Bir pantolon bir çift ayakkabı Fehime ve Dilan'ın hayali
10:32
JINHA
MÊRDÎN - Nusaybin'de patlayan cisim nedeniyle yaşamını yitiren 12 yaşındaki Fehime Kurumaz, bayram hayali için kardeşi Dilan'la birlikte demir toplamaya gitmişti. Şimdi yas evinde devlete isyan eden anne Türkan, "5 aydır temizleyeceğiz diyorlar 6 ay oldu hala temizlenmedi. Toprağımızda olmak için döndük, terk etmek istemedik. Hepiniz biliyorsunuz kendileri o bombaları koyuyor" diyor.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 'sokağa çıkma yasağı' 5 aydır sürüyor. 9 mahallede gündüz saatlerinde yasak kaldırıldı ve mahallelerde yıkım devem ediyor. Kentte hala mühimmatlar patlıyor ve en çok da çocukların canını alıyor. Yıkılan evlerinin olduğu mahallede bayramlık almak için demir toplamaya giden 12 yaşındaki Fehime ile kardeşi Dilan'ın yaşadıkları, 5 ay boyunca bir ilçenin kuşatma altına alınmasının ne demek olduğunu anlatıyor.
Tel örgüler ardından kalan hayaller
Fehime ve Dilan Kurumaz, Zeynel Abidin Mahallesi'nde tel örgülerin arkasında kalan evlerini aylar önce terk etmez zorunda kalmıştı. Anneleri Türkan ve kardeşleriyle Kızıltepe'ye göç ettiler. Yasak kısman kaldırılınca da Selahaddin Eyyubi Mahallesi'nde iki göz odalı bir evde yaşamaya başladılar. Yoksullukla büyüyor ikisi de. Ama ne yoksulluk ne ölüm onları ayırıyor Nusaybin'den. Botan'ın direniş kenti Nusaybin'in çocukları ikisi de. Annesi Türkan anlatıyor. "Kürtlerin avukatı olacağım" diye hayal kurup, "Berxwedan jiyane" sloganını dilinden düşürmezmiş. 12 yaşındaki hayallerine bir de bayram geleceği için kendisine bir pantolon almayı ayırmış. Bu yüzden Dilan'la birlikte demir toplayıp satmak için Zeynel Abidin (Kanika) Mahallesi'ne gitmişler.
'Yoksullukla büyüttüm çocuklarımı'
Anne Türkan, "Yoksullukla büyüttüm çocuklarımı. Yokluğun verdiği çaresizlikle gitmelerine izin verdim. Nerden bilirdim böyle olacağını" diyor ağıtlarının arasında. Fehime eline bir cisim alıyor ve "Bu saattir" diyerek işine yaramadığını düşünüp fırlatıyor ve o anda meydana gelen patlamada yaşamını yitiriyor. Dilan ise sol bacağından yaralı ve evde yatıyor.
Savaşın bıraktığı mühimmatlar 12 yaşandaki bir çocuğun yaşamını yitirmesine neden oldu. Fehime ve hayalleri bu patlamayla katledildi.
'Gençlerimiz direnerek yaşamını yitirdi'
Şimdi evlerinde yas var. Televizyonunun üzeri bir örtüyle kapatılmış, Türkan'ın ağıtları ve isyanı, Fehime'nin ablasının bastırılmış hıçkırıkları duyuluyor. Komşuları teselli ediyor Türkan'ı, Nusaybin direnişinde savaşarak yaşamını yitiren gençleri hatırlatıyorlar. Türkan, "Gel yanıma otur, ölen kızımın yerine otur" diye çağırıyor "İçimdeki yaralarımı, kalbimi açayım, Kürtlerin yaralarını açayım sana" diyor ve anlatıyor.
İsmi Zilan olacaktı
Fehime'ye aslında Zîlan ismini vermek istiyor Türkan ama kabul edilmez diye nüfus cüzdanına Fehime yazdırılıyor. Sonra bu duruma üzülünce Fehime'den sonra doğan kız çocuklarına Berîtan, Dîlan ve Şîlan ismini veriyor. Fehime o kadar çok seviyor ki Nusaybin'i yeniden geldiklerinde "Nisêbîna Rengîn'deyiz" diyerek mutluluğunu paylaşıp, küçük parmaklarıyla sürekli zafer işareti yapmış. Türkan, "Ve o şimdi özgür artık" diyor.
'Bu kadar zulüm yeter'
Fehime ve Dilan'ın neden mahalleye girdiklerini anlatıyor Türkan, "O gün kendilerine bayram elbisesi alabilecek parayı biriktirmek için demir toplamaya gitmişlerdi. Biriktirecekleri parayla Fehime İspanyol paça pantolon. Bizden ne istiyorlar söylesinler. Ölüm diyorlarsa beni de öldürsünler. Bu kadar zulüm yeter" şeklinde dile getiriyor.
'Kürtlerin avukatı olacağım diyordu'
Fehime, beşinci sınıfa gidiyordu ve avukat olmak istiyordu. Sürekli "Devlet bizim evimizi yıktı" diyordu. Telefonunda Fehime'ye ait fotoğrafları sildiğini üzüntüyle dile getiren Türkan, "Nereden bilecektim öleceğini, şehit olacağını? Evim Zeynel Abidin Mahallesi'ndeydi, tellerin ardında kalıyor. Evimiz yıkıldı, bir şey olmaz dedim. Ama şimdi canım da gitti" şeklinde ifade ediyor.
'5 aydır bombaları temizlemiyorlar'
Fehime'nin Kanika Mahallesi'nde bulanan "Şehitlik Mezarlığı'na gömülmesini istediğini belirten Türkan, bu isteğinin Kanika Mahallesi'nin tel örgülerle çevirili olduğu için yerine gelmediğini vurguluyor. Devlete öfkesi ve isyanı çok büyük Türkan'ın. "Bu bombaları da onlar bıraktı. Beş aydır temizleyeceğiz diyorlar. 6 ay oldu hala temizlenmedi. Biz kimsenin bundan sonra canı yansın istemiyoruz. Toprağımızda olmak için döndük, terk etmek istemedik. Onların toprağına mı gittik, kendi evimiz için geldik. Toprağımızdır dedik, yine öldürüldük. Bizden ne istiyor, söylesin. Benim yüreğim yandı, Erdoğan'ın ve Emine'nin de yüreği yansın. Hepiniz biliyorsunuz kendileri o bombaları koyuyor" şeklinde belirtiyor.
'Yanına gittiğimde, 'Dîlan' diyebildi sadece'
Evlerinde kadınların arasında yasta yerini alan Dîlan, "Mahallede demir topladıktan sonra hurdacıya götürüp sattık. 3 lira tuttu. Ben kendime cips aldım, Fehime ise dondurma aldı. Çalışmak için yeniden mahalleye döndük. Fehime yerde o cismi buldu, 'saattir' deyip fırlatınca patladı. Boğazından kan gelmeye başladı. Yanına gittiğimde 'Dîlan' diye seslendi bana. Birileri geldi, bizi hastaneye götürdü. Biz hastaneye gidene kadar nabzı atıyordu. Daha sonra öldüğünü söylediler. Daha önce önünden geçtiğimiz bir mağazada gördüğü tişörtü çok beğenmişti. Kazanacağımız para ile kendine İspanyol paça pantolon ve o tişörtü alacaktı. Kıyafetleri, giyinmeyi çok seviyordu. Almak istediği tişört 25 TL'ydi. Benim tek isteğim bombaların temizlenmesi ve 'barış' olması" diyor.
(ekip/gc)