun rahatlığı, yazılarımı gazete haberlerinden alıntılar ile kurmam ve yorumumun olmaması… Hepsini beraber düşününce serbest kalacağımdan emindim. Ayrıca Özgür Gündem çalışanları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcı tutuklanma talebiyle beni sevk ettiğinde avukatlar dahil, hepimiz şoka girdik."

Mahkemeye girdiği ilk 15 dakika savunduğunu ve gergin olduğunu kaydeden Aslı Erdoğan tutuklanacağını anladığı anı şöyle aktardı: “Bir anda hukuk ile hiçbir ilgisi olmayan bir dava olduğunu, tepeden gelen bir emir ile tutuklanacağımı anladım. O an tüm korkum geçti. Hiçbir suçum olmadığını çok net anladım.”

Cezaevi koşullarını da anlatan Aslı Erdoğan, fiziksel darba maruz kalmadığını ancak kendisine su verilmediğini belirterek, yaklaşık 10 yıldır bağırsaklarıyla ilgili bir sorun yaşadığını, pankreas ve sindirim sisteminin çalışmadığını anlattı. Aslı, "5 gündür ilaçlarım verilmiyor. Şeker hastasıyım ve diyabet aşamasına geçmek üzere. Özel bir beslenme gerekiyor ancak sadece yoğurt yiyebiliyorum. Yatağıma idrar yapılmış. Hiç havalandırmaya çıkarılmadım. Vücudumda kalıcı hasarlar oluşturacak şekilde muamele yapıyorlar. İnatla direnmesem bu koşullara dayanamazdım" dedi.

Bir yazarın yalnızlığa ve sessizliğe ihtiyacı olduğunu ancak şu anda yaşadığı koşullara dayanamadığı için siyasi tutukluların bulunduğu koğuşa geçmek istediğini kaydeden Aslı, “Eşim ve çocuğum olmadığı için annemi ve ölü kedimi özlüyorum. Yıllardır babamı görmüyorum onu da düşünüyorum” dedi.

Dışarı çıktığında ilk olarak sol koluna Auschwitz’de kadın mahkûmlara zorla yapılan dövmeyi, evinin basıldığı tarih olan 16.8.16 olarak yaptıracağını söyleyen Aslı sözlerini şöyle bitirdi: “Benimle gösterilen dayanışmanın farkındayım. Çok büyük emekler harcandığının, yazılan mesajlardaki içtenliğin ve duyguların hepsinin farkındayım. Kulağa çok kuru gelebilir ama çok teşekkür ederim. Sizler olmasanız kaderime sahip çıkamazdım.”

(fk)